Sosyolojinin sistemleşmesi, kurumsallaşması ve kendini ‘felsefe’den sıyırarak
bağımsız bir bilim haline gelmesi 19. yüzyılın ortalarında gerçekleşmiştir.
İlk defa Aguste Comte (1839) tarafından kullanılan sosyoloji kelimesi,
Latince “socio” (toplum) ve Grekçe “logie” (bilim) kelimelerinin birleşmesinden
meydana gelmiştir.
Sosyoloji dilimize önce, “İlm-i İctima” ve “içtimaiyat” olarak çevrilmiştir.
Günümüzde “toplumbilim” olarak Türkçeleştirilse de, bütün dünyada
olduğu gibi, ülkemizde de sosyoloji olarak kullanımı rağbet görmektedir. Etimolojik
anlamıyla Sosyoloji’yi toplumsal olanın bilimi olarak nitelendirebiliriz.
Din Sosyolojisinin
Doğuşu ve Gelişimi
Fransız Burjuva Devrimi ile İngiltere’de ortaya çıkan Sanayi Devrimi,
Batı Avrupa ülkelerinde kısa zamanda etkisini göstermiş, sadece devletlerin
anayasalarının değişmesiyle sınırlı kalmamış, toplumların temellerini sarsan
devrim ve ayaklanmaların patlak vermesine, politik ve ekonomik çalkantılara,
toplumsal yapıda köklü değişikliklere, mülkiyet düzeninin alt–üst olmasına,
yeni bir sosyal tabakalaşmaya ve benzeri büyük sarsıntı ve bunalım
yaratan olaylara neden olmuştur. Böylesine sorun ve açmazların çözümlenebilmesi
hususunda mevcut bilimlerin yetersizlikleri, aydınları yeni arayışlara
sevk etmiştir. İşte sosyoloji, 19. yüzyılda ilkin Fransa’da bunalımlar içinde
kıvranan toplumun sorunlarına çözüm üretmek için ortaya çıkmış ve Fransa
ile sınırlı kalmayıp kısa zamanda diğer ülkelere de yayılmış bir bilimdir.