Baltalimanı Sahil Sarayı Tarihi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Baltalimanı Sahilsarayı, Mustafa Reşid Paşa’nın 1860-1870 yılları arasında Baltalimanı’nda yaptırdığı kagir saray.

XIX. yüzyılın ilk yarısında Boğaz’ın önemli mesire yerlerinden biri olan Baltalimanı kıyısında da birçok kasır ve sahilsaraylar bulunmaktaydı. Mustafa Reşid Paşa buradaki ahşap yalısının ya­nında mimar Sarkis Balyan’a, ayrıca ha­remlik ve selâmlık bölümlerinden olu­şan Baltalimanı ya da Büyük Reşid Pa­şa Sahilsarayı olarak tanınan bugünkü kagir binayı yaptırmıştır. Mustafa Re­şid Paşa zamanında İngiltere, Belçika, Fransa ve Rusya ile İmzalanan 16 Ağus­tos 1838, 25 Kasım 1838, 3 Ağustos 1839, 30 Nisan 1840, 30 Nisan 1846 ve 1 Mayıs 1849 tarihli siyasî ve ticari ant­laşmalar bu ilk yalıda imzalandığından “Baltalimanı antlaşmaları” olarak tarihe geçmişlerdir. Mustafa Reşid Paşa’nın oğlu Ali Galib Paşa ile Abdüimecid’in kı­zı Fatma Sultan’ın evlenmeleri üzerine Baltalimanı Sahilsarayı hazine tarafın­dan 250.000 altına satın alınarak yeni evlilere tahsis edilmiştir. Bu dönemde eski saray hizmetkârlar dairesi olarak kullanılmış ve saraya bir yolla bağlan­mıştır. Kırım Savaşı sırasında Fransız İmparatoru III. Napolyon ile İmparatoriçe Öjeni’nin İstanbul’u ziyaret etmek istemeleri üzerine misafirleri ağırlamak için Baltalimanı Sahilsarayı seçilmiş ve çevresinde birçok yeni köşk yaptırılarak saray ve çevresi özel olarak düzenlen­miştir.

Fatma Sultan’ın ölümünden (1882) son­ra Tarlabaşı Sarayı’nda oturmakta olan kız kardeşi Mediha Sultan, II. Abdülhamid’den Baltalimanı Sahilsarayı’nın ken­dine tahsis edilmesini istemiştir. 1887’de saray Mediha Sultan’a verilmiş ve 1922 tarihine kadar onun mülkiyetinde kalmıştır. Ferid Paşa’nın Mediha Sultan’la evlenmesinden sonra sahilsarayın yanına bir harem bölümü yaptırıl­mış ve bu bölüm Paşa Dairesi olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde yapıyla il­gili önemli olaylardan biri de siyasî se­beplerle Mısır Hidivi Yusuf Kâmil Paşa’dan ayrılan Zeynep Hanim’ın paşa ile tekrar evlenmesi sırasında nikâhlarının Baltalimanı’nda kıyılarak evü çiftlerin bir süre sarayda misafir edilmeleridir. Cumhuriyet’in İlânından sonra bir müd­det terkedilmiş olarak kalan saray bir süre Balıkçılık Enstitüsü’ne tahsis edil­miş ve bu sırada yapı önemli değişik­liklere uğramıştır. Günümüzde işe ke­mik ve mafsal veremi hastahanesi ola­rak kullanılmaktadır. Paşa Dairesi İs­tanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji Ensti­tüsü’ne verilmiştir. Sahilsarayın değerli eşyası, yağlı boya tabloları, Damad Fe­rid Paşa’ya ait zengin kütüphane 1925’de müzayedeyle satılmıştır.

Sahilsarayın geniş bahçesinde havuz, deniz hamamları ve köşkler bulunmak­tadır. Eskiden Baltalimanı çayırına ka­dar uzanan saraya ait büyük bir meyve bahçesi de vardı.

Hareketli bir kütleye sahip olan Balta­limanı Sahilsarayı’nın bu mekânları bir avlu çevresinde çözümlenmiştir. Deniz cephesinde dışarı taşan iki masif yan kütleye sahiptir. Birinci katta yan cep­heler iki dizi sütunla kademeli olarak dı­şarı taşınlmıştir. Ana girişler bu yönde­dir. Deniz tarafında olan orta sofaya, av­luya bitişik (U) biçiminde iki merdiven­le çıkılmaktadır. Dikdörtgen ve kare bö­lümlü bezemeli tavanı, mermer kapla­ması, yan cepheler yönünde renkli mer­merden yapılmış ocakları ve geniş ay­naları küçük parçalardan oluşan parkeleriyle orta sofanın mekân olarak etki­leyici bir görünümü vardır. Avluyu ze­min ve birinci katta üç yönde koridor çevirmektedir. Koridor kemerleri alçı sar­kıtlarla bezenmiştir. Koridor üzerinde odalar, meşk odası, hamam, tuvalet ve mutfak dizilmektedir. Oda tavanları geo­metrik düzende bezenmiştir. Her oda­da birer ocak bulunmaktadır. Orta so­faya açılan yan odalarda çıkmalar ana mekândan sütunlarla oluşturulmuş bi­rer niş biçiminde çözümlenmiştir.

Caddeye bakan cephe birinci katta si­metri aksı üzerinde dışarı çıkma yap­makta, çıkma (S) biçiminde dört iri kon­solla taşınmaktadır. Zemin kat derzli du­var dokusuyla belirtilmiş ve yarım yu­varlak pencere dizileriyle bol ışık alacak biçimde düzenlenmiştir. Pencerelerde iç içe geçen çemberlerle oluşan demir par­maklıklar vardır. Birinci kat köşelere ka­re kesitli gömme yarım sütunlar yerleşti­rilmiş, cephede dikdörtgen yarım yuvar­lak pencere açıklıklarıyla çeşitlilik sağ­lanmıştır.

Sarayın çevre duvarı üzerinde yer alan çeşme, 1955’de hastahanenin başhekimi Dr. Baha Oskay tarafından tamir ettirilerek ihya edilmiştir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi