Ahmed Rıdvan. Hamse sahibi divan şairi.
Yaşamı
Doğum tarihi belli değildir. Kendi ifadesinden Ohrili olduğu anlaşılmaktadır. Tütünsüz veya Bîduhan lakabıyla da anılır. Resmî kayıtlarda baba adının Abdullah olarak belirtilmesi devşirme olduğunu düşündürmektedir. II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanunî devirlerinde yaşamış, defterdarlık ve sancak beyliği yapmıştır. İskendernâme’ sinde ve Divanında Moton Seferi’ ne katıldığını, kaleye sancak diktiğini bildiren Ahmed Rıdvan’ın bu sırada sancak beyi olduğunu kaynaklar da doğrulamaktadır. Aynca II. Bayezide sunduğu bir kasidede sırasıyla Karahisar, Hamîd. Teke, Karaman ve Ankara sancak beyliğinde bulunduğunu belirtmektedir.
Divanındaki bazı şiirlerden ve Heftpeyker adlı mesnevisinden anlaşıldığına göre, II. Bayezid’i n şehzadeleri Ahmed ile Selim arasındaki taht mücadelesinde Ahmed tarafını tutmuş, Selim’ in tahta geçmesiyle de görevinden uzaklaştırılmıştır.Bununla birlikte II. Bayezid devrinde kendisine mülk olarak verilen Dimetoka’ daki Ahmed Fakihlü köyü, Selim zamanında da onun adına kayıtlıydı. Sehi nin. “Padişah sancağın çeker pek ağır dirliklü bey id” demesine bakılırsa, Kanunî zamanında eski itibarına kavuştuğu söylenebilir, ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber eldeki bilgilere göre 1528-1538 yılları arasında Edirne’ de öldüğü sanılmaktadır. Ayrıca Edirne’ de Ağaçpazarı semtinde kendi adıyla anılan bir medresesi bulunduğu ve buranın XVIII. yüzyılın başlarında öğretime açık olduğu bilinmektedir.
Eserleri
Ahmed Rıdvan 27.000 beyit tutarında altı mesnevi ile hacimli bir divan yazmıştır. Kaynaklarda hamse sahibi şairler arasında zikredilen Ahmed Rıdvan’ ın mesnevilerinden îskendernâme ve Hüsrev ü Şirin’ ini, tezkirelerde mesnevi nâzımı olarak adına rastlanmayan Hayâtı mahlaslı bir şair kendine maletmiştir. Ayrıca, elde yalnız Hayâtı mahlaslı nüshalan bulunmasına rağmen Mahzenü’l-esrâr ile Heftpeyker’in de Ahmed Rıdvan’ ın eserleri olabileceğini araştırmalar göstermektedir
1) Divan. Kaside, mesnevi, terkibibend. gazel ve kıta olmak üzere toplam 1044 şiir ile altmış sekiz beyitten ibaret bu eserin bilinen tek yazması Türk Dil Kurumu Kütüphanesi’ ndedir
2) İskendernâme. Ahmedînin İskenderndme’ sinden faydalanılarak 904’te kaleme alınmıştır. Yaklaşık 8300 beyit olan bu mesnevinin bir yazması Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi’ndedir Hayatî mahlaslı nüshası ise Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi’ nde bulunmaktadır
3) Leylâ ve Mecnûn. 4250 beyit kadar olduğu tahmin edilen bu mesnevi, yer yer serbest tercüme yoluyla Nizâmi nin aynı adlı eseri örnek alınarak 1499-1502 yılları arasında yazılmıştır. Eksik olan tek nüshası Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi’ nde bulunmaktadır.
4) Hüsrev ü Şîrîn. Şeyhî ve Nizâmrnin aynı addaki eserlerinden faydalanılarak 907 yılında tamamlanan eser, şairin ifadesine göre 6308 beyittir. Ancak Berlin yazması 4946, Gotha nüshası ise 5700 beyit kadardır. Rıdvan mahlaslı iki yazması Gotha ve Berlin kütüphanelerinde bulunmaktadır. Hayatî mahlasını taşıyan iki nüshadan biri Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi’ nde, diğeri Hasan Özdemir’in hususi kütüphanesinde bulunmaktadır.
5) Rıdvâniyye 914 yılında tamamlanan dinî-ahlâkî konulu bu mesnevi, şair tarafından 2080 beyit olarak bildirilmişse de Süleymaniye Kütüphanesi’ ndeki bilinen tek yazmasında 1743 beyit bulunmaktadır.
6) Mahzenü’l-esrâr. Nizâminin aynı adı taşıyan dinî-ahlâkî ve tasavvufî mesnevisinin aynı vezinle yapılmış serbest bir tercümesidir. Hayatî mahlasını taşıyan tek yazması Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi’ ndedir.
7) Heftpeyker. Nizamînin Behrâmnâme adlı mesnevisinin serbest tercümesidir. Sâsânî hükümdarlarından Behrâm’ ın av ve çeşitli eğlencelerle geçen günlerini anlatan 4174 beyitlik bu mesnevinin 917-918 tarihleri arasında kaleme alındığı tahmin edilmektedir. Bilinen iki yazması Hayatî mahlasını taşımakta olup biri Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi’nde, diğeri İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ ndedir.
Şairin bunlardan başka 104 beyitlik Kasîde-i Bür’ e Tercümesi, ayrıca Câmiu’n-nezâir ile diğer bazı şiir ve nazire mecmualarında da manzumeleri bulunmaktadır.
Bu kadar çok eser vermiş olmasına rağmen Ahmed Rıdvan’ ın başarılı bir şair olduğu söylenemez. Mesnevilerinde Ahmedî ve Şeyhî gibi Türk şairleriyle İranlı Nizâmî’yi örnek almış, hatta ele aldığı konular ve onları işleyiş bakımından bu şairleri adım adım takip etmiştir. Diğer şiirleri ise bazı tezkirecilerin de ifade ettikleri gibi, vezinli ve kafiyeli söz olmaktan öteye geçmemektedir. Ancak hamse sahibi olması sebebiyle Türk mesneviciliğindeki gelişmeyi tesbit açısından önemli bir yere sahiptir.
Diyanet İslam Ansiklopedisi