Sosyoloji

Zeki Koday – Fındıklı İlçesinin Coğrafyası

Zeki Koday – Fındıklı İlçesinin Coğrafyası

Fındıklı, oldukça engebeli bir topografyaya
sahip olup bol yağışı, gür ormanları, sık akarsu ağı, yoğun çay ziraatı ve çok
çeşitli türde meyve yetiştiriciliği ile dikkat çekmektedir.

Ülkemizin ekonomik ve sosyal açıdan
gelişmesi ve kalkınması öncelikle coğrafi potansiyellerinin tespiti ile mümkün
olabilir. (s. I)

Bitki örtüsü bakımından ülkemizin en gür
vejetasyonun görüldüğü sahada kıyı şeridinde daha çok geniş yapraklı, yükselti
arttıkça iğne yapraklı ağaçların sayıca arttığı orman örtüsü görülmektedir.

Fındıklı ilçesinde yerleşmeler vadi
yamaçlarında ve sırtlarda yoğunlaşmıştır. İlçeye bağlı bütün köy yerleşmeleri
topografik engellerden dolayı dağınıktır.

Fındıklı ilçe merkezi (…) şehirsel
fonksiyonları oldukça gelişmiş bir yerleşmedir. (s. 4)

İnsan, içerisinde yaşadığı ve karşılıklı
etkileşim halinde bulunduğu doğal ortam içerisinde kendi amacına uygun birtakım
düzenlemeler yapmakta ve böylece beşeri ortamı inşa etmektedir. Doğal ortam ile
insanın inşa ettiği beşeri ortamın birbiri ile kaynaşması sonucunda coğrafi
ortam ortaya çıkmaktadır. (s. 6)

Fındıklı ilçesinde 750-800 m yüksekliklere
kadar geniş yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar hakimdir. Karadeniz’in
doğusunda sınırlarımız dışında Kafkas Dağlarının etekleri boyunca da yayılmış
bulunan bu orman sahasına, Kafkasların güneyindeki tarihi “Kolşid” ülkesine
atfen verilmiş isimle “Kolşik Flora” denilmektedir. Kolşik flora, muhtelif
yapraklı ağaçlardan müteşekkil ve zengin bir alt formasyona sahip orman topluluğu
şeklinde tarif edilebilir.

Bu flora bölgesi Karadeniz’in doğusunda (…)
başlayarak Kafkaslar’ın güney yamaçları boyunca (…) Trabzon civarına kadar
uzanır. (s. 50)

Kolşik flora tür bakımından oldukça zengin
bir ağaç topluluğuna sahiptir. Bu sektörün hakim ağacını sakallı kızılağaç
(Alnus barbata) oluşturmaktadır. Bunun yanında (…) bulunan türlerden bazıları
şunlardır: Kayın (Fagus oriantalis), kestane (Castanea sativa), ıhlamur  (Tilia rubra, Tilia multiflora), Kafkas
kanatlı cevizi (Pterocarya caucasica), akçaağaç (Acer tataricum), dişbudak
(Fraxinus oxpyhlla), karayemiş (Prunus lourocerosus), karaağaç (Ulmus
campestre, Ulmuş montana), yabani Trabzon hurması (Diospyrus lotus), söğüt
(Salix alba, Salix campera) adi gürgen (Corpinus betulus), çınar (Platanus
oriontalis), yabani kiraz (Prunus avium), kızılcık (Cornus songuina), adi
fındıktır (Corylus avellana). (s. 52)

Yörede yaşayan başlıca yabani hayvan türleri
ayı, domuz, çakal, tilki, tavşan, porsuk, karakeçi ve yılandan ibarettir.

Kafkas engereği (Vipera koznakovi)
Türkiye’de sadece Hopa, Arhavi ve Fındıklı civarında bulunur. (s. 67-68)

İnceleme
alanında yaşayan başlıca kuş türleri ise; güvercin, karga, ispinoz, karatavuk,
bıldırcın, atmaca, serçe, ördek, martı, karabatak ve çulluk gibi türlerden oluşmaktadır.
(s. 68)

Çoruh
nehri 216 m3/sn debisiyle, Kızılırmak (195 m3/sn) ve
Yeşilırmak’tan (192 m3/sn) daha fazla su ve alüvyon taşımasına
rağmen bu nehrin önünde akıntıyı uzaklaştıran bir çıkıntı olmadığından, nehrin
getirdiği alüvyonlar akıntının da yardımıyla denizin dibine taşınmaktadır.

Kızılırmak
üzerinde yapılan barajlar ve akıntının kesintiye uğraması nedeniyle kıyının
yavaş yavaş fakat sürekli bir erozyona uğraması sonucu deltanın sediment
bütçesi bozulmuştur. Bunun sonucunda binlerce yıldır devam eden deltanın
büyümesi durmuş ve ırmağın ağız kısmından itibaren bir gerileme başlamıştır. (s.
74)

Karadeniz
bölgesinde yaşayan, geçimini gemicilik ve balıkçılıktan sağlayan birçok insan
bu denizde boğularak ölmüştür. “Karadeniz’de gemilerin mi battı?” sözü bu
denizin memleketimiz insanına verdiği acıyı, ıstırabı ifade etmektedir.

1461’de
Osmanlı devletinin egemenliğine giren Fındıklı 1886 yılına kadar karye olarak
yönetildi. Eski adı Viçe olan Fındıklı, 1887 yılında Hopa’ya bağlı bir nahiye
oldu. (s. 91)

Atmaca Avcılığı Geleneği

Doğu
Karadeniz kıyı şeridinde Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Arhavli Hopa ve iç kısımdaki
Murgul ilçesinde bu avcılık faaliyeti yüzyıllardan beri yaygın olarak yapılmaktadır.

Atmaca
avcılığı kısaca şu şekilde yapılmaktadır. Sabunlu su hazırlanmakta daha sonra
bu su taşların altına ve böcekler tarafından kazılmış toprağa dökülmektedir.
Böylece sabunlu sulardan hoşlanmayan danaburnu (Gryllotalpa gryllotalpa) olarak
adlandırılan böceklerin deliklerinden dışarı çıkarılarak yakalanması
sağlanmaktadır.

Yakalanan
danaburnu “ragi” olarak adlandırılan bir tuzağın içinden iple bağlanarak
sallandırılmaktadır. Danaburnu yem olarak kullanılarak atmaca kuşu ya da “gaçu”
olarak adlandırılan “Accipiter nisus” çekirge kuşunun yakalanmasına
çalışılmaktadır. Göçmen ve ötücü bir kuş olan gaçu ya da kızıl sırtlı örümcek
kuşu Eylül ayı ortasına kadar Doğu Karadeniz’de görülebilir.

Yakalanan
atmaca kuşu asıl av olan atmacayı yakalamak için yem olarak kullanılır.

Avcı,
kendini çalıların arasına gizler. “Opice” adı verilen atmaca ağı gerilir.
Atmaca kuşu, ayağına ip bağlı olarak bu ağın üzerinde uçurtulmaktadır.

Atmaca,
kuşu yakalamak için hamle yaptığında opice kuşun üzerine bırakılmakta ve
böylece atmaca yakalanmaktadır. (s. 179)

Atmaca
yırtıcı bir kuş olmasına karşın 10-15 gün içinde evcilleşebilmektedir. Atmacayı
evcilleştirebilmek için sık sık et yedirilir. İnsanlara alıştırılması için
kalabalık yerlerde tutulur.

Evcilleştirilen
atmaca bıldırcın avlamak için kullanılır. (s. 180)

Mısır

Toprağa
Mart ayında ekilen mısırlar 3-4 ay sonra koçan bağlayıp olgunlaşmaktadır.
Olgunlaşan mısırlar bazen tarlada koparılmakta, bazen de sapı ile koparılıp
evde, koçanlar sapından ayıklanmaktadır. Tarlada mısır ekimi genelde salatalık,
karalahana, fasulye gibi sebzelerle birlikte yapılmaktadır.

Sapından
koparılan mısırların taneleri elle ayıklanmaktadır. Tane haline getirilen
mısırlar daha sonra köydeki değirmenlerde öğütülerek un haline getirilirler.
Eskiden köylerde çok sayıda değirmen bulunurken günümüzde bu sayı her bir köy
için 4-5 âdete kadar düşmüştür. Kalan değirmenlerin de birçoğu kullanılmaz
durumdadır. (s. 211)

Teleferik sistemi

Karayolu
ancak belli yerlere kadar ulaştığı için yöre insanı kurmuş olduğu basit
teleferik sistemi ile yolun olmadığı yerlerdeki boşluğu doldurmuştur.

Teleferik
sistemi ağırlıkla çay bahçeleri üzerindedir. Daha çok çay taşımacılığı için
kullanılırlar. (s. 255)

Teleferik
sistemi 12 mm veya daha kalın çelik halatların gerilmesiyle oluşturulmaktadır.
Halatın uçları kalın ağaçların gövdelerine veya kazılıp içerisine beton
doldurularak dikilen demir direklere bağlanmaktadır. Teleferikler her ne kadar
yük taşımak için inşa edilse de zaman zaman insanları da taşıdığı için
halatların sağlam olmasına ve uçlarının iyi bağlanmasına ayrı bir özen
gösterilir. (s. 256)

Atatürk Üniversitesi Yayınları

Erzurum 2014

İlgili Makaleler