YETENEK
YETENEK
Günlük dilde, bireyin herhangi bîr alandaki
becerilerini veya beceri potansiyellerini anlatmak amacıyla kullanılmasına rağmen
bilimsel olarak tanımlanması oldukça güç kavramlardan biri de yetenektir. Kavramın
kişilik, zekâ, genetik ve çevre gibi kavramlarla çok yakından ilişkili olması,
anlam alanını belirsizleştirmektedir.
İnsan tekinin, insan türünün bir üyesi olması
nedeniyle vazgeçilmez biçimde bütün diğer insanlarla benzer olan yanlan vardır.
Örneğin diğer insanlarınki gibi yapılaşmış bir beden, doğumla başlayıp Ölümle
sonuçlanan bir hayat seyri, belli bir kültürün içinde kişiliğinin
şekillenmesi insanın benzer özellikleridir. Fakat bir türün üyesi olması
insanın yalnızca bir yanıdır, diğer bir yanı daha vardır ki, onun sayesinde
bütün insanlar birbirlerinden farklılaşır, eş-yumurta ikizleri dahil kimse
birbirinin üpkısı olmaz. Bireyler arasındaki farklılıktan oluşturan fiziksel
unsurlar (bedenin biçimi, yüz hatla-n, parmak çizgileri, boy, ağırlık vb.)
kolayca farkedilebilirlerse de, psikolojik unsurların farkedilip
değerlendirilmeleri o kadar kolay değildir. Yetenek, bu psikolojik bireysel
farklılıklardan bir tanesidir. Diğer psikolojik bireysel farklılıklar içinde
zekâ, mizaç, kişilik, inanç ve değer sistemleri, insan ilişki tarzları
sayılabilir. Yetenek kavramı, anlam olarak bunların hepsiyle ilişkilidir,
bazılarıyla kimi zaman örtüşür (örneğin zekâ bazan yetenekle aynı anlamda
kullanılır, yine insan ilişki tarzları pekâla sosyal bir yetenek
sayılabilirler) bazılarının (örneğin mizaç ve kişilik) içinde yer alır,
gelişimi ve ifade edilme biçimi onlara bağlıdır. Yeteneğin gösterilebilen,
başarılabilen, ortaya konmuş bir beceri mi yoksa kişinin içinde taşıdığı, uygun
şartlarda ifade edebileceği bir potansiyel mi olduğu gündelik dilde karışmasına
rağmen (örneğin başarılı bir müzisyene yetenekli deriz) psikoloji dilinde
yetenek daha çok kişinin içinde taşıdığı potansiyel anlamına kullanılır. Nasıl
olup da her bireyde farklı bir yetenekler tablosu ortaya çıktığı ise oldukça
karmaşık bir sorundur. Bunu açıklamak için kalıtımın, yetiştirilme ve
eğitilme tarzının, kurulan insan ilişkilerinin yoğunluğu ve biçiminin, karşılaşılan
önemli hayat olaylarının, yaşanılan demografik ve coğrafi çevrenin, geçirilen
hastahklann rollerinin ayn ayrı bilinmesi gerekir.
Yetenek kavramının anlamındaki belirsizliği ve
değişebiliriiği göstermek için üzerinde en çok çalışılan psikoloji
konularından zekâyı örnek almak uygun olacaktır. Zekânın varolduğunda herkes
birleşmekte, fakat ne olduğuyla ilgili birçok teori ileri sürülmektedir. ‘Tek
etmen teorisine göre zekâ, soyut ve genel bir uyum yeteneğidir. Yani yetenekler
manzumesi içinde yalnızca bir tanesidir. Spearman’ın “çift etmen teori-si”nde
ise bir genel yetenek olarak zekâ (G
etmeni), bir de özel diğer yetenekler (S etmeni)
vardır. G etmeni bir çok alanda kendini göstererek o alanlarda, zeki insanın
başarılı olmasını sağlar. Fakat S etmeni yönünden varolan farklılıklar, her alanda
aynı derecede başarılı olmasını engeller. Görüldüğü gibi bu teoride yetenekler
içinde zekâya çok özel bir yer verilmektedir. “Çok etmen
teorisi”nde ise çok sayıda özel yetenek bir araya gelerek zekâyı yaparlar,
örneğin Thomdike, zekâyı mekanik (el ve alet kullanma becerisi), sosyal (insan
ilişkileri kurma ve sürdürebilme becerisi) ve soyut (sembollerle düşünme
becerisi) olmak üzere üçe ayırır. Böylece neredeyse bütün yetenekler zekâ
içinde toplanmış olur.
Her ne kadar tanımlarda bir anlaşma sağlanamıyorsa
da, bugün kişilik, zekâ gibi diğer psikolojik bireysel farklılıkların yamsı-ra
özel yetenekleri ölçmeye yönelik testler de geliştirilmiştir, örneğin Seashore
müzik ve resim yeteneği testiyle kişinin müzik ve resim yeteneği
ölçülebilmektedir. Yine çeşitli araştırmacılar tarafından geliştirilen
testlerle kişinin mekanik ve meslekî (üp, hukuk, öğretmenlik, sekreterlik vb.)
yetenekleri de ölçülmektedir.
Erol GÖKA Bk: Zekâ ve Zekâ Testleri