Edebiyat

Yaprak Dökümü Reşad Nuri Güntekin (Konusu, Özeti, Karakterleri )

remote/yaprak-dokumu Yaprak Dökümü

Yazar: Reşat Nuri Güntekin

Türü: Roman

Yayın Tarihi: 1930

Kitabın Konusu: Gelir düzeyinin üzerinde bir hayat sürdürmek isteyen bir ailenin dağılışıdır.

Kitabın Ana Fikri:

Ulaşılamayacak hayallerin, maddî israfların, lüzumsuz özentilerin hüküm sürdüğü bir ailede çöküntülerin başlaması kaçınılmazdır.

Kitap Özeti:
Babıali’de yetişmiş olan Ali Rıza Bey içine kapanık, kendi hâlinde dürüst bir insandır. Otuz yaşına kadar dahiliye (İçişleri) kalemlerinde çalışmıştır. Fakat annesiyle kızkardeşini iki ay ara ile kaybettiği için İstanbul’dan soğur ve Suriye’ye gider. Suriye’den geldikten sonra da yirmi beş yıl kadar Anadolu’da çalışır. Kırk yaşına yaklaştığı sıralarda Hayriye Hanım ile evlenir. Bu evliliğinden beş çocuğu olur. Trabzon’da, daha doğrusu Trabzon civarında çalışırken bir kadın kaçırılması olayı yüzünden işinden atılır. Üsküdar Bağlarbaşı’ndaki oturmakta olduğu evine döner.İstanbul’a döndükten sonra, iş ararken eski tanıdıklarından Muzaffer’e rastlar. Muzaffer onu müdürü bulunduğu Altın Yaprak Anonim Şirketine alır. Ancak bir arkadaşının daktilograf olan bir kızla ilgisi yüzünden işten ayrılır, işten ayrıldığı gün ise oğlu Şevket bir bankada memur olarak iş bulur. Ortanca kızları Leyla ile Necla aileyi beğenmezler, bu yüzden de evde sık sık kavga olmaktadır.Bu sırada Şevket çalıştığı bankada daktilo görevinde çalışan bir Ferhunde ile evlenir. Onların evlendiği gün aile ikiye bölünür. Düğünden sonra kavgalar iyice sıklaşır. Ali Rıza Bey daha önce çalıştığı Muzaffer’in yanına gider, ondan iş ister. Fakat Muzaffer’den yüz bulamaz iyice yıkılır. Eve gelen geliningörümceleriyle Necla ve Leyla’nın eğlenceye düşkünlükleri, evde çay partileri, çeşitli eğlenceler düzenlemeleri, evdeki geçim sıkıntısını daha çok artırmıştır. Bu gibi şeylerden bıkmış olan evin büyük kızı Fikret, kendini kurtarmak için bile bile birkaç çocuk sahibi olan bir adamla evlenip, Adapazarı’na gider. Evin gelini Ferhunde’nin kaçışı ile elebaşlarını kaybeden Leylâ ve Neclâ bocalarlar.. Zenginliğe düşkün olan Necla ise zengin diye bir Suriyeli ile evlenir, fakat bu konuda aldanır, büyük sıkıntılar yaşar ve kendisini kurtarmaları için mektuplar yazar. Evdekiler azalınca büyük evin satılması gerekmektedir ve Bağlarbaşı’ndaki o büyük ev satılır. Ondan daha küçük olan bir ev satın alırlar. Oğul Şevket ise bankadan çektiği paralar yüzünden hapse girer. Kızları Leyla ise iffetini kaybedip, kötü yola düşer. Sonunda zengin bir avukatın metresi olarak yaşamaya başlar. Aile ocağından dördüncü evlâdın da ziyan olması karşısında Ali Rıza Beye hafif bir felç gelir. Karısı Hayriye Hanım kızı Leyla ile oturmaktadır. Ali Rıza Bey hastaneye düşer. Onu hastaneden çıkarmaya kızı Leyla gider. Babasını hastaneden çıkarır ve kendi evine götürür. Babasına çok iyi bakar, kısa zaman sonra Ali Rıza Bey iyileşir, artık rahatı yerindedir. Ara sıra yolda eski kahve arkadaşları ile göz göze gelmese Ali Rıza Bey büsbütün huzur içinde olacaktır.

Karakterler ve Özellikleri
Ali Rıza Bey: Kendi çapında uğraşan, alçak gönüllü, çocuklarının iyi yetişmesini arzulayan; ailesinin istediğini yapan; ama onlara sözü geçmeyen, sevilmeyen bir babadır.
Hayriye Hanım: Ali Rıza Beyin hanımıdır. Ailenin menfaatine dokunan işlerde hiç şakası olmayan, maddî ve hesaplı bir kadındır.
Şevket: Ali Rıza Beyin büyük oğludur. Yirmi yaşlarındadır, iyi bir öğrenim görmüştür. Fakat bunların hepsini babasına borçlu olan bir memur çocuğudur. Babası gibi gururlu biridir.
Fikret: Ali Rıza Beyin büyük kızı. On dokuz yaşında, ufak tefek bir kızdır. Fakat otuz yaşlardaki bir insan ciddiyetine sahiptir.
Leyla: Ali Rıza Beyin kızı. On sekiz yaşlarında çok güzel bir kız.
Necla: Ali Rıza Beyin ortanca kızının küçüğüdür. Para canlısı, gözü yükseklerde bir kız.
Ferhunde: Evin eğlenceye düşkün gelini, genç ve güzel bir kadın.

Kitap hakkında bir değerlendirme:Yaprak Dökümü, toplumsal gerçekleri ele aldığından basmakalıplıktan uzak, başarılı bir romandır. Bilindiği gibi, Tanzimat’tan sonra Osmanlı-Türk toplumunda batılılaşma hevesi başlamıştı. Batılılaşmak yanlış anlaşıldığından; yüzyıllarca süren millî-dini gelenek ve göreneklerimizden, karakterimizden uzaklaşma olarak kabul edildiğinden, bu, birçok ailede birtakım bunalım ve felâketlere sebep olmuştur. Günümüzde dahi bulunduğumuz güç durumların esas sebebi budur. Birtakım toplumsal pürüzlere, karakter boşluklarına ışık tutması bakımından Yaprak Dökümü gerçekçi ve orijinal bir romandır.

İlgili Makaleler