Dünya Edebiyatı

Venedik Okulu (Rönesans, 16.yy) Hakkında Bilgi

Venedik Okulu

Venedikli sanatçılar Rönesans’tan başlayarak heykel, mimarlık, özellikle de resim alanında Floransa ve Roma gibi İtalya’nın öbür önemli sanat merkezlerinden daha farklı bir geleneği sürdürmüşlerdir. Venedik Okulu terimi, 14.yy’dan 17.yy’a değin süren ve ayırt edici özelliği ışık ve renk kullanımına ağırlık vermek olan bu geleneği belirtir.

Venedik, coğrafi konumunun ve ticari etkinliğinin sonucu, hem Bizans’la, hem de Orta Çağ’a özgü geleneklerin daha güçlü olduğu Almanya ’ yla etkileşim içinde bulunmuş, siyasal bakımdan da Balkan Yarımadası’nda genişlemeye çalışmıştı. Bu nedenle burada Antik Çağ kültürünün etkileri Rönesans’ın öbür merkezlerindeki kadar ağırlıklı olmamıştır. Bağımsız bir cumhuriyet olan Venedik, tüccarların, bankerlerin ve siyasal ya da düşünsel etkinlikleri nedeniyle yurtlarından göç etmek zorunda kalmış kişilerin yerleştiği bir kentti. Böyle bir toplumsal-kültürel çevre, kendini soyut düşünce sistemleriyle çevrilmiş görmek istemiyor, duyularla algılanan somut gerçekliği önemsiyordu. Sanat kuramcıları da, biçim ve orantı konularında geçerli ilkeleri kısıtlayıcı buluyorlardı. Bu, Rönesans’ın temel anlayışlarına tam uymayan bir durumdu. Böylece Venedik geleneğinde rengi, ışık ve gölge tonlamalarını öne çıkaran, heykel ve mimarlıktan bağımsız bir resim anlayışı egemen oldu. Biçim kaygısının yerini büyük ölçüde, bir ışık ve renk atmosferi oluşturarak, izlenimleri, düşünce, duygu ve düşleri aktarmaya yönelik bir eğilim, bireyin iç dünyasını iletme çabası aldı.

Venedik Okulu, Rönesans resminin, konturları (kenar çizgileri) açıkça belirgin figürlerini, renklerin akıcılığı ve kompozisyonun bütünlüğü içinde eritip kaynaştırarak, 17.yy resminin gelişimini ve El Greco, Velasques Rubens, Rembrandt gibi ressamları etkilemiştir. Ayrıca, resmin görsel özelliklerini sonuna dek değerlendirme eğilimini güçlendirmiş, bu yönüyle modem anlayışların da bir tür öncüsü olmuştur.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler