Felsefe Yazıları

Varoluşçuluk Akımı Kısaca, Filozofları, Hakkında Kısa Bilgi

Varoluşçuluk

Felfese tarihi boyunca ele alman sorunların odağını bilgi, ahlak, mantık, evrenin yapısı, özdeğin kuruluşu, estetik gibi varlık alanları oluşturmuştu, insana doğrudan doğruya yönelen, onu düşünen, inanan, davranan bir varlık olarak inceleyen dizgeler 19.yy’da ortaya çıkmaya başlamıştır. Din felsefesi, insanı inanan bir varlık olarak görmeye çalışmış, ancak soruna dar bir açıdan yaklaşmayı amaçlamıştı. Deney bilimlerinin gelişmesi, doğanın daha geniş boyutlu bir sorun alanı olduğunun anlaşılması, evren karşısında insanın yerini, tutumunu açıklama eğilimini ortaya çıkardı, insan bir yandan doğa bilimlerinin, bir yandan dinin, bir yandan da felsefenin temel konusu durumuna getirildi. 19.yy ortalarına doğru, Kierkegaard, dinden esinlenerek, insanı evren karşısında güvensiz, boşluğa itilmiş, bunalımlara sürüklenmiş bir varlık olarak yorumladı. Daha sonra, insan, bağımsız bir felsefe dizgesinin odak sorunu oldu, insanın evren bütünü içindeki yerini, evrenle ilgisini, kendi içdünyasını açıklamayı amaçlayan1 bu yeni akıma Varoluşçuluk (Existentialisme) adı verildi.

Varoluşçuluk için insan, kendini arayan, evrendeki yerini bulmaya çalışan, geleceğinden kuşkulanan bunalıma sürüklenen bir varlıktır. Bu olumsuz durumların kaynağı da insanın varoluş sorununa kesin bir açıklık bulunamayışı, insan varlığında saklı anlamın aydınlığa çıkmayışı-dır. Ancak, bu sorunları daha önce yapıtlarında işleyen Augustinus, Aquino’lu Thomas, Pascal, Husserl gibi filozof, tanrıbilimci ve Dostoyevski  gibi romancıları varoluşçu sayma olanağı yoktur. Bir felsefe dizgesi olarak, Varoluşçuluk, Kierkegaard la başlamış, M.Heideger, G.Marcel, K.Jaspers ve yazın alanında J.P.Sartre ile gelişme olanağı bulmuştur. Bu akım, yazın alanında da geniş bir yer kaplamıştır. Ancak S.de Beauvoir, MMerleau-Ponty, N.Berdyayev ve L. Chestov gibi yazar ve düşünürler Varoluşçuluk’tan etkilenmelerine karşın, bu felsefe dizgesi içinde bulunmazlar. Onların Varoluşçuluk’la ilgileri felsefe sorunlarına çözüm arayan belli bir dizgeye bağlılıktan değil, bir görüşün etkisinde kalmaktan kaynaklanır.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler