Tarihi Şahsiyetler

Urbain Le Verrier Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

LE VERRİER, Urbain (1811-1877)

Fransız astronomi bilgini. Uranüs’ün yörünge dolanımındaki tedirginliklere dayanarak, Neptün gezegeninin varlığını ve bulunması gereken yeri belirlemiştir.

Urbain Jean Joseph Le Verrier 11 Mart 1811 ’de Manche idare bölgesindeki Saint-Lö kentinde doğdu,
23    Eylül 1877’de Paris’te öldü. Yerel yönetim kadrosunda küçük bir memur olan ve oğlunu Paris’in en iyi öğretim kuramlarından birinde okutabilmek için evlerini satacak kadar özverili davranan babasının isteğiyle girdiği Ecole Polytechnique’i 1835’te mühendis olarak bitirdi. İki yıl kadar devlet tütün işletmelerinde çalıştıktan, bir süre de Gay-Lussac’ın laboratuvarında kimya araştırmaları yaptıktan sonra, 1837’de kimya öğretmenliği için başvuruda bulunduğu Ecole Polytechnique’te astronomi öğretmenliğine getirilince, kimyayı bırakıp zamanını yalnızca astronomi çalışmalarına adadı. Gök mekaniği, Güneş sisteminin kararlılığı ve gezegen hareketlerindeki düzensizliklere ilişkin çalışmalarıyla 1846’da Fransız Bilimler Akademisi’ne kabul edildi. Aynı yıl Neptün gezegeninin keşfindeki değerli katkılarıyla ünü giderek büyüyen Le Verrier’nin yaşamında yeni görevler ve ödüller birbirini izledi. Once Sorbonne’da kendisi için kurulan gök mekaniği kürsüsünün başına getirildi; 1849’da Manche milletvekili olarak Yasama Mecli-si’ne, 1852’de Senato’ya seçildi; yükseköğretim genel müfettişliğine, 1854’te de, Arago’nun ölümüyle boşalan Paris Gözlemevi yöneticiliğine atandı. Bu arada, Royal Society’nin Copley madalyasıyla ve iki kez Londra’daki Krallık Astronomi Derneği’nin altın madalyasıyla ödüllendirilmişti. Yönetimini ve bireyci tutumunu onaylamayan çalışma arkadaşlarıyla arasındaki anlaşmazlık ve huzursuzluk sonucu 1870’te Paris Gözlemevi’nin yöneticiliğinden ayrıldıysa da, üç yıl sonra yeniden göreve çağrıldı ve ilginç bir rastlantıyla, gene bir 23 Eylül günü, Neptün’ün keşfinin tam 31. yıldönümünde öldü.

Neptün’ün keşfi, astronomi tarihinin hem en büyük, hem de en tartışmalı başarılarından biri olmuştur. 1781’de Herschel’in bulduğu Uranüs gezegeninin kuramsal yörüngesindeki yaklaşık 1,5 dakikalık sapmayı, Newton’ın gök mekaniği ve kütle çekim yasalarına dayanarak Jüpiter ve Satürn gibi komşu gezegenlerin çekim etkisiyle açıklayamayan astronomlar, bu tedirginliğin nedenini, bilinmeyen, yakın bir gezegenin varlığına bağlamışlardı. 1845’te, Paris Gözlemevi’nin yöneticisi Arago’nun önerisi üzerine bu konuya eğilen Le Verrier, sorunun son derece karmaşık olan matematiksel analizini başararak ve yalnızca Uranüs’ün hareketindeki tedirginlik verilerinden yararlanarak, bu bilinmeyen gezegenin yerini, kütlesini, görünür çapını ve yörünge elemanlarını hesapladı. 1846 Haziran’ında sonuçlandırdığı, 31 Ağustos 1846’da bir makaleyle duyurduğu çalışmasını sınamak ve yerini hesaplarla belirlediği gezegenin varlığını gözlemlerle doğrulayabilmek için Berlin Gözlemevi’nden Galle’ye yazarak yardım istedi. 23 Eylül 1846’da teleskopunu Le Verrier’nin belirlediği noktaya çeviren Gaile, belirtilen konumdan yalnızca 1/2 (ya da 1) derece kadar geride, 8. kadirden bir yıldız gözlemledi ve elindeki yeni gök haritasında belirtilmeyen bu yıldızın söz konusu gezegen olduğunu Le Verrier’ye bildirdi. Ancak, dokuz ay kadar önce İngiltere’de, Cambridge Üniversitesi’nden Adams’ın da Le Verrier gibi matematiksel analizle aynı sonuçlara varmış olmasına karşın, üniversiteye bağlı gözlemevi hem Adams’ın çalışmasını değerlendirmekte gecikmiş, hem de Galle’nin elindeki gibi bir gök haritası olmadığından olumlu bir sonuca varamamıştı. 19. yy’ın en büyük bilimsel tartışmalarından birine yol açan bu olay, öncelik hakkının Le Verrier’ de olduğunu savunarak gezegene onun adının verilmesi için direten Arago’nun tutumuna karşılık, Adams’ın çabalarını yadsımayan ve “Neptün” adını öneren Le Verrier’nin uzlaşmacı tavrıyla sonuca bağlanabildi.

Le Verrier ve Adams’m, Neptün gezegeninin varlığını ve yerini hesaplarla belirlemeleri Newton mekaniğinin en büyük başarılarından biriydi.1930’da, gene tedirginlik hesaplarından yola çıkarak, Güneş sisteminin en uzak gezegeni olan Plüton’un keşfedilmesi ise külte çekim kuramının son zaferi oldu. Buna karşılık, Merkür’ün günberi noktasının her yüzyılda 43 saniye kadar ilerlediğini saptayan Le Verrier’nin Newton mekaniğiyle açıklayamadığı bu olgu, ancak 20. yy’da Einstein’m görelilik kuramıyla açıklanabilecekti.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler