Tarihi Şahsiyetler

Uluğ Bey Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

ULUĞ BEY (1394-1449)

Timurlu hükümdarı, matematik ve astronomi bilgini. Semerkant’ı 15.yy’ın en önemli bilim odaklarından biri durumuna getirmiştir.

22 Mart 1394’te Azerbaycan’da, Sultaniye’de doğdu, 27 Ekim 1449’da Semerkant’ta öldü. Timurlu Devleti’nin kurucusu Timur’un torunlarından biridir. Doğumunda kendisine, sonradan tümüyle unutulacak olan Muhammed Turagay adı verilen Uluğ Bey, Timur’un ölümünden sonra hükümdarlığı ele geçirmeyi başaran babası Şahruh tarafından 1409’da Maverâünnehr’in hâkimliğine atandı. Sıradan bir yönetici olmaktan çok bir hükümdar olarak görüldüğü bu yıllarda, yönettiği bölgenin gelişmesine önemli katkılarda bulundu, Buhara’da bir medrese, Semerkant’ta bir medrese ve gözlemevi kurdu. Dönemin en ünlü İslam bilginlerinin bu eğitim ve araştırma kuramlarında toplanmasını ve Zic-i Uluğ Bey (“Uluğ Bey Zayiçesi”) adlı astronomi yapıtının hazırlanmasını sağladı. 1447’de, Şahruh’un ölümü üzerine ortaya çıkan taht kavgasında Alaüddevle’yi altederek ele geçirdiği hükümdarlığı uzun süre elinde tutmayı başaramayan Uluğ Bey, 1449’da oğlu Abdüllatif tarafından öldürüldü.

Uluğ Bey birçok önemli bilim adamını bir araya getiren ve Semerkant’ı 15.yy’ın en önemli bilim odaklarından biri konumuna yükselten bir yönetici olmanın ötesinde son derece değerli bir bilim adamıydı. Kadızade-i Rûmi, Kâşi ve Ali Kuşçu gibi bilim adamlarının bulunduğu Semerkand medresesinde kendi de ders verir, gözlemevindeki gözlemlere katılır ve Zic-i Uluğ Bey ile ilgili her ayrıntıyı gözden geçirirdi.

Uluğ Bey’in Semerkand’ta kurduğu gözlemevi zamanla harap olmuş ve hemen hemen tümüyle yok olmuştur. Ancak 1908’de başlayan arkeolojik kazılar sonunda yıkıntıları ortaya çıkarılabilen bu gözlemevi, eski kaynaklardan öğrenildiğine göre üç katlıydı. Bir halkalı araç, iki delikli araç, bir azimut yarım halkası içeren bu gözlemevinin en önemli gözlem aracı kimi kaynaklara göre, yarıçapı 50 m olan bir meridyen kadranı, kimi kaynaklara göreyse 40 m yarıçaplı bir altılıktı (sekstant).

Zic-i Uluğ Bey (Zic-i Gürgani ya da Zic-i Sultani olarak da anılır) gerek trigonometriye katkılarıyla, gerek ölçüm ve hesaplarındaki duyarlılıkla uzun yıllar önemini korumuştur. Uluğ Bey’in içeriğinin bir bölümünün Ptolemaios’tan aktarıldığı ancak büyük bir bölümünün özgün olduğu ve Semerkand Gözle-mevi’nde yapılan gözlemlere dayandığı bilinen yıldız kataloguysa 1018 yıldızı içeriyordu ve Hipparkos’un yıldız kataloğundan sonra yapılan ikinci katalogdu.

Batılı çağdaşlarından daha üstün bir astronom olan Uluğ Bey’in çalışmaları, yaklaşık iki yüzyıllık bir gecikmeyle batı dillerine çevrildiğinde Tycho Brahe ve başkaları tarafından aşılmış bulunuyordu.

• YAPITLAR (başlıca): Zic-i Uluğ Bey, 1437, (“Uluğ Bey Zayiçesi”).

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler