Kimdir

Tycho Brahe kimdir? Hayatı

Tycho Brahe kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1546-1601) Danimarkalı astronomi bilgini. Kuy­rukluyıldızlar ve novalar üzerindeki gözlemleri, özellikle Mars’ın konu­muna ilişkin sağlıklı ölçümleriyle teleskop öncesi dönemin en büyük as­tronomudur. 14 Aralık 1546’da, o zamanlar Danimarka Krallığı’na bağlı olan Skane’deki (İsveç) Knudstrup’ta doğdu. Büyük toprak sahibi, soylu bir ailenin oğluy­du. Çocuğu olmadığı için daha birkaç aylıkken kendisini evlat edinen amcasının şatosunda özel öğretmenlerden ders alarak iyi bir öğrenim gördü, yedi yaşındayken Latince öğrendi. Tyge olan Dani­markalı adını ne zaman değiştirdiği bilinmiyor ama, çağından günümüze değin soyadından çok Tycho adıyla anılagelmiştir. 1559-1562 yılları arasında Lutherci Kopenhag Üniversitesinde felsefe ve tanrıbilimin yanı sıra Latin ve Yunan edebiyatı, retorik ve temel bilimler okuyan Tycho, Aristoteles’in Physika’ sim, Eukleides’in Stoikbea’smı ve Ptolemaios’un yermerkezli evren modelini büyük bir olasılıkla bu dönemde tanıdı..Daha sonra amcası, çağın geleneğine uyarak tüm soylular gibi hukuk okuması için Tycho’ yu 1562’de Leıpzig Üniversıtesı’ne gönderdi. 1565’e değin bu üniversitede gündüzleri hukuk öğrenimini sürdürürken, geceleri gizlice yıldız gözlemlerine baş­layan Tycho o yıl Danimarka’ya döndü. Ancak, kendisini büyüten amcasının ölümü, ailesinde de dayılarından biri dışında kimsenin bilimsel çalışmala­rına ilgi göstermemesi üzerine yeniden Almanya’ya geçti. O aralar, bir düello sırasında burnunun ucu koptuğundan, ölünceye değin metal karışımı yapay bir burunla yaşadı. 1566’dan 156S’e değin Rostock Üniversitesi’nde, bir yıl kadar Basel Üniversitesi’nde öğrenim gören Tycho, 1570 yılına değin Augsburg’da kalarak astronomi çalışmalarını ve gözlemlerim sür­dürdü. Babasının hastalandığını öğrenince ülkesine döndü; bir yıl sonra da babasının ölümüyle Knudstrup topraklan iki erkek kardeşe miras kaldı. Oysa Tycho baba evinde kalmayıp, çalışmalarına ilgi göste­ren dayısının şatosuna yerleşecek ve ilk büyük astronomi gözlemini 1572’de orada gerçekleştirecekti.

1574’ten başlayarak Kopenhag Üniversitesi’nde bir yıl kadar ders verdikten sonra Almanya’yı dolaşıp astronomlarla tanıştı, gözlem araçlarını inceledi. Bu arada, bir kralın ya da bir prensin koruyuculuğu altında gözlemlerim rahatça sürdürebilme olanağını arıyordu. Beklediği destek, Danimarka ve Norveç Kralı II. Frederik’ten geldi. 1576’nın Şubat ayında, ülkesine dönüşünden birkaç ay sonra kral 1 Kopenhag açıklarındaki Hven adasını Tycho’ya bağışladı, orada bir gözlemevi kurması için gerekli parayı da esirgeme­di. Buna karşılık krallık ailesinin baş müneccimliğini üstlenen Tycho, sarayla iyi ilişkilerini sürdürerek yirmi yıl kadar Hven adasında en iyi gözlemlerini yaptı. Ancak, 1588’de II. Frederik’in ölümünden son­ra tahta çıkan oğlu IV. Christian, Tycho’ya babası kadar cömert davranmadı; astronomi: gözlemlerine büyük yatırım yapılmasını onaylamadığından Tycho’ nun ve gözlemevinin gelirini kıstı. Saraydaki eski saygınlığını yitiren Tycho da 1597’de, ömür boyu kendisine bağışlanmış olan Hven adasından ayrılıp Kopenhag’a yerleşti. O aralar yazdığı Mechanica adlı yapıtını Habsburg hanedanından II. Rudolf’a adamış, imparator da gözlemlerini destekleyeceğini belirterek onu Prag’a çağırmıştı. Bunun üzerine 1599’da Prag’a giden Tycho, kentin yakınlarında imparatorun kendi­sine hediye ettiği Benatky şatosuna yerleşip yeniden gözlemlerine başladı. 1600 Şubat’ında da Kepler, Tycho ile birlikte çalışmak üzere Prag’a geldi. Ne var ki, çok verimli olabilecek bu işbirliği pek uzun sürmedi ve Tycho Brahe, son çalışmasını tamamlayıp yayımlama görevini Kepler’e bırakarak 24 Ekim 1601 ’de Prag’da öldü.

Tycho’nun ilgisini astronomiye çeken ilk doğa olayı, 21 Ağustos 1560’taki Güneş tutulmasıdır; o zamanlar Kopenhag Üniversitesi’nde öğrenciydi ve tutulmanın gerçekten önceden bildirilen tarihte göz­lemlenmesi onu çok etkilemişti. Stadius’un gökgünlüklerinin bir kopyasını alıp kendi kendine astronomi çalışmaya başladı, sonradan gönderildiği Leipzig Üniversitesi’nde de bu ilgisini sürdürdü. 1563 Ağustos’ unda, elindeki çok basit araçlarla Satürn ve Jüpi­ter’in kavuşma konumunu gözlemlemesi, Tycho’nun yaşamında gerçek bir dönüm noktası olmuştur. Bu iki gezegenin konumunu astronomi cetvellerinden he­saplayarak birbirlerine en yakın olacakları zamanı belirleyen Tycho, yaptığı hesaplarla kavuşumu göz­lemlediği tarih arasında bir aylık bir yanılgı olduğunu görünce, eski çağlardan kalma astronomi cetvelleri ile gökgünlüklerinin daha hassas gözlemlerle yeniden düzenlenmesi gerektiğine karar verdi. Bu gözlem, verilerini, hesaplarını ve sonuçlarını not ettiği ilk önemli gözlemiydi; 1564’ten sonra da kendi geliştir­diği araçlarla gözlemlerini sürdüren Tycho, astrono­mide varsayımlar yerine tümüyle matematiğe, sağlıklı gözlem ve ölçümlere dayanan yeni bir dönemin öncüsü oldu.

Augsburg’ta bulunduğu sıralar kimyaya ilgi duyan Tycho, 1571’de dayısının Herritzwad’daki şatosu­na yerleşince bir laboratuvar kurup kimya deneyleri­ne girişmişti. Ancak, bu yeni uğraşısı 11 Kasım 1572’de birdenbire sona eriverdi; o gece gökyüzüne baktığında, Cassiopeia (Koltuk) takımyıldızında, o güne değin hiç görmediği parlaklıkta yeni bir yıldız dikkatini çekti. Yeni anlamındaki Latince nova söz­cüğüyle adlandırdığı bu yıldızı, 1574 Martı’nda gö­rünmez oluncaya değin sürekli izledi; kendi yaptığı bir sekstant (altılık) aletiyle, yeni yıldızın Cassiopeia’ daki öbür yıldızlardan açısal uzaklığını büyük bir titizlikle ölçtü; renginin beyazdan sarıya, sonra kır­mızıya dönüşünü ve parlaklığının -1. kadirden başla­yıp 6. kadire dek giderek azalışını gözlemledi (bu verilerin ışığında bugün bu yıldızın, üstnova türün­den bir patlayan yıldız olduğu biliniyor). Bu renk ve parlaklık değişimlerinin ışığın yansımasından ya da kırılmasından ileri gelen bir atmosfer yanıltması olmadığını anladığı gibi, üstelik en küçük bir ıraklık açısı (paralaks) vermediğine göre bu yeni yıldızın Yer’e Ay kadar yakın olmayacağı, günlük dolanıma ters yönde hareket etmediğine göre de Aristoteles’in tanımladığı gezegen kürelerinde bulunamayacağı so­nucuna vardı. Kuyrukluyıldız da olamazdı; çünkü hem kuyruğu yoktu, hem de kuyrukluyıldızlar gibi hareket etmiyordu. Sonunda bu novanın, öbür sabit yıldızların bulunduğu en dış gökkürede yeraldığını ve Yer’den öbür sabit yıldızlar kadar uzakta, onlar gibi bir yıldız olduğunu açıkladı. İlk kez 1573’te yayımla­nan De nova stella (“Yeni Yıldız Üstüne”) adlı kısa incelemesinde tanımladığı, ölümünden sonra yayım­lanan Astronomla instauratae progymnasmata’da ise ayrıntılı olarak incelediği bu olgu, gökyüzünün en dışındaki yıldızlar küresinde hiçbir şeyin değişmeye­ceğini ileri süren Aristoteles’in görüşüne aykırıydı. Başka astronomların gözlemleri de Tycho’nun bulgu­larını doğrulayınca, Aristoteles kozmolojisini yeni­den gözden geçirme gereği doğmuştu.

Bu gözlemlerden sonra ünü giderek yayılan 4 Tycho, büyük bir gözlemevi kurmak için beklediği desteği de bulunca, kralın bağışladığı Hven adasının en yüksek noktasını seçip Uraniborg (“Cennet Kale­si”) adını verdiği gözlemevinin yapımına başladı. Ana binası 1580’de tamamlanan, sonradan ek yapılarıyla çok geniş bir alana yayılan Uraniborg, 1576’dan 1597’ye değin yirmi bir yıl boyunca hem Tycho’nun evi, hem de çağının en ünlü ve en görkemli gözlemevi oldu. Gerçekten de, gözlem araçlarının yapıldığı atölyeleri, küçük bir kimya laboratuvarı, kitaplığı, yiyecek depolan, 1584’te eklenen bakımevi, 1592’de tamamlanan kâğıt fabrikasıyla bir eşi daha yoktu. 1584’te Uraniborg’un yanma Stjerneborg (“Yıldızlar Kalesi”) adıyla yeni bir gözlemevi daha yaptıran Tycho’nun başlıca gözlem araçları, gökcisimlerinin açısal uzaklığını, yükselimini, meridyen geçişini ve başucu uzaklığını ölçen sekstantlar, küçük bir usturlab, üzerine yerleştirilen bir gözlem aracının her yöne çevrilebilmesini sağlayan büyük bir döner küre ve duvara asılmış, yaklaşık 3,5 m çapında bir kadranttı (dörtlük aracı). Bu araçlar ne çok gelişmişti, ne de çok kusursuzdu; gene de, çok titiz derecelenmiş bu araçlarla Tycho, bir derecelik bir daire yayının onda birinden daha küçük bir yanılgıyla, teleskopun kullanımından önceki en hassas ölçümleri yapmayı başardı.

Uraniborg’taki gözlemleri sırasında Tycho, 13 Kasım 1577’de, günbatımından hemen sonra çok uzun kuyruklu büyük bir kuyrukluyıldız gözlemle­mişti. Bu kuyrukluyıldızın batıdan doğuya yönelen bir yol izlediğini, kuyruğa benzer oluşumun da yıldı­zın baş bölgesinden sızarak geçen Güneş ışınlarından ileri geldiğini açıklaması, Aristoteles’in kuyrukluyıl­dızlara ilişkin savını da çürütüyordu. Böylece, 1572’deki nova ve 1577’deki kuyrukluyıldız gözlem­lerinden sonra yeni bir evren tanımı yapma gereğini duyan Tycho, yer-gün merkezli kendi evren modelini geliştirdi. 1574’te Kopenhag Üniversitesi’ndeki ders­lerinde de, fiziksel yönüyle Ptolemaios’un yermerkezli, matematiksel yönüyle de Kopernik’in günmerkezli evren modelini savunmuş, ama ikisini de tümüy­le benimsememişti. Nitekim Tycho’nun evren mode­li, Ptolemaios ile Kopernik’in sistemlerini bağdaştır­mayı deneyen karma bir modeldir: Ptolemaios siste­mindeki gibi Yer gene evrenin merkezinde sabittir; Ay, ‘’Güneş ve dış gezegenler de onun çevresinde dolanır; buna karşılık Yer ile Güneş arasında kalan iç gezegenler (Merkür ve Venüs) Kopernik sistemindeki gibi Güneş’i merkez alır. Progymnasmata’da açıkladı­ğı ve Stjerneborg’un tavanına çizdirdiği bu model, Ptolemaios sisteminin karşı seçeneği ve Kopernik modelinin benimsenmesini kolaylaştıran bir ara aşa­ma olarak bugün yalnızca tarihsel bir önem taşır.

Tycho astrolojinin önemine inanmış bir gözlem­ciydi. Rostock’ta bulunduğu sıralar, 28 Ekim 1566’daki Ay tutulmasını, Zigetvar seferine çıkmış olan I. Süleyman’ın (Kanunî) ölümünü haber veren bir işaret olarak yorumlamış, ancak sonradan sultanın tutulmadan bir buçuk ay kadar önce öldüğünü öğrenmişti. Hven’deki gözlemlerinde özellikle sabit yıldızların konumlarını, Güneş, Ay ve gezegenlerin hareketlerini belirlemeyi amaçlayan Tycho, Ay’ın enlem ve boylam hereketindeki düzensizlikleri ve yörünge üzerindeki salınımını saptamış, bilinen sabit yıldızlara göre konumunu belirlemişti. Bu ölçümler ve 777 sabit yıldızın konumunu veren bir katalog, Progymnasmata’da toplanmıştır. Tycho bu yıldızla­rın sayısını 1.000’e çıkararak daha zengin bir katalog hazırlamak ve yeni koruyucusu II. Rudolf’a sunmak niyetindeydi. Prag’daki çalışması erken ölümüyle sonuçlandığından bu isteğini yerine getiremedi ama, ölmeden önce Kepler’den bu kataloğu bir an önce bitirmesini istedi. 1627’de yayımlanan ve Rudolf Cetvelleri adıyla bilinen yapıt, Kepler’in yaptığı eklerle birlikte büyük ölçüde Tycho’nun gözlemleri­ne dayanır.

Tycho’nun yanında çalışmak için 3 Şubat 1600’de Prag’a gelen ve Kopernik’in günmerkezli kuramının en büyük savunucusu olan Kepler ile Tycho arasındaki görüş ayrılığı ortak çalışmalarını oldukça güçleştiriyordu. O sıralar Mars’ın yörünge hareketi üzerinde çalışan Tycho son ana kadar Kep­ler’den kendi sistemini doğrulamasını ve bunu yayım­layarak herkese duyurmasını istedi. Gerçi Kepler Kopernik’in sisteminden yola çıkarak Tycho’nun modeline aykırı bir kuram geliştirdi ama, çağdaş astronominin başlangıcı sayılan gezegen yörüngeleri­ne ilişkin yasalarını Tycho’nun Mars gözlemlerinden yararlanarak hazırladığını hiçbir zaman yadsımadı.

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 19. cilt, Anadolu yayıncılık, 1984

İlgili Makaleler