Sosyoloji

Türkiye’de Sosyoloji: Türkiye’de Sosyolojinin Kurumsallaşması

Türkiye’de
Sosyolojinin Kurumsallaşması

İnsan birlikteliklerinin temel birimleri sosyal
kişiler ve farklı kurumsallaşma seviyelerindeki kolektif kişiliklerdir. Sosyal
kişiler toplum içinde işgal ettikleri sosyal pozisyonlarda o pozisyonla bağlantılı
rolleri oynayan kimselerdir.
Kolektif
kişilikler ise kurumsallaşmış ya da kurumsallaşma yolunda adımlar atmakta olan
sosyal yapılanmalardır.

Sosyal ilişkiler kapsamı bakımından mikro,
mezzo ve makro gibi kademelerde incelenebilirler. İlişki/etki doğrudan ve
minimal ise mikro, ilişkiye dahil olan kişi sayısı çok fazlaysa makro olarak
adlandırılır.

Mezzo ve makro ölçekli ağlarda sunum ile
sunucusu arası bağ zayıflamış, giderek kopmaya yüz tutmuştur. Sunum ve sunucusu
arası bağın kopmaya başlamasıyla sosyal hayat da karmaşıklaşmaya başlar.

Kurumsallaşma sunumların sunucularından
kopmasıyla, anonim muhataplar tarafından yeni değerlendirmelere konu
edilmesiyle başlar. Sosyal süreçler tekil sosyal birimleri aşan eyleşmeler
dizisidir. Dolayısıyla, sosyal bir olgunun incelenmesinde makro veya mikro
perspektifler tek başlarına yeterli olamazlar.

SOSYOLOJİNİN
TÜRKİYE’DE KURUMSALLAŞMA ALANLARI

Kitaplar bir bilim dalının kurumsallaşmasının
çok önemli bir alanını teşkil eder. Bilimsel bir kitap başlı başına bir
kurumsallaşmış kişilik arz eder.

Sosyolojiye merakların odaklandığı dönem
olan 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti’nin entelektüelleri
siyasi olarak da aktif bir konumda idiler. Toplumu tanımayı toplumu dönüştürmek
için de istemekte idiler.

Türkiye’de başlığında “sosyoloji” yazan ilk
kitap, Fransızcadan Türkçe’ye yapılmış bir çeviridir. Kitabın yazarı Emile
Bougle’dir (Yayın tarihi 1912 (1328). Mütercimi Mustafa Suphi’dir. Hilmi Ziya
iddia eder ki Suphi Ethem’in 1911 yılında manastırda yayınladığı “Sosyoloji”
başlıklı bir kitap daha vardır.

Türkçe’deki ilk sosyoloji ders kitabı ise
Ziya Gökalp tarafından yazılmıştır. 1927 yılında liselerde sosyoloji dersleri
verilmeye başlanmıştır.

Dergilerdeki makaleler o alandaki en yeni
bilgileri sunar.
Dergiler
bilgilenme kadar tartışma zeminleridir de. Kapağında sosyoloji kelimesi olan
ilk derginin adı “Ulum-i İktisadiyye ve İçtimaiyye Mecmuası”dır. Dergi
1908-1911 yılları arasında yayımlanır. Dergi 27 sayı devam etmiştir.

İstanbul Üniversitesi bünyesinde hazırlanan “İçtimaiyyat
Mecmuası” günümüzde  “Sosyoloji Dergisi”
adıyla yayına devam etmektedir. Günümüzde bazı üniversitelerin Sosyoloji
Bölümleri’nin yayımladıkları dergiler de vardır.
Üniversiteler dışında özel yayınevleri tarafından “Toplum,” “Toplum
Bilim” gibi adlarla yayımlanan saygın dergiler de bulunmaktadır. Alanın önde
gelen bir diğer dergisi Sosyoloji Derneği tarafından 2002 yılından beri hakemli
olarak yayımlanan “Sosyoloji Araştırmaları Dergisi’dir.

İlk
Sosyoloji Derslerinden Günümüze

Türkiye’de ilk sosyoloji dersinin ne zaman
ve kimin tarafından verildiği tartışmalıdır. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji
Kürsüsü’nü 1914 yılında Ziya Gökalp kurmuştur. 1915-1919 yılları arasında Ziya
Gökalp; 1919 tarihinden itibaren Necmettin Sadık (Sadak) sosyoloji kürsüsünde
bulunmuş ve dersler vermişlerdir.

Türkiye’deki üniversitelerde Sosyoloji Bölümleri
günümüzde Edebiyat, Fen-Edebiyat Fakülteleri bünyesinde açılabilmektedir. Bazı
özel ve vakıf üniversitelerinde ise İnsanî Bilimler Fakültesi çatısı altında
yer aldığı gözlenmektedir.

Felsefe Bölümü’nden bağımsızlaşan ilk
Sosyoloji Bölümü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’dür.

Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdarî
Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü ise doğrudan doğruya bağımsız bölüm olarak
kurulan ilk Sosyoloji Bölümü’dür (1964).

Türkiye’deki Sosyoloji Bölümleri şu Anabilim
Dalları’ndan oluşmaktadır:

• Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dalı

• Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dalı

• Toplumsal Yapı ve Değişme Anabilim Dalı

• Uygulamalı Sosyoloji Anabilim Dalı

• Sosyometri Anabilim Dalı

• Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dalı
ile Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dalı

– kavram-kuram yönelimli temel araştırma ve
inceleme yapar,

• Toplumsal Yapı ve Değişme Anabilim Dalı
ile Uygulamalı Sosyoloji Anabilim Dalı

– politika yönelimli uygulamalı araştırma ve
inceleme yapar.

• Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dalı
ile Toplumsal Yapı ve Değişme Anabilim Dalı

– makro ve mezzo boyutta araştırma ve
inceleme yapar,

• Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dalı ile
Uygulamalı Sosyoloji Anabilim Dalı

– mezzo ve mikro boyutta araştırma ve
inceleme yapar.

Kavram-kuram üretimini hedefleyen sosyolog
için öncelikle önemli olan, yaşanan hayatı tutarlı ve tutunumlu kavramlar
kullanarak zihinde yeni baştan kurabilmek ve sonra da bu kurguyu sözle ifade
edebilmektir.
Kavram-kuram
yönelimli Temel Araştırmalar’ın sürekli yeni verilerle beslenmesi gerekir.

Uygulamalı Araştırma yapmayı hedefleyen
sosyoloğun toplum yaşayışı içinde karşılaşılan sorunların tespiti ve çözümü
konusunda yol gösterici olması, bu sorunların çözümü için politikalar önermesi
beklenir.
Politika-üretimi etkinliği,
kamusal kaynaklar kullanılarak yürütülen bilim etkinliğinin kamuya olan borcunu
kısa vadede ödemesinin bir yoludur.

İlk
Sosyoloji Derneklerinden Günümüze

Bir bilim dalının kurumsallaşmasında önemli
adımlardan biri de o bilim dalının dernekleşmesidir.
Sosyolojiyi oluşturucu parçalarından biri
olarak ilan eden ilk dernek Türk Bilgi Cemiyetidir.
1913 yılında İstanbul’da kurulmuştur.
Kurucuları arasında Ziya Gökalp de vardır.

Günümüzde Türkiye’deki sosyologları çatısı
altında toplayan iki dernek bulunmaktadır. Bunlardan ilki Sosyoloji Derneği’dir.
1990 yılında Ankara’da kurulan Sosyoloji Derneği akademisyen sosyologlar kadar
akademi dışında çalışan sosyologları da üyeleri arasına almaktadır.
Uluslararası Sosyoloji Derneği’nde
Türkiye’yi Sosyoloji Derneği temsil etmektedir.

Sosyologlara yönelik faaliyette bulunan
ikinci dernek Sosyoloji Mezunları Derneği’dir.

Sosyolojinin
Meslekleşmesi

“İşin sosyal bir değeri ifade etmesi” koşulu
sosyoloğun topluma sunacağı uzmanlık bilgisinin toplumun bir soru veya
sorunuyla bağlantılı olması gerektiğine işaret etmektedir.
Sosyoloji öğretiminde sosyolog adaylarına
bilgilerini sorunların çözümü için nasıl uyarlayabilecekleri öğretilmelidir.


TÜRKİYE’DE SOSYOLOJİ
Editör: Prof. Dr. Çağatay Özdemir
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın No: 2638
2. Baskı, Nisan 2013, Eskişehir