Felsefe Tarihi

Türkiye’de Felsefe Tarihi, Felsefecileri

Felsefe, kısaca varlıkların ve eşyanın ilkeleriyle insanın evrendeki yeri üstüne görüşler ya da inançların tümü olarak tanımlanabilir. Türkiye’de çağdaş düşüncenin yarattığı özgün bir felsefe sistemi henüz yok. Bununla birlikte, Batı ile ilişkiler kurmağa başladığımız tarihten ve hele bu ilişkilerin yoğunlaştığı Cumhuriyet döneminden bu yana, Ortaçağ doğu felsefesi yerine, Eski Yunan’dan günümüze kadar gelen batı düşüncesini esaslı ve eksiksiz olarak tanımağa giriştik. Bu düşüncenin etkileriyle, özellikle İkinci Meşrutiyet’ten bu yana bizde de, batı düşünürlerinin ortaya koyduğu felsefe sistemlerinden esinlenen birtakım fikir akımları belirdi. Pozitivizm, Materyalizm, Enerjetizm, Bergsonizm, Pragmatizm gibi felsefe sistemlerindeki görüşleri benimseyen, bu yolda makaleler yazan, kitaplar yayımlayan, öğretim yapan aydınlarımız var. Cumhuriyet döneminde etkisi duyulan akımlardan bir kısmı doğrudan doğruya Batı’dan geliyor, bir kısmı ise doğu kaynaklarından besleniyordu. Bu ikinci tür akımlara örnek olarak reformcu İslâm düşüncesini gösterebiliriz.

Bu düşünce akımı, Kur’an’ın eskimiş bir kitap olmadığını, dünya durdukça bütün hükümleri içine alacak kapsamda olduğunu, İslâm’da içtihat kapısının kapanmış sayılmaması ve İslâm’da modern koşullara ve ihtiyaçlara göre reform yapmış inancı çağdaş bilim ve düşünce ile uzaklaştırmak gerektiğini ileri sürüyordu. Temsilcileri arasında Mısır’lı, Hint’li aydınlar bulunduğu gibi, Musa Carullah gibi Rusya Türkleri’nden ve İsmail Hakkı İzmirli, İsmail Fenni Ertuğrul ve Mehmet Ali Ayni gibi doğrudan doğruya Türkiye Türkleri’nden olanlar da vardı. Batı kaynaklı akımlar Cumhuriyet döneminde önceleri sosyoloji çevresinde toplandı. Bizde sosyoloji biliminden ilk “ilmi içtimai” adiyle İkinci Meşrutiyet döneminde söz edilmişti. Mustafa Suphi daha 1911’de Durkheim okulu sosyologlarından Bougle’den İlmi İçtimai Nedir? başlıklı bir çeviri yapmıştı. Daha sonra doğrudan doğruya Sosyoloji terimini kullandı, Fransız sosyoloji okulunu anlatan ve tanıtan bir kitabına da bu adı verdi. Şüphe yok ki bizde sosyoloji üzerinde ilk olarak esaslı ve uzun zaman çalışmış düşünür ve yazar Ziya Gökalp’tır.