Turgay Şeren Kimdir, Hayatı, Kariyeri, Hakkında Bilgi

ŞEREN, Turgay (1932)

Türk, futbolcu. 13 yıl milli takımın kaptanlığını yapmıştır.

15 Mayıs 1932’de Ankara’da doğdu. Babası Atatürk’ün özel kalem müdürlerindendi. İlkokulu Çorlu’da okuduktan sonra devlet parasız yatılı sınavını ikincilikle kazanarak Galatasaray Lisesi’ne girdi. Önceleri basketbol ve voleybol oynadı, sarı kırmızılı formayı ilk kez voleybolcu olarak giydi. Futbol yeteneğini sezen beden eğitimi öğretmeninin önerisi üzerine önce okul takımında, antröner Molley’in isteği ile de daha sonra Galatasaray genç takımında santrfor oynamaya başladığı zaman henüz on beş yaşındaydı.

Aynı yıl Galatasaray A takımına geçti. İki yıl sonra bu takımın kaleciliğine getirildiğinde on yedi yaşındaydı, bir yıl sonra da milli takıma çağrıldı. 28 Mayıs 1950’de İran’la yapılan ve 6-1 Türk takımının galibiyetiyle biten maçta milli takımın kalesini korudu. Bu maç onun büyük başarılarının ilki oldu. 17 Haziran 1951’de Türk futbol tarihinin en unutulmaz zaferlerinden birinin yaratıcısı oldu ve 2-1’lik Federal Almanya galibiyetini sağladı. Berlin’de oynanan bu maçta dönemin en usta futbolcularına geçit vermedi ve büyük takdir topladı.

Şeren futbol yaşamı boyunca 51 kez milli formayı giydi ve 13 yıl süreyle milli takımın kaptanlığını yaptı. Böylece en fazla milli olan futbolcu olarak Lefter’den sonra altın madalya alan ikinci futbolcu oldu. Otuz beş kez milli takım kaptanlığı yapmasıyla da erişilmesi güç bir başarı sağlamıştır. Türkiye’de on bir kez yılın sporcusu seçildi. 1958’de Arjantin’in ünlü River Plate kulübünden teklif aldı. Bu teklifi kabul ederek 1959’da Buenos Aires’e gitti. Galatasaray Kulübü’nün istediği yüksek transfer ücreti onun bu kulüpte oynamasına engel oldu. River Plate formasını ancak özel maçlarda giyebildi.

Şeren yalnız Türkiye ölçülerine göre değil dünya ölçülerine göre de büyük kaleciydi. Fizik gücünü, hareket çabukluğu ile birleştiriyor, sezgi ve denetim yeteneği ile rakiplerine gol fırsatı vermiyordu. İyi yer tutması, alan savunmasında rakibini ve topu dikkatle izlemesi onun en önemli niteliklerinden biriydi. Uzun degajlarıyla forvetini beslemesi ve gol pozisyonu yaratması da özelliklerinden biriydi. Futbolu bıraktıktan sonra başta Galatasaray olmak üzere çok sayıda kulübün teknik direktörlüğünü yaptı. Bir yandan da yapmaya başladığı spor yazarlığını çeşitli gazetelerde futbol yorumculuğunu da tvlerde sürdürmektedir.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi