Tarih

Truman Doktrini Nedir Nedenleri, Sonuçları

Truman Doktrini. Amerika Birleşik Devletleri’nin, özellikle Avrupa’da, iktisadî ve askerî mücadele tedbirleriyle Sovyetler Birliği’nin yayılmasını “durdurma”ya çalışması siyaseti.

II. Dünya savaşından sonra ABD ile Sovyetler Birliği’nin yayılmacı çabaları gözle görülür bir hale geldi. Sovyet Rusya’nın önünde üç ana istikamet vardı: İran üzerinden Orta Doğu petrolleri; Basra Körfezi ile Hint Okyanusu; Türkiye üzerinden Boğazlar, Türkiye ve Yunanistan üzerinden Ege Denizi ve Akdeniz. Aslında bu bölgeler İngiltere’nin “hayatî alâka ve çıkar alanları” idi. Fakat İngiltere II. Dünya Savaşı sırasındaki yıkım dolayısıyla bu bölgeleri Sovyet Rusya’ya karşı tek başına savunacak güçten de yoksun kalmıştı. İngiltere’ye göre, Sovyet Rusya’nın yayılmasını ve nüfusunun genişlemesini ancak ABD durdurabilirdi. İngiltere 1947 Şubat´ında Amerikan hükümetine Türkiye ve Yunanistan hakkında iki muhtıra verdi. Bu muhtıralarda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın Batı savunması için ehemmiyetleri vurgulanmış ve bu ülkelere hem ekonomik yardım, hem de askerî felsefe/trumandoktrini” 196″ 155″ yardım yapılması gerektiği belirtilmişti.

Bu muhtıralardan kısa bir süre sonra, Başkan Harry S. Truman Amerikan kongresine 12 Mart 1947 günü bir mesaj göndererek, çeşitli baskılar alanda bulunan Türkiye ve Yunanistan’a 400 milyon dolarlık askerî yardım yapılması için kendisine yetki verilmesini istedi. Bu mesajda ayrıca Türkiye’nin toprak bütünlüğünü korumasının Orta Doğu düzeninin korunması için bir zorunluluk olduğu belirtilmiş, Türkiye ile Yunanistan’ın birbirlerine bağlılıktan da “toprak bütünlüklerinin korunması” şeklinde ifade edilmişti. Sonuçta, Amerikan kongresi 22 Mayıs’ta Yunanistan’a 300, Türkiye’ye ise 100 milyon dolarlık bir ekonomik ve askerî yardım yapmayı kabul etti.

Sonuçları

Truman Doktrini, savaş sonrası Amerikan dış politikasında sonuçlan günümüze kadar gelen oldukça önemli bir doktrindir. İlk defa bu doktrin ile ABD ilgili Doğu Akdeniz bölgesinde belirgin bir konum elde etmiştir.

Truman Doktrini ile, bir yandan Avrupa’da Sovyetler Birliği’nin etkisi dengelenmeye çalışılmış; diğer yandan da ekonomik ve askerî yardım yapılan ülkeler ABD’nin nüfuzu altına sokulmuştur. Truman Doktrini aynı zamanda Orta Doğu ve Batı Avrupa ülkelerine yapılacak çeşitli yardımların da bir başlangıcını teşkil etmiştir. Bu doktrinin hemen ardından, Avrupa devletlerine iktisadî yardımı öngören “Marshall Planı” gündeme gelmiş; daha sonra çeşitli yardımlar farklı adlar altında dünyanın yoksul ve güçsüz ülkelerine de verilmeye başlanmıştır.

Sovyetler Birliği lideri Stalin‘in Türkiye’den Kars, Artvin ve Ardahan’ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine, Milli Şef İsmet İnönü’de ABD’den askeri destek istedi. Bu desteği vermeye hazır olduğunu belirten ABD, Truman Doktrini ile yardıma başladı ama karşılığında Türkiye’de serbest seçimlere dayanan demokrasi düzeninin yerleştirilmesini istedi.

Truman Doktrini’nin Yunanistan açısından en önemli sonucu ise, Yunan İç Savaşı’nın seyirini değiştirip, merkezi hükümetin komünistleri yenmesini sağlamış olmasıdır. Böylece Soğuk Savaş’taki ilk silahlı mücadelelerin birinden Batı Bloğu galip çıkmış oluyordu.

Truman Doktrini, kendisinden sonra gelecek olan Marshall Planı’na öncülük etmiş ve doktrinin başarısı Marshall Planı’nın hazırlayıcısı olmuştur.

Truman Doktrini ile ABD, geleneksel dış politikasını değiştirmiş ve I. Dünya Savaşı sonundaki tutumunun aksine dünya siyasetinde aktif bir rol üstlenmeye başlamıştır. Ayrıca bu doktrin SSBC’nin tarihe karıştığı 1990 yılına dek sürecek inişli çıkışlı soğuk savaşın ilk adımını oluşturur.

İlgili Makaleler