33Sosyoloji Sözlüğü

TİRANLIK

 

TİRANLIK

 

Orijinal anlamında
(Eski Yunan’da), son zamanlarındaki örneklerine diktatörlük an­lamı verilen
otorite türünü belirtiyordu. Da­ha açıklıkla, bir tiran hukuki olarak bir
kraluı olmadığı yerde yönetimde kralla ilgili (Monteye sahip olan kişiydi.
Yunanlı yazar­ların ara sıra “iyi tiranlar”dan bahsetmesi, kelimenin
tamamen zalimlik anlamında ol­madığını gösterir.

Diğer bağlamlarda
uranlık genelde bas­kıcı ve zalimce davranış anlamındadır. Bu­nunla birlikte
mamafih, çoğunlukla konu­şanın onaylamadığı herhangi bir hükümet uranlıkla
koşut görülür. Yönetmenin en uy­gun yolu üzerinde evrensel bir anlaşma (ka­bul)
olmadığından, böylesi bir tanımdan konuşanın tercihleri konusunda bir bilgi­miz
olmadan, gündemdeki hükümetin dav­ranışları hakkında fazla bilgi elde edeme­yiz.
Otoriteyi yürütme tarzına, bunu kulla­nan kişilere ve bunun meydana geldiği dev­lete
karşı tiran kelimesinin ayrım gözcü 1-• meden uygulanması, daha fazla karmaşaya
yol açar.

Tirankk çok sık bir
şekilde aşın şiddette cezalandırmaya başvuran otoriteyi kullan­ma tarzıdır’.
Bir tiran, böylece tanımlanmış olduğu gibi, cezaların önceden konulan ku­ralları
takip edip etmemesine ve anlaşıla­maz bir şekilde verilip verilmemelerine gö­re,
düzenli ya da değişken olabilir.

Tiranhk bu anlamda
çeşitli yönetim tür­leriyle mukayese edilebilir: Otokratik-dev-rimci (örneğin
Robespierre) ya da gelenek­sel (örneğin Korkunç İvan) tür; oligarşik (örneğin S
par lak üs) ve hatta çoğunluğun azınlık tak ileri tiranlaştırdığı demokratik
(örneğin Floransa’da Savonarola’nın de­mokratik ve kademeli rejiminin günahkâr­lara
ve muhaliflere davranışı) tür. Aynı şey daha küçük sosyal birimler için de
doğru­dur.

Tiranlığı tanımlarken,
sadece bunun bir derece meselesi olduğunu değil aynı zamanda herhangi bir
sosyal birimin farklı ke­simlerinde varolan şartların değişebilece­ğini de
zihnimizde tutmalıyız. Bunu göster­mek gerekirse: Rusya’da, Peter soyluları,
soylular da köylüleri tiranlaşurdı; Öte yan­dan aynı dönemde Polonya’da
soylular üze­rinde bir kraliyet tiranlığı sözkonusu bile değildi, ama
soyluların köylüler üzerindeki yönetimi şüphesiz uranlıktı. Bir bütün ola­rak
İngiliz adalarının ondokuzuncu yüzyıl­daki yönetimi bir Uranlık olarak
tanımlana­maz, ama şehirlerdeki fakirlerin ve İrlanda­lı köylülerin uranlık
akında yaşadığı öne sürülebilir.

Despotizm mutlak
surette tiranlığı ge­rektirmez, ama buna rağmen şüphe götür­meyecek surette
tiranlığı çağrıştırır. Eğer despot halkına karşı iyiniyetli bir konum-daysa ve
otoritesi tehdit edilmiyorsa, uran­lık olmadan despotizm ortaya çıkabilir.
Marcus Aurelius’un saltanatı bu tür bir yö­netimin olanaksız olmadığını
ispatlamak­tadır.

(SBA) Bk. Despotizm