Edebi Şahsiyetler

Thukydides Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

THUKYDİDES (İÖ 455 ?-404 ?)

Eski Yunan, tarihçi. Bilimsel siyasi tarihçiliğin öncüsü olarak tanınır.

İÖ 455-450 arasında doğdu, doğum yeri bilinmiyor, Atina’da öldü. Trakya kralına akraba ünlü bir
soylu aileden olduğu ileri sürülür. Atinalı komutanlardan Miltiades ve Kimon ile akrabadır. Babası Olorus, annesi ise Hegesipyle’dir. Ailesinin Trakya kıyılarında Scaptetiyle bölgesinde altın madenleri vardı. Thukydides Atina’da yetişti ve yaşamı boyunca, ailesinin görüşlerinin aksine, Atina kentinin siyasal ve kültürel geleneklerini benimsedi. Sofistler’in arasında iyi bir eğitim gördü. Antigonos’tan hitabet, Anaksagoras’tan da felsefe öğrendiği söylenir. Bilinen tek yapıtı olan Peloponnesoslularla Atmalıların Savaşı bu sofist eğitimin eleştirisel ve ayrıntılı çalışma anlayışını yansıtır. Tarihçiliğe olan ilgisinin genç yaşta Herodotos’u dinleyerek başladığı rivayet olunur. Döneminin tarihçilerinin yapıtlarını yakından izleyen bir çevrede yetişmesi tarihçiliğinin gelişmesinde büyük rol oynamıştır.

Thukydides, Peloponesos savaşları (İÖ 430-404) içinde etkin görev aldı. İÖ 424’te Atina kentinin 10 savaş smıtegos’undan (komutan) biri olarak seçildi ve Trakya bölgesinin denizden savunmasıyla sorumlu kılındı. Ancak, İÖ 422’de Ispartalı komutan Brasi-das’ın ani saldırısına karşı koyamadı ve Trakya’nın önemli kenti Amphipolis’i kaybetti. Bu yenilgiden dolayı, 20 yıl sürecek uzun bir sürgünle cezalandırıldı.

Thukydides’e göre, Peloponesos savaşlarının nedeni Pers savaşlarından sonra Atina’nın Yunan dünyasında güçlenmesidir. Peloponesos’ta eskiden beri egemen olan İsparta’nın gücünü kırmak için Atina tüm bölgeyi Persler’e karşı başarıyla savunduktan sonra, savunma ittifakı olarak Delos Birliği’ni kurmuştu. Birliğin en güçlü üyesi olarak, her yıl öbür kentlerden toplanan savunma masrafı için parayı Atina’da tutmakta, istediği gibi kullanmaktaydı. Kendi para sistemini ve demokratik siyasi düzenini çevre kentlerine kabul ettirmeye çalışmaktaydı. Thukydides, Yunan tarihçiliğinde ilk kez tarihi olayları siyasi güçler, iktisadi çıkar ilişkileri çevresinde incelemiştir. Asker olması dolayısıyla da, askeri olayları gerçekçi bir biçimde anlatır. Ona göre, Atina deniz ticareti ile zenginleşmiş ve deniz gücüne dayalı bir devlet olduğu için, kara savaşını ancak köylü vatandaşlarına tarımı bıraktırarak yaptırabilmekte, bu da uzun vadede Atina’nın güçsüzleşmesine yol açmaktaydı. İsparta ise, kara ordusu bakımından güçlü ve Helot adlı esirlerin tarımına dayalı olduğu için, özgür nüfusunu istediği kadar kara ordusunda kullanma şansına sahipti.