Felsefeciler

Thales/ Tales Kimdir, Miletli Thales Hayatı, Felsefesi,

Miletli Thales

Miletli Thales (Θαλῆς ὁ Μιλήσιος, d. M.Ö. 624 – ö. M.Ö. 546), Sokrates öncesi dönemde yaşamış olan Anadolulu bir filozoftur. İlk filozof olduğu için felsefenin ve bilimin öncüsü olarak adlandırılır. Eski Yunan’ın Yedi Bilgelerinin ilkidir. Birçok kişi tarafından felsefe ve bilimin kurucusu olarak düşünülür. Elimize ulaşmış hiçbir metni yoktur. Yaşadığı döneme ait kaynaklarda da adına rastlanamaz ancak hakkındaki bilgiler Herodot ve Diogenes Laertios gibi antik yazarlardan edinilir. Bertrand Russell’e göre Felsefe Thales’le başlamıştır.

Aristo bu fizikçilerin ilki olarak Milet’li Thales’ten söz eder. Eski bir İonia kolonisi olan Milet, Batı Anadolu kıyılarının zengin bir ticaret kentidir. Bir söylentiye göre Thales M.Ö. 585 yılında güneşin tutulacağını önceden haber vermiş. Eğer söylenti doğru ise, Thales’in düşünüş biçimiyle ilgili bir kaynak bazı geometri konularını Thales’in bulmuş olduğunu haber verir. Bu söylenti, bizi Thales’in Mısırlıların geometrisini bildiği ve belki de Mısır’da bulunduğu düşüncesine götürüyor.

Tüm bu bildirilenlere inanmak gerekirse; Thales’i, pek çok geziler yapmış ve bu gezileri rastgele değil de bilgi edinmek için yapmış bir insan olarak benimsemek gerekir. Belki de bu gezilerinde Thales, zamanının iki büyük bilim merkezine, yani geometrinin vatanı olan Mısır’a ve zengin astronomi gözlemleri olan Babil’e de gezi yapmış olabilir. Mısırlıların geometrisi ile Babillilerin astronomisi, Yunanlıların eski Doğu kültüründen miras olarak aldığı iki önemli bilimdir. Yunan düşüncesinin gelişmesinde bu iki bilimin çok büyük etkisi vardır.

Thales’in felsefesi ile ilgili olarak Aristo tek bir yargıdan söz eder: “Herşeyin kaynağı su’dur.” Bir başka deyişle: Herşey ıslak bir maddeden çıkmıştır. Thales acaba bu yargıya nasıl ulaşmıştır? Aristo bu konuda bazı tahminlerde bulunuyor. Çünkü o Thales’in yapıtlarını kendisi görmüş değildi. Aristo’nun tahminine göre Thales bu tezini doğanın gözlemlerinden çıkarmış olsa gerekir.

Aristo’nun bu tahmini büsbütün yanlış sayılmaz. Çünkü Thales, büyük bir olasılıkla, Mısır’da bulunmuştur. Mısır’daki tüm yaşam, bilineceği gibi, her yıl yinelenen Nil’in taşkınlarından etkileniyordu. Belki de Thales Nil’in taşkınlarından sonra bitki ve hayvan yaşamlarının nasıl birdenbire fışkırdığına kendisi tanık olmuştur. İşte bu gözlemdir ki Thales’e suyun yaratıcılığını ilham etmiş olabilir.

Ayrıca Thales’in kendisi de bir sahil kenti olan Milet’lidir. Bu ve benzeri tezlerin eski dönemlerden beri var olduğunu da dikkate almak zorundayız. Nitekim Homer, herşeyin temelinde okyanusun bulunduğunu savunuyordu. Başlangıçta yalnız su vardı, karalar sonradan oluşmuştur. İşte eskiden beri var olan bu düşüncelere, Mısır’daki gözlemlerini de eklersek Thales’in herşeyin aslının “su” olduğu tezine nasıl ulaştığını anlamak daha bir kolaylaşır.

filozof/thales-1″ 212″ 285″

Burada şu noktaya dikkat etmelidir: Thales tüm varlığı, temel görevini üstlenen tek bir temel unsura “Arche”ye, yani suya dayandırmaktadır. Bu temel unsur yalnızca herşeyin başlangıcında bulunmaz, aynı zamanda tüm varlıkları da oluşturur.

Thales’e göre herşeyin başlangıcı belirli bir unsurdur. Gerek sonraları ve gerekse günümüzde bu madde, bu unsur, edilgen birşey olarak anlaşılmaktadır. Edilgen maddenin karşıtı olan etken maddeyi, “canlı” olarak benimseyebiliriz. Ancak Thales için maddenin karşısına konacak başka birşey yoktur. Çünkü ona göre, maddenin kendisi, doğal olarak canlıdır. Nasıl canlı bir varlık hareket eder ve biçimini değiştirirse, canlı olan bu madde de hareket eder ve değişim halinde bulunur.

Bunun içindir ki Thales: “Nasıl oluyor da sudan tüm varlıklar meydana gelebiliyor?” sorusunu sorma gereksinimi duymaz. Çünkü temel olan unsur “su”dur ve de su canlıdır. Her canlı gibi o da öteki varlıkları kendisinden yaratmak gücüne sahiptir. Daha sonraları bu maddeyi canlı ve yaratıcı var sayma görüşüne “Hylozoizm” denmiştir. Aristo’nun aktardığına göre bu görüş, aynı zamanda, her şeyde Tanrıların gizli olduğuna da inanır. Yani herşey Tanrılarla dolu demek, herşey canlı demek oluyor.

Thales’de farklı olan şey; birtakım gözlem ve düşüncelere dayanarak evrenin kaynağını açıklamak için, bir denemeye girişmiş olmasıdır. Bu açıklama, suyun organik yaşam için gerekliliğiyle ilgili gözlem ve deneylere dayanır. Bu dönemde yapılan gözlemlerden başka, Thales’in kendine ait, tümüyle teorik olan düşüncelerivardır.

Bu teorik görüşler, evrenin bir başlangıcı olması gerektiği düşüncesinden hareketle: “Hiçten hiçbir şey mey dana gelmez “kuramına dayanır. Hiçten hiçbir şey meydana gelmeyeceğine göre bu evrenin başlangıcında yaratıcı bir varlığın bulunması gerekir.

Thales’in evrenin oluşumu ile ilgili başlıca görüşleri bunlardır. Onun bu görüşlerini bir yana bırakırsak, Thales’in evren düşüncesi eski şairlerinkinden pek farklı değildir. Thales’te de, aynı eski şairler gibi, evreni bir okyanusun kapladığı ve dünyanın bu okyanus ortasında düz bir tekerlek (kurs) gibi yüzdüğü görüşü, güçlü bir olasılık olarak vardır.

Teorileri
Thales’den, önce Yunanlılar doğayı ve dünyanın temel maddesini; mitoloji, Tanrılar ve kahramanlarla açıklıyorlardı. Yeryüzündeki doğa olayları, (depremler, rüzgar, vb.) tanrılarla bağdaştırılıyordu.

Thales hem suyu ana madde olarak düşünmesi hem de doğayı olguları birleştirerek açıklamaya çalışması bakımından önemli olmuştur. Doğa olayların nedenlerini insan biçimli Tanrılardan çok doğanın içinde aramıştır. Mitolojik açıklamalar ile ussal açıklamalar arasında bir köprü kurmuştur. Thales’den sonra öğrencileri Anaksimandros ve Anaksimenes de aynı çizgide ilerlemiştir.

Astronomi
Herodot’a ve Eudemos’a göre (28 Mayıs M.Ö. 585’te gerçekleştiği kabul edilen) Güneş tutulmasını önceden hesaplayıp haber vermiştir. Astronomi ile uğraşan ve gün dönümlerini önceden hesaplayan biri olarak ilk astronom olmuştur. Ayın son gününe 30. gün adını o vermiştir. Yılın içindeki mevsimleri de o bulmuş, bir yılı 365 güne bölmüştür. Gölgemizin bizimle aynı uzunlukta olduğu zamanı gözleyerek, piramitleri gölgelerine bakarak ölçmüştür. Aynı zamanda Nil nehrinin yükselmesinin rüzgara bağlı olduğunu bulmuştur (Etesios rüzgarları nehrin tersine eserek onun denize dökülmesini engelliyorlarmış ve sular da taşıyormuş.)

Matematik-geometri
Matematik alanında çığırlar açmış birisidir. Eski Yunan bilginlerinden Kallimakhos’un aktardığı bir düşünceye göre denizcilere kuzey takım yıldızlarından Büyükayı yerine Küçükayı’ya bakarak yön bulmalarını öğütlemiştir. Aynı zamanda Mısırlılardan geometriyi öğrenip Yunanlılara tanıtmıştır. Bulduğu bazı geometri teoremleri şunlardır:

* Çap çemberi iki eşit parçaya böler.
* Bir ikizkenar üçgenin taban açıları birbirine eşittir.
* Paralel iki doğrunun kesişme noktasındaki ters açılar birbirine eşittir.
* Köşesi çember üzerinde olan ve çapı gören açı, dik açıdır.
* Tabanı ve buna komşu iki açısı verilen üçgen çizilebilir.
* Genelleştirilmiş 1959 Thales teoremine göre,E noktası AC doğru çizgisi üzerinde olmasa,içerde veya dışarda olsa bile CB/BA=(AB^t-BD^t)^(1/t)/ED vardır.(t=1) hali bilinen klasik Thales teoremidir.

İlgili Makaleler