Edebiyat Sözlüğü

Tevriye Nedir Ne Demektir, Sanatı, Örnekleri,

Tevriye. Uzak ve yakın olmak üzere iki ayrı manâsı olan bir kelimeyi, okuyucuya önce yakın manâsını hatırlatacak şekilde ve uzak manâsını yakın manâsının ardına gizleyerek kullanma süretiyle yapılan edebî sanat.

Tevriye Arab edebiyatında olduğu kadar Türk ve İran edebiyatlarında da beğenilerek kullanılmıştır.

İki türlü tevriye vardır:
1.Mücerred tevriye: Kelimenin yakın manâsını belirtecek hiç bir ifadenin bulunmaması şeklindeki tevriye.
2.Murahhas tevriye: Sözün yakın manâsryla uygun düşecek bir işaret ihtiva eden tevriye.

Tevriye edebiyatta kullanılan anlamla ilgili edebi sanattır. Sesteş bir kelimenin bir dizede, beyitte, dörtlükte iki gerçek anlama gelecek biçimde kullanılmasına ve bir sözcüğün yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmeye tevriye sanatı denir. Örtmek, meramı gizlemek demektir. İki veya ikiden fazla anlamı olan bir kelimenin yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmek demektir. Birçok edebiyatçı bu sanatı iham sanatıyla aynı kabul etmiştir. Fakat ihamda, ikiden fazla anlamı olan kelimenin bir mısra veya beyitte bütün anlamları kasdedilirken, tevriyede uzak anlamına işaret edilir.

Örnek:

Koyup kaldırmadan ikide birde
Kazan devrildi söndürdü ocağı

İzzet Molla

İzzet Molla bu beyti, yeniçeri ocağının kaldırılmasına rastlıyan 1926 senesine tarih düşürmek maksadiyle yazmış ve güzel bir tevriye yapmıştır.

Yeniçeriler ikide birde isyan ederlerdi. Onların bu isyanlarına kazan kaldırma denirdi. İzzet Molla devrilen kazanın altındaki ocağı söndüreceği şeklindeki gerçek anlamı söyleyerek kazan kaldıra kaldıra nihayet mahvoldular, ortadan kalktılar uzak anlamını kastetmiştir. Yani kazan kelimesinin ocak üzerine konulan bir mutfak eşyası anlamından isyan anlamını işaret etmiştir.

Yine İzzet Molla Keşan’a sürgün edildiğinde, kendisini saz şairi sanan halkın, kendisinden saz çalmasını istemeleri üzerine :

Dedim bedce çıkmıştı âvâzımız
Stanbulda terkeyledik sâzımız

tevriyesiyle cevap veriyor. İzzet Molla dilini tutmadığı, sağa sola çattığı için sürülmüştü. Burada âvâz kelimesinin şarkı veya türkü anlamından başkalarının işine gelmiyen tenkit ve taşlama‘larını kastetmiştir.

Örnek:

Kûyunda nâle kim dil-i müştâkdan kopar
Bir namedir Hicaz’da uşşakdan kopar

Nâili-Kadim