Edebi Şahsiyetler

Suphi Ezgi Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Mehmet Suphi Zühtü EZGİ Müzik bilgini (İstanbul 1869-1962).

Suphi Ezgi, teksesli türk müziğini çağdaş bilimsel anlayış ve yöntemlere göre sistemleştiren üç büyük müzik bilginimizden (Rauf Yekta, Hüseyin Sadettin Arel) biridir.

Babası, Posta Telgraf Nezareti Muhasebe kalemi mümeyyizlerinden İsmail Zühtü Bey’dir. Kanun ve keman çalan, sesi de güzel olan İsmail Zühtü Bey zamanın gözde müzik sanatçılarını haftada bir gün evinde toplardı. Suphi Ezgi, böyle bir çevrede ilk müzik zevkini ve kulak terbiyesini kazanmağa başladı.

17 yaşına kadar pek çok saz eserini nota ile çalışarak repertuvarma alan Mehmet Suphi, o sıralarda Zekâi Dede’nin (1825-1897) pazar günleri Eyüp’teki Şah Sultan Tekkesi’nde düzenlediği toplantılara katılmağa ve bu büyük bestekâr-hocanın takdirini kazanarak klasik fasılları meşke tmeğe başladı, Kozyatağı şeyhi Halim Efendi’den de tambur öğrendi.

Mustafa Suphi’nin müzikoloji çalışmaları Zekâi Dede’nin Mızıkai Hümayun nazırı Necip Paşa’nın kitaplığında bulunan 6 nota mecmuasını, incelemesi için kendisine vermesiyle başladı. Her biri 300-400 kadar saz eserini kapsayan bu nota mecmualarının üçü işaretsiz Hamparsum notasıyle, üçü de ebcet notasıyle kaleme alındığı i-çin, değişikliğe uğrayan eserlerin asılla-rını bulma çabası çok uzun yıllar sürdü. Mustafa Suphi bozulan eserleri, hocalarından öğrendiği, incelediği kitap ve edvarlardaki suretleriyle karşılaştırarak gerekli düzeltmeleri yaptı! Bir yandan da okumağa devam ediyordu. 1892’de Tıbbiye’den doktor yüzbaşı rütbesiyle diploma aldı. Bingazi’deki birliklere atandı, Türkiye – İtalya Savaşı’na katıldı. Libya’nın işgali üzerine 1913’te yurda döndü. İstanbul’da başhekimlik yaptı. Birinci Dünya Savaşı sırasında rütbesi albaylığa yükseltildi. İstiklâl Savaşı başlayınca Ankara’ya geçti, 1923’te emekliliğini istedi ve kendini tamamen müziğe verdi.

1932’de Arel’in tavsiyesini yerine getiren İstanbul vali ve belediye başkanı Muhittin Üstündağ, Ezgi’nin KonservatuvarTürk Musikisini Tasnif ve Tetkik Heyeti’ne atanmasını sağladı. Rauf Yekta, Ali Rıfat Çağatay, Ahmet Irsoy, Mesut Cemil’le derleme, nota yayını işlerine girişen Ezgi 1947’de bu görevden ayrıldı. Müzikoloji konusundaki verimliliği yanında Suphi Ezgi başarılı bir bestecidir de. Fakat 700’ü aşkın bestesinin çoğunu beğenmeyip yoketmiş, ancak 200 kadar eserinin yayınını uygun görmüştür.

Baktıkça hüsnü ânına hayran olur aşıkların güftesiyle başlayan lenkfahte usulündeki hicaz bestesi, kürdîlihicazkâr makamındaki Birlikte bu akşam yine meyi nûş edelim gel güftesiyle başlayan şarkısı en çok bilinen eserlerindendir.

Suphi Ezgi, Nazari ameli türk musikisi dışında, çeşitli türk müziği klasiklerinin fasıl ve külliyatını yayımlamış, az bir kısmı Musiki Mecmuası’nda çıkan ve tümü basılmayan bir de Tambur metodu bırakmıştır.