Kimdir

Sune Bergström kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Sune Bergström kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1916) İsveçli biyokimyacı. Prostaglandınlerin kimyasal yapıları ve biyolojik iş­levleri konusundaki çalışmaları nede­niyle 1982 Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nü paylaşmıştır. Sune Bergström 10 Ocak 1916’da Stockholm’de doğdu. Aynı kentteki Karolinska Enstitüsü’nden 1943’te tıp diploması aldı. Eğitimi sırasında 1941- 1942 yıllarında ABD’de Columbia Üniversitesi’nde ve Squibb Enstitüsü’nde araştırmalar yapan Bergström, 1942-1946 arasında Stockholm’deki No­bel Tıp Enstitüsü’nde görev aldı. Bu dönemin sonun­da bir yıl İsviçre’nin Basel Üniversitesi’nde çalışan Bergström, 1947-1958 arasında Lund Üniversitesi’nde biyokimya profesörü ve biyokimya bölüm başkanı olarak bulundu. 1958’den başlayarak Karolinska Ens­titüsü’nde profesörlüğe, 1969’da bu kurumun rektör­lüğüne, 1975’te de Nobel Vakfı başkanlığına getirildi. 1982’de Bengt Samuelsson ve John Vane ile birlikte Nobel Tıp Ödülü’nü alan Bergström halen Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) tıp araştırmaları danış­manlar komitesinin başkanlığını yapmaktadır.

Bergström kolestrol ve safra asiti üzerine yaptığı çalışmalarının dışında, araştırma çabalarının önemli bir kısmını prostaglandinlere ayırmıştır. Prostaglandinlere ilişkin ilk çalışmalar, 1930’da iki ABD’li araştırmacının cinsel üreme üzerine araştırmaları so­nucunda menide kasları etkileyen bir maddenin varlı­ğını bulmalarıyla başladı. 1933-1936 arasında isveçli Ulf von Euler koyun veziküler bezinden güçlü ve yaygın biyolojik etkileri bulunan bir madde elde etmeyi başardı. Von Euler, bu maddeye yalnızca prostat tarafından salgılandığını sandığından “prostaglandin” adını verdi. 1945’te gene von Euler,

Bergström’u bu neredeyse unutulmuş buluşun kim­yasal yapısını incelemeye ikna etti.1957 yılına gelindi­ğinde prostaglandinin temel yapısı belirlenmiş ve kristal şeklinde prostaglandin elde edilmişti.

Bergström Karolinska Enstitüsü’nde çeşitli yağ­ları ayırıp incelemek için geliştirilen yeni bir kroma- tografi yöntemiyle prostaglandinleri saflaştırmayı ba­şardı. J.Sjövall ile birlikte “prostaglandin E” ve “prostaglandin F” diye adlandırılan maddelerin basit formüllerini 1960’ta yayımladılar. 1962’de Bergström, asistanı Bengt Samuelsson’un da katkılarıyla prostaglandinlerin kimyasal yapı formülünü ilk kez tüm ayrıntılarıyla açıkladı. Öne sürdükleri kimyasal yapı formülüne göre, vücutta depo edilmeyen ve besin yoluyla alınması gerekli (temel) bir yağ asidi olan arakidonik asidin prostaglandinlerin biyosentezinde ön madde (temel yapı taşı) olduğunu ileri sürdüler ve bu savlarını 1964’te kanıtladılar.

İsveç’te Bergström ve Samuelsson’un, İngiltere’ de de John Vane’in öncülüğünü ettikleri çalışmaların sonucunda prostaglandinlerin yalnızca belirli bir bez tarafından değil, gerektiğinde vücutta hemen her dokuda üretilebildikleri, üretildikten kısa bir süre sonra da etkisiz hale getirildikleri belirlendi. Ayrıca, bu kısa ömürlü ve vücutta depo edilmeyen bileşiklerin, A,B,C,D,E,F gibi ana gruplara ayrılan bir hormon ailesi oluşturduğu saptandı. Bu araştırmacıların çalış­malarına dek önemleri anlaşılmayan prostaglandinle­rin, bazı önemli enzimlerin etkinliğini düzenleyerek vücuttaki başka hormonların salgılanmasında rol oy­nadıkları ve böylece çok değişik dokuların fizyolojik işleyişlerini etkiledikleri anlaşılmıştır. Prostaglandinler, düz kasları etkilediklerinden, doğumu kolaylaştır­ma, istenmeyen gebeliği sona erdirme, gebeliği önle­me, ay hallerinde krampları azaltma, ağrı mekanizma­larını etkileme, kan dolaşım sistemi hastalıkları (en­farktüs ve atardamar tıkanmaları), astım ve ülser tedavileri, veteriner hekimliğinde suni döllenmeyi kolaylaştırma gibi birçok alanda kullanılmaya başlan­mıştır.

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 15. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983

İlgili Makaleler