STATÜ
Statü terimi modem
sosyal bilimde a) bir sosyal sistemde aynı yapı içinde bulunan başkalarıyla
karşılıklı davranış kalıplarını içeren konum, b) saygınlık dağılımı içinde
bulunan yer (ki bu zaman zaman örtük de olsa haklar, sorumluluklar, güç ve
otoriteyle ilişkilidir yüksek ve düşük statü gibi), c) bir sosyal sistemde
saygınlık dağılımında ulaşılan yüksek yer (statü elde etmeye çalışmak gibi)
gibi anlamlan ifade eder.
Toplumsal teori,
toplum felsefelerinden toplumsal örgütlenmenin en önemli özeliğinin hak ve
sorumluluklann dağılımı olduğu fikri yanında statü terimini de tevarüs etti.
“Statü esasen bir bireyin hukuki kapasitelerinin toplamına işaret eden
bir hukuk terimidir. Kişinin hukuki olarak kendine ve başkalarına karşı hak ve
sorumluluklar konusunda etki yapabilme gücüdür”.
Statü sözcüğü sosyal
bilime Avrupa toplum felsefelerinin özellikle Hobbes, Locke ve Smith’de
ifadesini bulan otorite, kanun ve sosyal düzenle ilgili uzun çalışmalarının
sonucunda girmiştir. Bu kişiler, bir toplumun varlığını sürdürmesiyle, bir
takım insanların ötekilerden daha fazla saygınlık ve güç sahibi olması
arasında zorunlu bir bağlantı varsayıyorlardı. Tabii felsefeciler çeşitli hak
dağılımı biçimlerinin toplumun idamesi için nasıl etkiler oluşturacağı konusunda
farklı şekillerde düşünüyorlardı.
H. S. Maine terimi,
toplumu ‘statüden sözleşmeye’ çevrilen bir şey olarak gören ünlü cümlesinde
şöyle kullanır: “Tarihin başlangıç noktası olan kişilerin tüm ilişkilerinin
aile ilişkileri olduğu bir durumdan (statü), tüm toplumsal ilişkilerin
bireylerin özgürce anlaşmalarından doğduğu bir sosyal düzene (sözleşme) doğru
yavaş yavaş geçiyoruz.”
Bu zihni arkaplandan
yola çıkarak R. Linton statüyle bir bireyin toplumda hak ve görevleri
temelindeki konumunu ifade etmek üzere kullanmıştır. Rol, bu hak ve görevlerin
eyleme dökülmesinden ibaretti. Linton’ın statü ve rol konusundaki ikili tanımı
çoğu zaman alınlılarda kullanılırsa da, tam anlamıyla benimsenmez. Statü ara
sıra toplumsal statü olarak tanımlanır, rol ve sosyal konum çoğu zaman
birbirlerinin yerine geçecek şekilde kullanılır.
Bir sosyal sistem
içinde bulunulan konumlar olarak statüler, sadece hak ve görevler bakımından
değil, en azından sisteme üye olanlarca paylaşılan standartlara uygun olarak
dağıtılan saygınlık ve şeref
problemler de ortadan
kaldırılmış olmaktadır. Bu şekilde kullanıldığında s ta ütü. saygınlık
dağılımı hiyerarşisinde yüksek bir konumu ifade etmektedir.
(SBA)