Sosyoloji Tarihi

Sosyal Öğrenme Kuramı

Sosyal Öğrenme Kuramı, sosyal davranış gelişimini açıklarken öğrenme ilkelerinin yanı sıra düşünme, yorumlama gibi çeşitli bilişsel unsurların önemine vurgu yapan bir kuramdır. Bu kuramın en önemli isimlerinden biri Alfred Bandura’dır. Bandura (1977), hayvanların aksine, insanların bilgiyi aktif şekilde işlediklerini ve bu sayede davranış ve sonuçları arasındaki ilişkiyi düşünebildiklerini söyler. Davranış ve sonuçları arasındaki ilişkiyi düşünebilme özelliklerinden dolayı, insanların hareketlerinde çoğu zaman gerçekte ne deneyimlediklerinden ziyade ne düşündükleri etkilidir.

Davranışa dair düşüncenin önemine yaptığı vurguyla bağlantılı olarak, Sosyal Öğrenme Kuramı, pekiştireçlerin (veya cezanın) sadece dışsal değil, içsel de olabileceğini önerir. Kişinin kendi hareketlerinin yine kendinde yarattığı sonuçlar önemlidir. İşi tamamladığı zaman alacağı paradan çok, işi en iyi şekilde yapmanın hazzı kişiyi güdüler. Bu bakış, davranışı kontrol etmek için dışsal pekiştirme ve cezanın neden her zaman işe yaramadığını açıklamaktadır.
Edimsel Öğrenme Kuramı ile Sosyal Öğrenme Kuramı arasındaki farkı açıklayınız.
Bandura, sosyal durumlardaki öğrenmelerin büyük ölçüde taklitle gerçekleştiğini de önerir. Özellikle çocukların yeni sosyal davranışları öğrenmeleri, önemli bireylerin (örn. ebeveyn, öğretmen, arkadaş) davranışlarını gözlemlemeleri ve mo-del almalarıyla olur. Gözlem, gözlenen davranışı ve bunun olası sonuçlarını öğretir. Davranış ve sonuçları başkasında gözlemlediği için bu öğrenmenin mekanizması dolaylı pekiştirmedir. Anlaşmazlık durumunda, anne-babasının sorunu bağı-rarak ve kavga ederek çözdüğünü gören çocuk, kendisi akranlarıyla çatışma yaşadığında benzer stratejilere başvuracak, kavga ederek sorununu çözmeye çalışacaktır. Benzer şekilde, sıkıştığında ebeveyninin yalan söyleyerek sorunu çözebildiğim gören çocuk, kendisi de gerektiğinde aynı davranışı gösterecektir. Dolaylı pekiştirme, sadece canlı modellerden değil, sembolik modellerden de olur (örn. televizyon, roman kahramanları). Bandura’ya göre, gözleyerek öğrenmenin meydana gelebilmesi için aşağıdaki koşulların sağlanmış olması gerekir:
•     Dikkat: Taklit edilecek modelin, kişinin dikkatini çekmiş bir model olması.
•     Hatırda tutma: Davranışın kodlanıp hatırda tutulması.
•     Motor üretim: Taklit edilen hareketi doğru yapabilmek için gerekli motor becerilere sahip olma.
•     Pekiştirme ve güdüsel süreç: Davranışın performans olarak ortaya çıkması için ya başkası tarafından pekiştirilmesi ya da bireyin kendi kendini pekiştirmesi.
Karşılıklı tayin edicilik:
Çocuk ve çevresi arasındaki etkileşim akışının çift yönlü olması; çevrenin çocuğu etkilemesi, çocuğun da davranışlarıyla çevresini şekillendirmesi.
Klasik öğrenme kuramcılarından farklı olarak Bandura, çocukları kendi gelişimlerine çok yönlü katkılar getiren aktif katılımcılar olarak görür. Bandura, Wat- son’ın çevresel tayin edicilik kavramı yerine, çocukların gelişimlerini etkileyen çevreyi yaratmada etkili olduğunu savunduğu karşılıklı tayin edicilik ilkesini benimser. Buna göre, sosyal gelişim kişi (K), davranışı (D) ve çevresi (Ç) arasındaki etkileşimleri yansıtmaktadır (bkz., Şekil 5.1). Örneğin, çocuk arkadaşına saldıra
rak istediği oyuncağı elde ettiğinde, oyuncağa sahip olmak memnuniyet verici bir sonuç olarak çocuğun saldırgan davranışını pekiştirir. Bu sonuç aynı zamanda, saldırgan davranışa maruz kalan akranın da çocuğu zorba olarak görmesine ve ileride saldırgan davranışlarıyla baş etmeye çalışmamasına sebep olabilir. Özetle, sosyal öğrenme kuramı, çocuğun aktif şekilde şekillendirdiği çevresinin, kendi gelişimine etki ettiğini önermektedir.
Davranış
Motor tepkiler Sözel tepkiler Sosyal etkileşimler D
 
Bandura’mn (1978) karşılıklı tayin edicilik modeli
Birey
Bilişsel yetenekler Fiziksel özellikler İnanç ve tutumlar
Çevre
Fiziksel çevre Aile ve arkadaşlar Diğer sosyal etkiler
Sosyal Öğrenme Kuramının, sosyal gelişimi anlamadaki yeri önemlidir. Bandura’nın araştırmaları özellikle saldırganlığın öğrenilmesinde dolaylı pekiştirmenin etkisini ortaya koymuştur. Cinsiyet rolleri, şiddet, sosyal çatışma çözme becerisi, olumlu sosyal davranışlar, aile içi roller, konuşma biçimi vb. pek çok farklı özelliğin gelişiminde sosyal öğrenme önemli bir mekanizmadır.
Öte yandan, Sosyal Öğrenme Kuramı, öğrenme ve gelişimde olgunlaşma ve biyolojiden çok, çevresel ve sosyal faktörlerin sorumlu olduğunu iddia eder ki bu, kuramın bireyin kendine has genetik mirasını azımsadığı eleştirisini getirmiştir.

İlgili Makaleler