Diyelim ki sizden ya tek başınıza ya da başka birkaç kişiyle beraberken mümkün olduğunca yüksek ses çıkararak el çırpmanız ya da bağırmanız istendi. Sizce tek başınıza olduğunuzda mı daha yüksek ses çıkartırsınız yoksa başkalarıylayken mi? Ya da diyelim grup olarak sizden bir tuğla ne gibi farklı şekillerde kullanılabilir, bu konuda mümkün olduğunca çok fikir üretmeniz istendi. Aynı görev size tek başı- nızayken verilseydi mi daha çok fikir üretirdiniz yoksa grup içindeyken mi?
Bu sorulara cevap arayan sosyal psikologlar, bir hedefe doğru grup içinde ça- lışmanm — aynı hedefe doğru tek başına çalışmaya kıyasla — motivasyonu ve sarf edilen eforu düşürebildiğim göstermiş; buna “sosyal kaytarma” (social loafing) adını koymuşlardır. Örneğin bir çalışmada deneklerin gözleri bağlanmış ve onlara bir halat çekme yarışında oldukları söylenmiştir. Yapmaları gereken, halatı tüm güçleriyle çekmektir. Aslen her seferinde tek başlarına olmalarına rağmen, onlara halatı bazen tek başlarına çekmekte oldukları söylenmiştir, bazense grup içinde. Araştırmacılar, “birlikten kuvvet doğar” deyişinin aksine, halatı başkalarıyla birlikte çektiğini sanan deneklerin, tek başlarına çektiğini sananlara kıyasla yüzde 18 daha az güç sarf ettiğini bulmuşlardır.
Sosyal kaytarma, grup çalışmasının yer yer kaçınılmaz olduğu iş ve okul ortamlarında ciddi bir sorun olabilir. Sosyal kaytarmayı arttıran ve azaltan faktörlerin farkında olmak bu açıdan önemlidir. Sosyal psikologlar, bireyin grup içinde sarf ettiği şahsi çabanın belli olmadığı, belirlenmesinin güç olacağı durumların sosyal kaytarmayı tetiklemekte kritik rol oynadığını göstermektedir — şahsi eforun gözetleneceğini bilmek sosyal kaytarma eğilimini azaltır. Bireylerin kendi katkılarının nihai performans üzerinde anlamlı bir etkisi olacağına inanmaları, yapılan işi içtenlikle ilgi çekici, anlamlı ya da önemli bulmaları, küçük ve birbirine bağlı bir grup içinde çalışmaları da sosyal kaytarmayı azaltan faktörlerdendir.