Edebiyat

Sodom ve Gomore Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kitap Özeti, Konusu, Karakterleri

Yazar: Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974)

Ana Fikir: İnsanlar zorda kaldıkları an her türlü şekle bürünebilir, hatta en yakın olduğu kişilere bile aldatabilir.

Konu: İstanbul’un işgali ve İstanbul halkının işgale karşı gösterdiği çeşitli tepkiler

Kitap Hakkında: “Sodom” ve “Gomore” İncil’de adları geçen iki şehirdir. İncil’de anlatıldığına göre Ürdün’ün bu iki şehri ahlaki bakımdan iyice çökmüş, çürümüş, bu yüzden de Tanrı’nın gazabına uğrayarak yerle bir edilmiştir. Yakup Kadri, romanında Mütareke devri İstanbul’unu bu iki lanetli şehirle özdeşleştirmiştir.

Özet: I. Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu da bu felaketten payını almış ve İngiliz, Fransız ve Amerikan işgal güçleri İstanbul’a yerleşmiştir. Sami Bey ailesi başta olmak üzere bazı Türkler, milli ve manevi değerlerini kaybetmiş; çıkarlarından başka bir şey düşünemez olmuşlardır. Bunlar işgalci güçlerle içli dışlıdırlar ve onların gözüne girmek için her şeyi yaparlar. Ülkenin kurtuluşunu özellikle İngiliz mandacılığında görürler.

Sami Bey’in güzel kızı Leyla, İngilizceyi çok iyi bilmektedir. Dayısının oğlu Necdet ile nişanlıdır. Ancak bir İngiliz subayı ile düşüp kalkacak kadar ahlaken yozlaşmıştır. Bu gibi yoz insanlar Kuvayi Milliyecileri yabani dağ insanı olarak görmekte, hatta iğrenmektedirler. Leyla’ya aşık olan Necdet ise bağımsızlıktan umudunu kesmiş, olaylara sadece seyirci kalmıştır. Sevdiği kızın işgalci subaylarla olan yakınlığını görür fakat görmezden gelir, hatta o da bu subayların çevresinde oluşan yüksek sosyeteye katılır. Oysa Necdet’in arkadaşı Cemil bir şeyler yapmak gerektiğini düşünür ve Kuvayi Milliyecilere katılır ve sonunda şehit olur.

İstanbul’un işgal günlerindeki bu şaşalı hayatı çok kısa sürer. Ezilmiş Anadolu insanının özlediği gün gelir. Bir gece Kuvayi Milliyeciler karanlığın içine akın eden ışık hizmeleri gibi akın ederler şehre. Leyla,o eski hayatlarının mahvettiği için bu büyük savaşçıları nefretle karşılar. Necdet ise artık bu İngilizler tarafından kullanılmış vatanperverlik duygusundan yoksun kızdan soğumuştur.

Boşlukta kalan Leyla, Necdet’e yanaşmak ister; ancak iş işten geçmiştir. Leyla dudaklarını Necdet’in dudaklarına uzatır. Necdet onu kucaklar ve bir köşeye bırakır. Dudaklarında bir kimyevi maddenin “rujun” yavan tadıyla bağımsız İstanbul’a katılır.

Necdet: Kendine güveni olmayan birisi ve küçük kırılganlıkları ve vazgeçemediği rahatlığı onu yurt savunması gibi bir şereften yoksun bırakıyor.

Leyla: Bakımlı, ince yapılı, dikkati çeken güzel bir İstanbul kızıdır. Fakat ailesi gibi vatan duygularından yoksun, sosyeteyi seven, hovarda bir kızdır. Hayatı yalancı bir cennetten farksız yaşamak isteyen bir kişi.

Cemil: Vatansever  biri, vatanının köle oluşuna katlanamayacak derecede onurlu, güçlü, iri yapılı bir Türktür.

İlgili Makaleler