SİYASAL YAPI
Siyasal yapı, kamu
politikasının oluşturulmasına ve yürütülmesine katılan, ya da bunu etkileyen
somut ve analitik yapıların meydana getirdiği bütündür. Yapı (bünye) kavramı,
biçimsel, teknik ve maddi örgütleri, ya da birimleri anlattığı gibi, insanlar
arasındaki ilişkiler düzenini ve davranış modellerini de ifade eder. Sosyal
bilimciler, yapıyı, “somut” ve “analitik” olmak üzere ikiye
ayırmaktadırlar.
Somut siyasal yapı,
çeşitli kısım, öğe yada üyelerden oluşan biçimsel üniteler veya örgütlerdir.
Hükümet, Türkiye Büyük Millet Meclisi, siyasal partiler ve anayasa, bu grupta
yer almaktadır. Siyasal somut yapıyı oluşturan öğeleri ya da parçalan, fiziki
olarak birbirinden ayırmak mümkündür. Örneğin, siyasal parti grupları,
başkanlık divanı üyeleri, çeşitli komisyonlar ve idarî amirleri, bir siyasal
somut yapı olan yasama organını meydana getiren belli başlı öğelerdir. Bu
Öğelerin her biri, diğerlerinden ayırdedİ-lebilecek belirginliğe sahiptir.
İklim, doğal kaynaklar ve nüfus gibi siyasetin fiziki ve beşerî öğeleri de,
somut yapı kavramı içinde değerlendirilmekledir. Çağdaş sosyal bilimciler
toplumu; hükümet, siyasal parti, meclis, aile, firma, sendika, vakıf, dernek ve
benzeri somut yapılardan meydana gelmiş genel bir somut yapı olarak değerlendirmektedirler.
Analitik siyasal yapı,
bir toplumun kol-lekıif ilişkiler düzenini, siyasal inanç sistemini ve
kültürünü anlatır. Bu anlamda yapı, genelde toplumsal ilişkiler düzeni, ya da
modeli olarak tanımlanır. Rol, en çok kullanılan bir analitik yapıdır. Beşeri
ilişkiler modeline “rol” denilmektedir. Bireylerin toplumdaki
rolleri, onların statüleri ile ilgilidir. Rol, bir bakıma statülerin somutlaşmış
bir biçimidir. Sosyal hayatta her bireyin, statüsü gereği yapması gereken
davranış biçimleri bulunmaktadır. Rol, hem kurallarla -bir kimsenin yapması
gereken şey ve hem de eylemlerle -bir kimsenin fiilen yaptığı şeyle- ilgili bir
kavramdır. Bunlardan birincisine “rol gerekleri”, ikincisine de
“rol ifası” denilmektedir. Rol kavramının .amacı, toplumla birey
arasında bir sınır çizmektedir.
inançlar (beliefs),
kültürün ve dolayısryla analitik siyasal yapının en önemli unsurunu meydana
getirir. Kültürler, birer inanç temleridir. Siyasal sistemlerde anahtar rolü
oynayan değerler, inançların belirgin örnekleridir. Her toplum,
“iyi”, “kötü”, “doğru”, “yanlış” gibi
değerler sistemine sahiptir. Değerler; özgürlük, eşitlik, adalet ve
ferdiyetçilik gibi çekici kavramlarla anlatılır. Bu genel ve soyut değerler,
belirli normlar aracılığı ile gerçekleştirilir. Örneğin, seçimlerde her
seçmenin bir tek oy kullanma hakkına sahip olması, “siyasal eşitlik”
değerini gerçekleştirmek için konulan bir normdur.
Siyasal faaliyetler;
inançlar, değerler ve normların oluşturduğu sosyal ortamda, bireyler ve
gruplar tarafından somut örgütler aracılığı ile yürütülmektedir.
Bilâl ERYILMAZ