SİVİL TOPLUM
SİVİL TOPLUM
Siyasal toplumun
karşıtı olarak kullanılan ve ilişkilerin ekonomik ve toplumsal faktörler
tarafından belirlendiği uygar toplumu ifade eden kavramdır. Sivil toplum,
oldukça açıklayıcı olmasına ve onyedinci yüzyıldan günümüze kadar birçok önemli
siyasi düşünür tarafından kullanılmasına rağmen, zamanımızda sık sık gündeme gelen
bir kavramdır. Diğerlerinin arasında, Hobbes, Locke ve Hegel devletin Örgütlü
toplumu yönelmesi şeklinde, devlet ve sivil toplum arasında bir ayrım
yapmıştır. Böy-
leşi bir aynm,
devletin de toplumun bir parçası olması nedeniyle, tam olarak geçerli
değildir. Mamafih, kuramların resmi otoriteye ve siyasi kontrole bağlı
olmasının ya-msıra, hayatımız üzerinde oldukça etkili olan ve kontrol eden bir
takım birbirine bağımlı ve sağlam sosyal kurumlar vardır. Bir kavram olarak
sivil toplumun önemi, özellikle Hobbes ve Locke gibi doğa teorisyen-lerinden
kaynaklanır. Bunlar siyasi otoritenin en azından hipotetik olarak gereksiz olduğunu
öne sürmüşlerdir; yani, devletin olmamasının mümkün olabileceğini savunmuşlardır
ve böylece geriye kalan kurumları tanımlamak İçin bir kavrama ihtiyaç duymuşlardır.
Sivil toplum, böylece insanların siyasi otorite olmadan içinde hayatlarını
-ekonomik ilişkiler, aile ve akrabalık yapıları, dini kurumlar, vs.- yaşayabilecekleri
bir yapıdır. Sivil toplum tamamen bir analitik kavramdır, çünkü siyasi
otoriteden bağımsız olarak varolamaz ve genel görüşe göre siyasi otorite
olmadan uzun süre yaşayamaz; böylece ikisi arasında net bir sınır kolay kolay
çizilemez
Son on-yirmi yıl
boyunca bir kavram olarak sivil toplumun ihmal edilmesinin iki ana nedeni
vardır. Birincisi, devlet kavramının kendisinin çok az tartışma konusu olması
ve yetersiz bir şekilde “siyasi sistem” gibi kavramlarla ifade
edilmesi gerçeğidir. İkincisi ise, siyasi anlayışta sosyolojik modelleri
kullanmaya doğru büyüyen eğilimin siyasi faaliyet ve sosyal faaliyet arasındaki
engelleri yoketmeye çalışmasıdır. Her ikisine de ideolojik, kültürel, ya da
hatta ekonomik tarzları belirten manifestolar gözüyle bakılmıştır. Gerçekte,
bu anlamda devlet ve toplumun birbirine karışması sorunu daha duyarlı olarak
her biri kendi bağlamında
çözülebilecek amprik
bir sorun olarak görülmelidir.
(SBA)