Nedir ?

Siret Sire Nedir Ne Demektir, Özellikleri, İlk Siretler Hangileridir, Yazarları

Sîre (ar. i.)

Gidiş, tarikat, haslet, ahlâk, tavır bir kimsenin hayat tarzı, manevî durumu, hal ve hareketleri demek olan “Sîre”, “Hz. Peygamber’în hal tercümesi (biyografisi), doğumundan vefatına kadar hayatının safhaları, evsâf ve menkıbeleri ve savaşları” ile buna dair yazılmış eserler için kullanılan bir İslâm tarihi terimidir. Bu nevi kitaplar için “Sîre”nin çoğulu olan “Siyer” tâbiri de kullanılır. Ayrıca, İslâm hukuku sahasında yazılmış kitaplarda, “Cihad”a dair konulan ve hükümleri ihtiva eden kısma “Kitâbu’l-cihâd” denildiği gibi “Kitâbu’s-siyer” de denilir. Hz. Peygamber’in hayatından bahseden eserler için Sîre veya Siyer tâbirleri yanında “es-Siyer ve’l-megâzî” veya sadece “el-Megâzî” (Gazalar) tâbirleri de kullanılmıştır.

Bir taraftan, İslâmın Kur’ân’dan sonra ikinci kaynağını teşkil eden “Sünnet” tesbit edilirken, diğer taraftan, müslümanların en büyük hayat örneği olduğu Kur’ân-ı Kerîm tarafından bildirilen (Ahzab suresi 33/21. ayet) Peygamberin hal tercümesini, savaş ve zaferlerini ve biihassa tevhid mücâdelesinin tarz ve seyrini ümmete tanıtmak ve onun hâtırasını zihinlerde canlı tutmak, müslümanlar için büyük bir önem arzediyordu. Bu sebeple “Sîre” konusunda eserler yazma teşebbüsleri İslâm âleminde oldukça erken bir zamanda başlamıştır.

Bu sahada kitap yazanların ilki, Sahâbenin ileri gelenlerinden Zübeyr b. Avvâm’ın oğlu ve aynı zamanda bir fakîh olan Urve’dir (ölm.712).

Hz.Osman’ın oğlu Ebân (ölm. 723) tarafından toplanan Hz. Peygamberin hayatına dair bilgiler, Abdurrahman b. Mugıre (742) tarafından “el-Megâzi” adı ile kitap haline getirilmiştir.

Peygamber’in hayatını umumi tarih silsilesi içinde ve Peygamberden önceki ve sonraki tarihî gelişmelerle bağlantılı olarak veren ilk müellif, Muhammed b. İshâk’tır. (ölm. 767). Umumiyetle “Sıretu îbn İshak” diye şöhret bulan ve İbn Hişâm (ölm.834) tarafından tadil ve ıslâh edilen bu eser, daha sonraki bütün “Sîre” kitaplarına kaynak vazifesi görmüştür. Eser, zamanımıza, İbn Hişâm, Taberî ve başka tarihçilerin intikal ettirebildikleri kadarıyla ulaşabilmiştir.

Sıre alanında diğer mühim bir isim Vâkıdî  (ölm.823)’dir. Onun “Kitâbul-megâzî” adlı eseri yanında, bilhassa, talebesi İbn Sa’d (ölm. 845)’ın ”Tabakat“ı vasıtasıyla zamanımıza intikal eden çalışmaları, bu sahada mühim bir yer işgal etmiş ve ikinci önemli kaynak olmuştur. İbn Sa’d’ın Tabakat‘ında Sahâbe’den ve kendi zamanına kadarki Tâbiiler’den de bahsedilir.

Belâzurî (ölm. 892)’nin “Ensabu l-eşrâf” adlı Sîre kitabı ise, tertibi İbn Sa’d’ın “Tabakât”ına benzeyen şumûllü bir eser olup tamamlanamamıştır. Eserin ilk kısmı Peygamber’in Sîre’si ve Peygamber ailesinin hal tercümelerini teşkil eder ki, bu mâlumât büyük ölçüde Vâkıdî’den gelmedir.

Aynı zamanda bir müfessir oian Ebû Ca’fer et-Taberî(ölm.923)’nin “Kitabu ahbârı’r-rusûl vel-mulûk” adlı ünlü eseri, en eski devirlerdeki peygamberler ve hükümdarların tarihi ile başlar, Peygamber’in Sîre’sini verdikten sonra, tarihi, H.302 yılı Zilhicce (Temmuz-915) ayı olaylarına kadar getirir.

Daha sonraki devirlerde de, buraya kadar işaret ettiklerimize ilaveten pek çok Sıre kitapları yazılmış ise de artık bunların büyük kısmının bir orijinalitesi olmayıp ya yukarıdaki eserleri tekrar niteliği taşımakta veya tarihî gerçeklik bakımından itimada şayan görül memektedir.

İlgili Makaleler