Sosyoloji

Sinemanın Öyküsü

Paul Rotha –
Sinemanın Öyküsü


Amerika’da bir filme ne kadar para yatırılmışsa
yatırımcı, yapımcı ve halk nezdinde değeri o kadardır.

ABD sinemasında gösterim – görünüş ön plandadır.

Teknik donanım ön plandadır.

ABD için başarılı filmin bileşenleri;

İyi / güçlü konu –cinsel içerik tercih edilir.

Hızlı hareket tekniklerinin kullanılması

Film içinde cinsellik içeren bir öykü

Yıldız oyuncular

Filmlerde nesnelere kıyasla insanlar daha ön
plandadır, çünkü insanlar, daha çok ilgilenmektedirler.

Amerikan düşüncesi, kavga ve sahiplik için ilkel bir
içgüdü ile doludur.

Canlılık ve dinamizm film işlevinin önemli bir
parçasıdır.

Uzam ve hareket önemli olduğu için setlerden ziyade
doğal mekânlarda film yapılır.

Kapalı mekânda parlak dekor ve cilalı zemin
kullanılarak mekânı sonsuzlaştırmaya çalışırlar.

Sovyetler

1917 devriminden sonra Rusya’da yaşananlar Sovyet
sinemasının temel malzemesidir.

Sovyet filmleri toplumsal ve politik içerik
bakımından çok zengindirler.

Hükümet kontrolündeki Sovyet sineması yönetmenleri
sinemayı heyecan verici görüntüler sergilemek için değil, insan ruhuna
seslenebilmek için kullanmaya çalışmışlardır.

Filmin sosyolojik önem arzetmesi, yapımların temel
kıstasıdır.

Sinema, halkın eğitimi için kullanılmıştır.

Devlet denetiminde film yapmak birçok yönetmenin bakış
açısında kalıplaşmaya neden oldu, bunun istisnaları Eisenstein ve Pudovkin’dir.

Eisenstein (konunun kendisiyle ilgilenir, toplumu
ele alır, ayrıntılara girmez),

Pudovkin (Konunun “nasıl”ıyla ilgilenir, bireyleri
ele alır, özel durumlara, ayrıntılara özellikle yer verir),

Kozintsev, Trauberg

Almanya

20’li yıllarda Alman sinemasının basitliği, zeka
ürünü olması, sanatsal niteliği, düş gücüne ve emeğe önem vermesi onun ayırıcı
özelliğiydi.

Filmler ağırlıkla stüdyoda çekilirdi.

Fransa

Deneysel filmin öz-vatanıdır.

İngiltere

Sığ temeller üzerine kurulu İngiliz sineması
eleştiri ve hoşgörü temelinde gerçekleşir.

Leon Moussinac’in ifadesiyle “İngiltere hiçbir zaman
için tam bir İngiliz filmi üretememiştir.”

30’lu yıllara kadar Japon sineması tiyatro
geleneklerinin egemenliği altındadır.

Türkçeleştiren: İbrahim Şener

İzdüşüm Yayınları, Temmuz, 2000

İlgili Makaleler