Nedir ?

Seyr ü Süluk Nedir, Ne Demektir, Anlamları, Aşamaları

Seyr ü Sülûk

Seyr gidiş, yürüyüş, sülük ise yola girmek, yol tutmak, yol almak manasına Arabça iki keiimedir. Tasavvuf ehli arasında bir mürşide intisab eden kişinin, tarîkat usulüne riayet ederek manevî yola çıkması, vuslata ermeden önce “makam” denilen menzilleri aşarak yol alması için kullanılır. Melâmet ehli arasında, seyr ü sülûk; cezbe ve sohbetle, diğer tarikatlarda ise Cenâb-ı Hakk’ın Esmâ-i Hüsnâ’sından bazılarını, mürşidin tensibi ile müridin muayyen miktarda zikretmesiyle aşılabilir. Bu esaslara göre manen vol alışa “seyr ü sülûk görmek” bu yolu bitirmeye de “seyr ü sülûkunu tamamlamak” veya “Fatiha çekilmek” denir.

Mutasavvıflara göre seyr ü sülükun aşılması gerekli dört mertebesi vardır.

Seyr ilallah Allah’a yöneliş, Allah’a doğru gidiş demektir. Sefer-i Evvel de denilen birinci mertebede sâlik; zikir, nafile ibadet ve riyâzât gibi usullerle, beşerî, nefsârtî ve hissi davranışlardan sıyrılıp, İlâhî irâdeye teslim olur. Kendi istediği şekilde değil, Allah’ın ve Rasûlü’niin emir ve yasaklan çerçevesinde davranışlarını düzenlemeğe çalışır. Bu sebeple buna Allah’a doğru gidiş manâsına da “Seyr ilallah” denilir.

Seyr fillâh Allah’ta, Allah’ın emir ve yasaklarında anlara aynen uyarak yapılan yolculuk demektir. Sefer-i sânı veya cem de denilen bu mertebede sâlik, beşerî duyguların tesirinden kurtulduğu ve İlâhi irâdeye râm olduğu için ayrılıktan, iradî çatışmadan âzâde olmuş demektir. Şahsî irâdesini İlâhî irâdede yok ettiği için, sâlıkin bu tür seyrine “Seyr fillâh” denilir.

Seyr ma’allah Allah’la yolculuk demektir, Sefer-i sâlis veya fark ba’de’i-cem’ (birlikten sonra ayrılış) de denilen bu mertebede sâlik, ikilikten tamamen sıyrılır. Dünyevî bütün meşgalelerini “İhsan” duygusu içerisinde ve her an Allah’ın huzurundaymışçasına yapar. Devamlı diri bir Allah şuuru ile yapılan bu yolculuğa “Allah’la Yolculuk manasında “Seyr ma’allah” denir.

Seyr anillah Vuslattan sonra, her zaman halk içinde fakat Hakk ile birlikte olunduğu halde yapılan yolculuk Sefer-i Rabbî de denilen bu mertebeye ulaşan sâlik, dünyevî hiçbir meşgalenin kendisini Allah’tan alıkoyamayacağı hale gelir. Vahdetten kesrete döner. O’nun başka işlerle meşguliyeti kendisine bir an bile olsa Allah’ı unutturamaz. Bu seviyeye eren sâlikler Hakk’tan haika yönelerek tâliblerin irşâd ve talimi ile görevlendirilir. Bunlar Vahdette kesreti, kesrette vahdeti görebilirler. Dördüncü mertebede ki sâiikin “Fâtihası çekilerek” kendisine icâzet verilir. Müntehî’l-kâmil adı verilir.

İlgili Makaleler