Şerefeddin Mevdud Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi
Şerefeddin Mevdûd b. Altuntegin (ö. 507/1113) Büyük Selçuklular’in Musul valisi, Türk kumandan.
Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar tarafından 502 (1108) yılında Çavlf-nın yerine Musul valisi tayin edilen Şerefeddin Mevdûd’un hayatının bu tarihten önceki dönemine dair bilgi yoktur. İbnü’l-Esîr babasının adını Altuntegin Ebü’l-Fidâ bir yerde Altuntegin başka bir yerde Altuntaşolarak kaydeder. Bu kişinin de kimliği hakkında hiçbir şey bilinmemektedir.
Mevdûd valiliğinin ilk iki yılında şehirde ve bölgede düzeni sağlamakla meşgul oldu. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıcars-lan, Emîr Çavlı Sakavu ve Hille Arap Emîri Seyfüddevle Sadaka b. Mansûr ile meselelerini halledip ülkede istikrarı sağlayan Muhammed Tapar, Cemâziyelevvel 503′-te [Aralık 1109]Güneydoğu Anadolu, Suriye, Filistin bölgelerini işgal eden Haçlılar’a karşı cihada kararlı olduğunu etraftaki hükümdarlara duyurdu. Ahlatşahlar’dan İrmîniye ve Meyyâfârikin Beyi Sökmen el-Kutbî ile Musul Valisi Mevdûd’a mektup göndererek cihad hazırlığına başlamalarını emretti.
Bunun üzerine harekete geçen Mevdûd, Sökmen el-Kutbî ile Cizre’de Cezîre-i İbn Ömer] buluştu. Mardin Artuklu Beyi Necmeddin İlgazi’nin ve diğer kuvvetlerin kendisine katılmasından sonra Haçlılar’a karşı Urfa üzerine yürüdü. Şevval 503’te [Mayıs 1110] Urfa’yı kuşatma altına aldı. Urfa Haçlı Kontu Baudouin du Bourg, Mevdûd’un hareketinden haberdar olunca Kudüs Kralı I. Baudouin’i yardımına çağırdı, Kudüs kralı da Trablus Kontu Bertrand ile birlikte onun yardımına koştu. Çok sayıda Haçlı kuvvetinin yaklaştığını öğrenen Mevdûd kuşatmayı kaldırarak Harran’a doğru geri çekildi.[Zilhicce 503/Temmuz 1110] Urfa önüne gelen Kudüs kralı, Urfa kontu ile dargın olan Antakya Prinkepsi Tankred’i yanma çağırıp onu kont ile barıştırdı ve Tankred i 500 kişilik atlı birliğiyle Haçlı kuvvetlerine katıldı. Haçlı cephesindeki bu birleşme üzerine Dımaşk Atabeği Tuğtegin hemen Mevdûd’un yardımına geldi. Birleşik Haçlı ordusu Mevdûd’u takibe giriştiyse de Tuğtegin’in gelişiyle güçlenen müslüman-larla karşılaşmaktan vazgeçerek geri döndü ve Samsat’a doğru çekildi. Ancak Mevdûd Haçlılar’ın peşini bırakmadı, onları Fırat’ı geçerken bastırdı. Nehrin doğusunda kalanları kılıçtan geçirdiği gibi bütün ağırlıklarını ganimet olarak aldı. Daha sonra Urfa’yı kısa bir süre kuşattı ve ardından Harran üzerinden Musul’a döndü. Mevdûd bu sefer sırasında Urfa’yı ele geçirememekle beraber Haçlılar’a ağır bir darbe indirmiş ve Urfa Haçlı Kontluğu’nun temellerini sarsmıştır.
Haçlilar’ın müslüman topraklarına saldırıp zarar vermeye başlamaları üzerine Mevdûd, Sultan Muhammed Tapar’ın emriyle 504 (1111) yılında Urfa bölgesine ikinci seferini düzenledi. Sultan, Mevdûd’u oğlu Mesud’a atabeg tayin edip onunla birlikte gönderdi. Antakya Prinkepsi Tankred ile Urfa Kontu Baudouin’in Halep bölgesindeki Esârib, Zerdenâ, Bîkisrâil ve Nakıra şehirlerine baskın yaparak halkı öldürüp arazileri talan ettiklerini öğrenen sultanın emriyle sefer hazırlıklarına başlayan Mevdûd önce Şebahtân bölgesine giderek buradaki birkaç kaleyi aidi. Burada kendisine Ahlatşahlar’dan Sökmen el-Kutbî, Merâga Emîri Ahmedîl. Erbİ! Emîri Ebü’l-Heycâ Porsuk’un iki oğlu İlbegi ve Zengî, Artuklu Beyi Necmeddin İlgazi’nin oğlu Ayaz birlikleriyle katıldılar. Müttefik müslüman ordusu Fırat’ı geçip 19 Muharrem 505’te Tel Bâşir önüne karargâh kurdu. Zor durumda kalan şehrin hâkimi Joscelin, gizlice bağlantı kurduğu Ahmedîl’e hediyeler gönderip kendisinden şehrin muhasara edilmesini engellemesini İstemişti. Müslüman emîrler buna razı olmadılar, ancak askerlerin çoğu onun tarafını tuttu. Bu arada Halep Meliki Rıdvan b. Tutuş ile Şeyzer Emîri Ebü’l-Asâkir Sultan b. Ali b. Münkız. Mevdûd’a haber gönderip müttefik müslüman ordusunun kendilerine yardımda bulunmasını istediler. Bunun üzerine Mevdûd yirmi altı gün süren Tel Bâşir kuşatmasını kaldırarak [22 Ağustos 1111]Halep’e doğru ilerledi, daha sonra güneye Şeyzer’e indi. Kral I. Baudouin’in etrafında toplanan Haçlılarla müslümanlar arasında ciddi bir savaş vuku bulmadı. Mevdûd sonbaharda Musul’a geri döndü.