Nedir ?

Sela-Sala Nedir, Sela Vakti, Ne Zaman Okunur

Salâ (Salât) (ar. i.)

Arabça “duâ, namaz rahmet” manâlarına gelen salâ kelimesi dinî musikimizde, Hz.Peygamber’e Allah’tan rahmet ve selâm dualarını ihtiva eden bestelenmiş eserlere verilen addır. “Salâ” ve Salât” tâbirlerinin her ikisi de kullanılır. Sözleri Arabça ve mensurdur. Salâlar sabahleyin ezandan önce; öğle, ikindi ve yatsı’da da ezanı takiben okunurlar. Zamanımızda salâ vermek daha çok Cuma ve Pazartesi günleri. Cuma ve Kandil geceleri iie cenazelerde âdet olmuştur. Sabah salası dışındakiler, ezan hangi makamda okunmuş ise o makamdan icrâ edilirdi. “Durak evferi” usulü ile bestelenen salâlar ezanlarda tatbik edildiği gibi, iki veya birkaç müezzin tarafından da okunabilir. İki müezzin tarafından verilen salâ’ya “çifte salâ” adı verilir.

Cumâ ezanından evvel salâ verilmek usulü, H.1300 tarihlerinde Mısır hükümdan Melik Nâsır Kalavun’un iradesiyle ihdas olunmuştur. Daha sonraları 1388 tarihinde ve Melik Salih b. Eşref zamanında akşam ezanı dışında bütün ezanların arkasından salâ okumak adeti konulmuştur.

Salâlar, okundukları yer ve zamana göre birkaç kısma ayrılırlar:

  1. Sabah salâsı: Sabah ezanından önce, dilkeş-hâveran makamında ve tesbit edilmiş bestesine göre okunur. Bestenin altı defa tekrar edilip arkasından bir Na’t-ı Peygamberî okunması âdeti vardı.
  2. Cenâze  salâsı: Cenaze olduğunu haber vermek için okunur.
  3. Cuma ve Bayram salası: Bayram ve Cumâ namazlarından önce müezzin mahfelinden okunur.
  4. Salât-ı Ümmive: Bazı dinî törenlerde, belirli dini günlerde Hz. Peygamber’e aıt eşyanın merasimle ziyaretinde, cenâzelerde, kısaca salât ü selâm getirilmesi gereken yerlerde okunur. Bugün elimizdeki örneği, Itrî’nin Segâh makamındaki Salat-ı Ümmiye’sidir.

Ayrıca Mevlevîlerde dâvet manâsına geien ve çağırana göre sebebi de değişen bir “salâ” da vardır. Bu saiâ, Mevlevîhânenin orta yerinde yüksek bir yerde maksada binaen bağırmaktan ibaretti.