Şehzade Beyazıt/Bayezid Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi, Tarihi Belgelerle
Şehzade Bayezid, (ö. 969/1562) Kanuni Sultan Süleyman’ın saltanat iddiasıyla isyan eden Hürrem Sultan’dan olma oğlu.
1526’da İstanbul’da doğdu. 11 Kasım 1539’da kardeşi Cihangir ile birlikte sünnet edildi. 1541 Macaristan seferine katıldı. 1546’da Karaman sancak beyiliği ile Konya’ya gönderildi. 1548’de İran üzerine yürüyen babasını Akşehir’de karşıladı, ordu Halep’te kışladığında da babası tarafından oraya çağırıldı. 1553 Nahcıvan seferinde ise taht muhafazası için Edirne’ye yollandı. Fakat Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinden sonra onun adına isyan eden Düzme Mustafa kuvvetlerini durdurmada ağır davranması, bu olayın kendisince düzenlendiği rivayetine yol açtı. Bu da babasının kendisine olan güvenini sarstı. Bununla birlikte Kanunî oğlunu bağışladı ve Kütahya’ya gönderdi. “Ben kulunuzu muradına irgürdünüz” diye babasına teşekkür eden Bayezid, kendini artık tahtın tabii vârisi olarak görmeye başladı. Bu yüzden de ağabeyi Selim ile aralarında bir saltanat mücadelesi baş gösterdi. Bu mücadele yalnızca Bayezid’in ihtiraslarının ve aradaki çıkarcıların tertiplerinin değil ülkedeki idarî, sosyal, ekonomik şartların da bir sonucu idi. Kanûnî’nin saltanatına karşı başlayan hoşnutsuzluk, Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinden sonra daha da yaygınlaşmıştı. Nahif yaratılışlı, barış sever bir ruha sahip olan Bayezid kendisini zevk ve safaya düşkün Selim’den daha üstün görüyordu. Ayrıca Fâtih Kanunnâmesi’nin kardeş katli ile ilgili maddesinin uygulanması endişesi de saltanat mücadelesine girişmesinde rol oynadı.
Bayezid, annesi Hürrem Sultan’ın ölümü ile en güçlü koruyucusunu kaybedince kendisine taraftar toplamaya koyuldu. Bu durumda oğullarını birbirinden uzaklaştırmayı gerekli gören Kanunî, her birinin haslarına 300.000 akçe ilâve ederek (terakki) Selim’i Konya’ya, Bayezid’i de Amasya’ya nakletti. Ancak Bayezid bu nakli bir hakaret saydı ve birtakım bahanelerle Kütahya’da kalmaya çalıştı. Bu arada kendisine yeni terakkiler, oğullarına da sancak verilmesi gibi bazı isteklerde bulunmuş, fakat babasının ısrarı karşısında 28 Ekim’de Kütahya’dan ayrılmıştı. Yine de bu tayini “cennetten cehenneme doğru” saydığından şikâyetler yağdırmış ve elli beş gün süren uzun bir yolculuktan sonra 21 Aralık 1558’de Amasya’ya varmıştı.
Kanuni Sultan Süleyman Bayezid’i avutucu vaadlerle oyalarken o, “Padişah olan yalan söyler mi?” diye babasını suçlamaya yönelmiş ve adam toplamaya da hız vermişti. Bayezid’in “yevmlü” denilen askerlerini dağıtamayan Kanunî Selim’in de asker toplamasını istemiş, ayrıca bazı beylerbeyileri ile vezir Sokullu Mehmed Paşa’yı ona yardıma göndermişti. Bu sırada Bayezid’in sancağından çıkması bir isyan olarak değerlendirilmiş, onun ve taraftarlarının katledilmelerinin vacip olduğu hakkında fetvalar alınmıştı. Şeyhülislâm Ebüssuud Efendi ile bazı din adamlarının verdikleri fetvalarda Bayezid, padişahın itaatından çıkıp kaleleri ele geçiren, halka “mal salup” cebren alan ve asker toplayan bir “bâgî” olarak suçlanmıştı.