33Sosyoloji Sözlüğü

ŞARTLANDIRMA

ŞARTLANDIRMA

 

Şartlandırma, aslen
bir refleks veya tepki ile bağlantısı olmayan bir uyaranın bağlan­tılı hale
gelme sürecine işaret eder. Kavram yalnızca psikolojide teknik bir bilimsel an­lama
sahiptir. Bu disipline göre iki ana şart­landırma tipi olduğu görülebilir:

 a) Klasik şartlandırma, ki Pavlov’un şartlanmış salya
salgısı deneylerini izler ve,

 b) Araçsal veya uyanmsız şartlandırma, ki B. F.
Skinner’in bulmuş olduğu deney farelerinin manivela­ya basmasını içerir.

1- Klasik
şartlandırma Pavlov’un köpek­lerde şartlanmış salya salgısı (şüphesiz baş­ka
hayvanlara ve başka tepkilere de uygula­nabilir) örneğine uyar. Bağımsız (nötr)
şart­lanmış uyaranın, şartlanmamış uyaranla tekrarlayan bir biçimde bir arada
verilme­siyle, şartlanmış uyarana verilen orijinal tepkinin (aynı şekilde
tekrarı veya bir kısmı olabilir) elde edilmesidir.

2- Araçsal
veya uyanmsız şartlandırma, pekiştiriri uyaranın (Pavlov’un şartlanma­mış
uyaranına eşdeğerdir) tek başına oluş­ması halinde ortaya çıkar. Bu yüzden güç­lendirilmiş
cevap, pekiştiriri uyaranın orta­ya çıkardığından daha ziyade pekiştiriri
uyaranı üreten, ona yol açan şeydir.

Psikolojide
şartlandırma kimi zaman uyaran-yerine koyma şeklindeki çağrışım­sal Öğrenme
kavramına işaret etmek için kullanılır. Bu kullanımda Pavlov’un deneyi daha
genel bir öğrenme ilkesinin özgün bir halidir. Eğer öğrenme ve şartlandırmanın
aynı olduğu varsayüırsa, eğitim veya tercü-be aracılığıyla elde edilmiş
herhangi bir şe­yin aynı zamanda ‘şartlandırılmış’ olması da gerekmektedir.
Sosyolojide ve sosyal psi­kolojide bu bir dereceye kadar müphem kullanım,
bazılarınca sosyal davranışın iç­güdüsel olduğu iddiasını reddetmenin te­meli
olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden ör­neğin W. I. Thomas, “Pavlov’un
şartlı ref­leks üzerine ilk deneylerinden beri şartlı tepki hakkındaki bilgimiz
artmıştır ve bi­reylerin, ırkların, ulusların karakteristik davranış
özellikleri, biyolojik kalıtım, eşey hücre plazması ve yapısal farklılık
sorunları önemlerini büyük ölçüde yitirecek kadar fazla miktarda bir dizi
şartlandırmanın bir sonucu olarak görünmektedir” demiştir.

Tercih edilen
kullanımın yine de her öğ­renmenin belirli öğrenme biçimlerinin yer aldığı deneylere
gönderme yapan şartlan­dırma olduğu görülür. Bu daha sınırlı bakı­şa göre, eğer
bir şey klasik veya araçsal şart-landırmanınkilere yakından benzeyen dü­zenlemeler
içinde Öğrenilmişse, o yalnızca şartlandırma aracılığıyla elde edilmiş de­mektir.
Aynı iddia sahipleri sosyal öğren­menin bir çok kısmının da böyle durumlar­da
oluştuğunu söylerler, ama yalnızca B. F. Skinner böyle bir iddianın temeli
olabile­cek teorik özelliklerin aşamalarını ortaya koymuştur. Çeşitli
nedenlerle bir çok sos­yal bilimci, şartlandırmanın sosyal düşünce ve eylemin
karmaşık biçimleri için uygun bir açıklama olamayacağına inanmışlardır;

hatta kavramın
kendisiyle ilgili bir uzlaş­manın henüz sağlanamamış olması nede­niyle kavramın
kendisinin son tahlilde yu-kardaki düşünceyi ispat amacıyla kullanıla­bileceğine
inanırlar.

(SBA) Bk: Öğrenme.

 

İlgili Makaleler