Sosyoloji

Samsun Yöresi Alevîleri Gelenek ve Değişim

Harun
Yıldız –
Samsun Yöresi Alevîleri Gelenek ve Değişim

Alevîliğin ilk nüvelerini oluşturan anlayış
ve eğilimler, özellikle göçebe ve yarı-göçebe hayat tarzı yaşayan Türkmen
boyları arasında ortaya çıkmış ve zamanla kendi iç dinamiklerinden hareketle bazı
gelişmeler göstermiştir. Türkmen topluluklarının XIII. yüzyıl başlarında ortaya
çıkan Moğol akınları sonucunda Anadolu’ya göç etmeleri neticesinde, bu anlayış
tarzı, Horasan ve İran coğrafyası üzerinden bu bölgeye taşınmış ve yüzyıllar
boyunca değişik isimler ve şekiller altında varlığını günümüze kadar
sürdürmüştür.

Samsun ve çevresindeki Alevîlerin coğrafi
dağılımları, genel olarak şöyledir;

Ladik
ilçesi, Akyar, Meşepınar, Budakdere, Ortaköy, Otlukdere, Sarıgazel, Çamlıköy,
Kuyucak, Söğütlü, Kirazpınar, Derinöz, Oymapınar, Eynekaraca ve Köseoğlu
köyleri; Havza ilçesi, Şeyhkoyun, Gidirli,
İmircik, Kayacık, Karga, Hacıdede, Ağcamahmut, Aşağısusuz, Yukarısusuz,
Irmakkıyısı, Kireçli, Eymir ve Mürsel köyleri; Alaçam
ilçesi, Gökçeboğaz, Kızlan, Killik, Örenli, Uzunkıraç, Yukarıelma, Vicikler,
Kalıkdemirci, Toplu, Şirinköy, Alidede ve Umutlu köyleri; Terme ilçesi, Sivaslılar, Sepetçiler ve Çangallar
köyleri ile Sakarlı beldesi; Bafra ilçesi,
Emenli, Dededağı ve Üçpınar köyleri; Vezirköprü
ilçesi, Güldere ve İmircik köyleri; Ondokuzmayıs
ilçesi, Dağköy, Yeşilköy ve Tepeköy; Çarşamba
ilçesi, Karamustafalı köyü; Yakakent ilçesi, Asmapınar
köyü ve Salıpazarı ilçesi, Avut köyü.

Bu köylerin bağlı olduğu ocaklara gelince,
Vezirköprü ilçesi Güldere ve İmircik köyleri, Keçeci
Baba
ocağı; Bafra’nın Emenli ile
Çarşamba’nın Karamustafa köyü, Hubyar Sultan ocağı; Terme’nin Sakarlı beldesi, Sivaslılar ve
Çangallar köyleri ile Salıpazarı Avut köyünün çoğunluğu, Güvenç Abdal ocağı; Havza’nın bazı köyleri, Pîrî Baba ocağı; Lâdik ilçesinin Budakdere köyü,
Havza’nın Karga köyü ile Bafra’nın Üçpınar köyü, Ali
Baba ocağı
; Karga köyünün bir kısmı ile Ladik Sarıgazel köyü, Çilehane
(Gülaliler) ocağı; yine Karga köyünün bir kısmı, Ağu
içen (Karadonlu Can Baba) ocağı
; Havza’nın Aşağı Susuz, Irmakkıyısı ve Kireçli
köyleri, Kul Himmet ocağı; Ladik’in Kirazpınar
köyü, Şeyh Hasan ocağı ve Salıpazarı Avut
köyünün bir kısmı, İmam Zeynelabidin ocağı;
Ladik’in Meşepınar köyü, Pir Sultan Abdal ocağı;
Alaçam’ın Kızlan köyü, Kaimoğlu ocağı; Alaçam’ın
Umutlu köyü, Gündoğdu (Kalkancılar) ocağı ile
Havza’nın Mürsel köyü, Ateşoğlu ocağı’na
bağlıdır.

(Bafra) Emenli köyü, yaklaşık 500 yıllık bir
maziye sahiptir.

Hubyar Sultan ocağına bağlı olan köyde eğitim
ve sanata çok önem verilmektedir…

Salıpazarı’ndaki Avut köyünde çokça Çepni
Türkmeni yaşamaktadır (s. 284).

Köyün çoğunluğu ile Güvenç Abdal ocağına;
köydeki doğu kökenliler ise, İmam Zeynelabidin ocağına bağlıdırlar.

Havza’nın Karga köyünde üç, hatta dört farklı
ocağın temsilcileri bir arada yaşamaktadır.

Tüm bu ocakların dedeleri, belirli zamanlarda
gelerek taliplerini görürler. “Talip görmek” ya da diğer bir ifade
ile “dede kaldırmak”, Alevî geleneğinin olmazsa olmazları arasındadır.

Alevîler, 1960’lı yıllara kadar kırsal
alanlarda kapalı topluluklar halinde yaşamışlardır.

…inanç esaslarıyla ilgili bilgiler, daha çok
sözlü bir karakter arz ettiğinden dolayı inanç esasları, dört başı mamur, çok
belirgin ve net özelliklere sahip değildir.

Geleneksel Alevîlik, inanç noktasında
Hak-Muhammed-Ali ya da Allah-Muhammed-Ali deyişi ile ifade edilir. Aslında bu
yaklaşım, Alevî/Bektaşî anlayışının özünü oluşturur.

(Ali) O, Şâh-ı merdân, yani yiğitlerin şahı
olarak nitelenerek son derece insanüstü bir konumda değerlendirilir.

Alevî çevrelerdeki Ali, önemli ölçüde
mitolojik bir varlık olarak tarihsel gerçeklerle örtüşmez.

…özellikle yaşlı kesim arasında tenasüh inanışına
da sık sık vurgu yapıldığı görülür. Kader inanışı ile ilgili olarak, genel
anlamda Allah’ın sadece iyilikleri yarattığına, şer dediğimiz kötülükleri ise
yaratmadığına, bunların insanlar tarafından işlendiğine inanılır.

…”ölüm” kavramı, Alevî çevrelerde
pek kullanılmayıp bunun yerine, “Hakk’a yürümek, kalıbı dinlendirmek ve
gerçeklere kavuşmak” gibi deyimler kullanılır.

…hem temizlenmek amacıyla, hem de temel bir
ibadet olarak görülen âyin-i cem’e katılmadan önce abdest alınır.

Alevî köylerinin hemen hemen tamamında cami
vardır ve bu camiler, bizzat köylüler tarafından yapılmıştır.

…dik namaz (cenaze namazı), yatık namaz (rükû
ve secdeli namaz) ve halka namazı gibi kavramlar, bazı Alevî köylerinde
kullanılmaktadır.

Ocak üyelerinden elde edilen bilgilere göre,
genellikle kış aylarında köylerde düzenli olarak cem törenleri yapılmaktadır.

Cemler, yörede İkrar verme, Abdal Musa
(Birlik), Görgü (Sorgu), Muharrem ve Musahiplik cemi gibi değişik isimler
altında ve farklı zamanlarda icra edilirler. Ayrıca Sıraçlar arasında Can ekmeği
ile düğün-nişan cemi gibi değişik cemler de yapılır.

Cemlerde önemli bazı ritüeller, (…) On iki
hizmet, on iki imamı sembolize eder. Hizmet sahipleri sırası ile, Dede
(Mürşit), Rehber (Pîr), Peyk, Çerağcı (Çırakman), Aşık (Zâkir), Gözcü, Sakka
(İbriktar), Seyyid-i Ferrâş (Süpürgeci), Semahçı (Pervane), İznikçi, Bekçi ve
Kurbancı’dır.

…dede, erkânı yönetip yol gösterir,

Rehber, cem boyunca hem dedeye hem ceme
katılanlara yardımcı olur.

Peyk, cem için karar verildiğinde bunu tüm
köylülere haber verir,

Çerağcı, cemin başlarında çerağ yakarak
sembolik de olsa, cem evinin aydınlatılmasını sağlar.

Aşık, cem esnasında saz çalıp, deyiş, düvaz
ve miraçlama okur.

Gözcü, ortamın düzen ve sükûnetini sağlar,

Sakka/İbriktar, dede tarafından dualanan
suyu, Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının şehadeti anlatılırken ceme katılanlara
dağıtır ve onlara abdest suyu verir. Kendisine Seyyid-i Ferraş da denilen
Süpürgeci, yapılan hizmetlerin arkasından gelerek cem meydanını simgesel olarak
süpürür.

Semahçı, erkânın sonuna doğru semah yapar,

iznikçi, cem evinin temizliği ile ilgilenir.

Bekçi, cem evinin ve ceme katılanların
güvenliğini kapıda durarak sağlar,

Kurbancı ise, kurbanın kesilip pişirilmesi ve
diğer yemek işleriyle ilgilenir.

Geleneksel Alevîliğin en önemli unsurlarından
biri de, oruç ibadetidir.

Muharrem orucu tutulur.

Bunun yanında Hızır, Hıdrellez ve Kırksekiz
Perşembe oruçlarının da tutulduğu gözlenir.

Alevî/Bektaşî çevrelerde kurban ibadet ve
geleneği de çok önemli bir yer tutar.

Yıldız, Harun. (2011), “Samsun Yöresi Alevîleri Gelenek ve Değişim,” Samsun Sempozyumu
13-16 Ekim Samsun, Bildiriler Kitabı, Cilt: 2, s. 283-293, Samsun 2012

İlgili Makaleler