Tarih

Sahn-ı Seman Medreseleri, Kuruluş, Mimari, Müfredat

Sahn-ı Semân Medreseleri. Fâtih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’da kendi adıyla anılan camimin Karadeniz ve Akdeniz cihetlerinde inşa edilmiş bulunan sekiz medresenin adı. Bunun yerine “Semâniye Medreseleri” veyâ “Sekizli Medreseler” de denilirdi.

Kuruluşu ve Mimari

Fâtih Sultan Mehmed, 657/ 1453’te İstanbul’u fethettikten sonra sekiz kiliseyi câmi ve medreseye çevirerek her birine bir müderris tayin etmiş. Bu sekiz kilise şunlardı: Ayasofya, Aya Serkiyo, Hristo Pantokratoros, Hristo Sotiris, Altı Mermer, Aya Teodorato, Hristo ve Pantopopt kiliseleriydi. On sene sonra yani 867/ 1462-63’te Fâtih Külliyesi’nin temeli atıldı ve sekiz sene sonra 875/1470-71’de külliye tamamlandı. Bu manzumede câmi, sekiz medrese, Darü’ş-şifa, Sıbyan Mektebi, sekiz Tetimme, kütüphâneler, hamamlar, imâret ve ahırlar bulunmaktaydı.

Sahn-ı Semân Medreseleri’nin dördü câmiin sağ tarafında, dördü de sol tarafında bulunmaktadır. Daha önce kiliseden câmiye tahvil edilmiş olan yerlerde tedriste bulunan sekiz müderris için inşâ edilen Semâniye Medreseleri’nin câmiin sağında, yâni Marmara Denizi tarafında olanlara Akdeniz Ciheti Medreseleri; câmiin sol tarafında yâni Haliç tarafında olan medreselere Karadeniz Ciheti Medreseleri denilmektedir. Her iki taraftaki medreseler de kendi aralarında şu isimlerle anılırlar. Câmiin kıble tarafından başlamak üzere her iki taraftaki tek kubbeli medreselere Başkurşunlu, bunlardan sonra gelen çifte kubbeli medreselere Çifte Başkurşunlu, bundan sonra gelen diğer çifte kubbelere Çifte Ayak Kurşunlu ve sonda bulunan tek kubbeli Medreselere de Ayak Kurşunlu medreseler denmektedir. Karadeniz cihetindeki Başkurşunlu Medreseye Çınarlı Medrese de denilirdi.

Müfredat

İstanbul’un ilk Türk yükseköğretim kurumu olma özelliği taşıyan Sahn-ı Seman’ın şekillenmesinde Ali Kuşçu ve Fatih Sultan Mehmet’in birlikteliği öne çıkmaktadır. Sahn-ı Seman medreseleri Fatih Külliyesi içindeki en yüksek düzeyli medresedir. Sahn-ı Seman’ın eğitim müfredatının hazırlayıcılarından çağın önemli bilim adamı Ali Kuşçu’dur. Medreselerde Ali Kuşçu tarafından düzenlenen bir okutma planının olduğu, hattâ bunun “Kânûnnâme” şeklinde yapıldığı bilinmekle birlikte, ama bugüne kadar incelemesi yapılan Osmanlı arşiv belgeleri arasında bu belge ele geçmemiştir. Bu kanunnamenin aslının 1918’de külliyede çıkan yangınla yok olması da muhtemeldir.

Sahn-ı Semân Medreseleri inşâ edildikleri tarihten Kanunî Sultan Süleyman’ın Dökmeciler’de inşâ ettirdiği Süleymâniye Medreseleri kadar nakli ve akli bilimlerde öğrenci yetiştiren, Osmanlı medreseleri içinde en yüksek payedeki medrese idiler. Kanuni devrinde bu medreseler şer’î ilimler ihtisası yapılan medreseler olmuşlar, Süleymaniye medreseleri de aklî ilimlerin ihtisas yeri olmuştur. Ayrıca sahn-ı seman’ın sözlük anlamı sahn-ı (bölüm) seman (sekiz) anlamına gelir.Yani sekiz bölümden oluşan bir medresedir. Her bölümde 19 oda bulunur bu bölümlerde en fazla iki çocuk kalırdı.

İlgili Makaleler