Tarih

Sadabat Paktı Nedir, Üyeleri, Amacı

Sadabat Paktı. Türkiye, İran, Irak, Afganistan arasında 8 Temmuz 1937’de imzalanan saldırmazlık paktı.

Türkiye, Kurtuluş Savaşı sırasında olsun, Cumhuriyet’in ilânından sonra olsun doğusundaki komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmuştu. Savaşın ilk yıllarında, görüşmeler yapmak üzere Moskova’ya giden Türk temsilcileri, orada, bağımsızlığına yeni kavuşmuş Afganistan ile 1 Mart 1921 günü bir ittifak antlaşması imzalamışlardı. Bunu, aynı devletle, 25 Mayıs 1928’de yapılan dostluk ve işbirliği antlaşması izledi.

İran ile başlangıçta yürütülen iyi ilişkiler, Türkiye’de hilâfetin ilgası üzerine bozulmağa yüz tutmuş; 1925’teki doğu ayaklanması sırasında ise bir hayli gerginleşmişti. Ancak, 22 Nisan 1926’da, Türkiye ile İran arasında hem sınır meselelerini çözümlemek, hem de iyi ilişkiler geliştirmek için imzalanan antlaşma ile bu gerginlik ortadan kaldırılmış, ardından 23 Ocak 1932 günü, Tahran’da, sınır çizgisinin saptanmasına ilişkin antlaşma imzalanmış, 5 Kasım 1932’de de yeni bir güvenlik ve dostluk antlaşması yapılmıştı. Irak, 30 Haziran 1930 günü Büyük Britanya ile imzaladığı antlaşma ile muhtariyete kavuştu. 1931’da ise Irak kralı Faysal, ardından Başbakan Nuri Sait Paşa Türkiye’yi ziyaret ettiler. Böylece bu devletle de ilişkiler, dostluk ve iyi komşuluk ortamında yürütülmeğe başladı. Türkiye, bu üç devletle sıkı bağlantılar kurabilirdi; bu yöndeki çalışmaların sonucu Sadâbât Paktı oldu. Türkiye ile İran ve Irak arasında bir pakt yapılmasına 1935’de girişildi ve gerçekten de 2 Ekim 1935’te hazırlanan metin üzerinde anlaşmaya varıldı. Ancak, bunun yürürlüğe girebilmesi, İran ile Irak arasındaki sınır anlaşmazlığının çözümlenememesi nedeniyle gecikti. Nihayet Afganistan’ın da katılmasıyle, 8 Temmuz 1937 günü, Tahran’da Sadâbât Sarayı’nda, “Ademi Tecavüz ve Müşavere Muahedesi” imzalandı. “Sadâbât Paktı” diye anılan bu saldırmazlık ve danışma antlaşmasının başlıca hükümleri şunlardır:

1. Yüksek âkit taraflar, birbirlerinin içişlerine her türlü müdahaleden kesin olarak kaçınma politikası izlemeyi yükümlenirler;

2. Yüksek âkit taraflar, ortak sınırlarının dokunulmazlığına kesin olarak saygı göstermeyi yükümlenirler;

3. Yüksek âkit taraflar ortak çıkarlarını ilgilendiren milletlerarası nitelikte her çeşit uyuşmazlıklarda birbirleriyle danışma konusunda mutabıktırlar;

4. Yüksek âkit taraflardan her biri, diğerine karşı hiç bir halde, gerek münferiden, gerek bir ya da birden fazla üçüncü devletle birlikte, diğer âkitlerden birine karşı hiç bir saldırı hareketinde bulunmamayı yükümlenir;

7. Yüksek âkit taraflardan her biri, diğer âkit tarafların müesseselerini devirmek, sınır ve diğer yerlerinin düzen ve güvenliğini bozmak ya da hükümet rejimini ihlâl etmek amacıyle silâhlı çete, dernek ya da teşekkülün kurulmasına ya da eyleme geçmelerine, kendi sınırları içinde, engel olmayı yükümlenirler.

Sadâbât Paktı beş yıllık bir süre için yapılmıştı. Ancak, bu sürenin bitiminden altı ay önce, taraflardan birince fesih bildiriminde bulunulmadığı takdirde, beş yıl süreyle uzatılmış sayılacak ve her beş yıllık dönemin bitiminde yürürlükten kalkması için fesih gerekecekti. Sadabat Paktı, İran’da 1979’daki İslam devrimiyle gelen yeni rejim Paktı fesh ettiğini ima edene kadar hukuki varlığını sürdürmüştür.