Medeniyetler Tarihi

Roma’da imparatorluğa Geçiş, ve Augustus

Isa Öncesi’nden Isa Sonrası’na geçiş, Roma Devleti için önemli bir değişim döneminin başlangıcıdır. Caesar’a” değin karmaşık bürokratik yapısı ve tutarsız siyasi sistemi ile Roma yalnız güçlü bir ordusu olan ve yaygın fetihlere girişen bir devletti. Roma tarihinde ilk kez Caesar, bir “devlet kurucu” olarak Roma’yı denetimi altındaki topraklarla birlikte bir imparatorluğa dönüştürme girişiminde bulundu. Oligarşik bürokratik yapının tutucu unsurları diktatörlüğe karşı çıkarak Caesar’m merkezileşme girişimini engelledilerse de, ülkenin genişlemesi merkezi bir yönetimi zorunlu kıldığı için kısa bir karmaşa döneminden sonra Augustus, Caesar’ın başaramadığını gerçekleştirdi. Hukuki olmasa da fiilen tek kişinin yönetimine geçiş Roma’nın ekonomik, toplumsal ve kültürel yaşamında büyük atılımlara yol açtı. Merkezi ordu güçlendirildi ve yerel yönetimlerin merkeze bağımlılığı artırıldı. Dinde, bir imparatorluk kültünün oluşturulması için çaba gösterildi. Yeni ahlak yasaları çıkartılarak çekirdek ailenin güçlendirilmesine çalışıldı. Cumhuriyet döneminin soylular ve özgür yurttaşlar için getirdiği özgürlükler düzenlenerek otoriter sınırlar içine çekildi. Kısacası devletin güçlenmesi için, belirli bir zümrenin elindeki özgürlükler de kısıtlandı.

Augustus’un imparatorluk dönemi, tarihte “Augustus dönemi” olarak bilinir. Bu ad, daha sonra Ingiltere tarihinde 17.yy sonu ve 18.yy başım kapsayan dönem için de kullanılmıştır ve sanat ve kültür etkinliklerinin alabildiğine geliştiği bir dönemi simgeler. Antik Çağ’dan kalan üç büyük destandan biri olan Aeneid, Yunan ve Latin mitolojilerinin temel kaynak yapıtı olan Metamorphoses (“Değişimler”) bu dönemde yazılmıştır. Aynı zamanda Horatius’ un Satirler’i ve Odları da Augustus dönemine aittir. En önemli Roma tarihçilerinden biri olan Titus Livius bu dönemde yaşamıştır. Sanat ve kültür alanındaki bu canlılık kuşkusuz imparatorluğa ve merkezi bir yönetimin kuruluşuna bağlanamaz. Augustus dönemindeki bu kültürel üretkenlik daha çok Augustus’un bu alanlara duyduğu ilgiyle ve sanatçılara karşı gösterdiği koruyucu tavırla ilgilidir. Sonraki imparatorların dönemlerinde bu denli hareketli bir yapıya rastlanmadığı gibi, Roma kültürü de çürümenin eşiğinden birkaç kez zorlukla dönmüştür.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi