Kimdir

Roger Bacon kimdir? Hayatı ve eserleri

Roger Bacon kimdir? Hayatı ve eserleri: 13. yüzyılın bir diğer önemli filozofu da Doctor Mirabilis [Olağanüstü Bilgin] unvanıyla tanınan meşhur Roger Bacon ’dur  (1220-1292). Roger Bacon da yüzyılın  akıl  ile  iman,  felsefe  ile  teoloji arasındaki büyük  sentezine  katkı  yapmış,  hatta  bu  sentezi  Platon  ve  Aristoteles  felsefesine  yönelik değerlendirmeleriyle  felsefe  alanında  da  pekiştirmiş  olmakla birlikte,  esas bu  sentezin mümkün hale getirdiği  yeni  bir  yolda  öncülük  yapmış  olmasıyla  ün  kazanmıştır. Başka  bir  deyişle, Roger Bacon ’ın  esas büyük  önemi,  onun modern  bilimin  deneysel  yaklaşımının  tarihsel  bakımdan  erken  olgunlaşmış  bir temsilcisi  olmasından  kaynaklanmaktadır.  Buna  göre,  o  her  şeyden  önce  hikmetin  birliğinin savunuculuğunu  ve  deneysel  bilginin  öncülüğünü  yapmıştır.  Hikmetin  birliğiyle  ilgili  görüşünü delillendirmeye  çalışan  ve  bu  arada  modern  bilim  anlayışının  felsefi  öncüsü  olan  Francis  Bacon’a birçok  bakımdan  benzeyen  Roger  Bacon,  bilginin  deneysel  temelini  vurgulamış,  bilimsel  bilginin teknolojik uygulamasına dikkat çekmiş ve hepsinden önemlisi, diğer bilimlerin sadece gerçek bilginin anahtarı olan matematik aracılığıyla kesinliğe erişebileceğini savunmuştur. Nitekim birçoklarına göre, Roger Bacon, Ortaçağın en önemli bilim abidesi olmak durumundadır.

Bütün  bu  katkılarına  ve  yeniliklerine  rağmen,  onun  çağının  ve  koşullarının  filozofu  olduğunu unutulmamalıdır. Nitekim Roger Bacon ’da  iki  farklı anlamda kullanılan deneyim sözcüğünün birinci anlamı normal duyu-deneyine işaret ederken, ikincisi insan zihninin Tanrı tarafından aydınlatılmasının sonucu olan  içsel deneyimi  tanımlar; yine Roger Bacon, bilimin sık sık vurguladığı yararının, bir yandan da Kilise’nin ve insanın Tanrıya ilişkin bilgisinin gelişmesine yönelik bir hizmetle belirlendiği inancından hiçbir şekilde ödün vermez. Onda Tanrının nuruyla aydınlanma ile pozitivizm at başı gider.

(a) Hikmetin Birliği

Roger  Bacon  öncelikle,  kendisine  esas  ününü  kazandıran  “hikmetin  birliği”ne  dair  fikirleriyle tanınır. Ona  göre,  felsefe,  hukuk,  bilim,  sanatlar  ve  teoloji  olmak  üzere,  bütün  disiplinler  ortak  bir bilgelik bütününe çeşitli şekillerde katkıda bulunurlar. Dolayısıyla, Roger Bacon ’a göre Hıristiyan filozofların felsefeden sakınmak ve araştırmalarının kapsamını daraltmak yerine, eserlerinde filozofların yazılarını bir araya getirmeleri ve bunun mümkün olduğu her seferinde, daha da ileri gitmeleri gerekir.

Roger Bacon bu görüşünü hikmetin  ilahi kökenine giderek kanıtlamaya  çalışmıştır. Ona göre, patriklere ilham  edilen  felsefe,  çok  çeşitli  aracılar  yoluyla  pagan  filozoflara,  onlar  yoluyla  da  Hıristiyanlara geçmiştir. Bu  bilgeliğin  doruk noktası  ise  göklerin  en  yükseğinden  yeryüzünün  en derinlerine  kadar bütün  yaratıkların  veya  yaratıkların  suretlerinin,  gerek  tümellikleri  gerekse  tekillikleri  içinde kendisinde yer aldığı Kitab-ı Mukaddes’tir. Roger Bacon şimdi  artık  zamanın,  birçok  konuda  hüküm  süren bilgisizliği  ortadan  kaldırarak,  bu  bilgeliği  geliştirme  zamanı  olduğunu  söyler. Bu  ise  bundan  böyle deneysel felsefe yoluyla mümkün olacaktır.

(b) Bilgisizliğin Nedenlerine Dair Görüşleri

Roger Bacon, deneysel  bilimi  öne  çıkarmadan  önce  insanın bilgisizliğinin nedenlerini  tartışmaya başlar.  Başka  bir  deyişle,  o  yeni  bilgi  anlayışını,  deneysel  bilimin  mahiyetini  tanıtıp  açıklamaya geçmezden  önce,  bilginin  önündeki  engelleri  gözler  önüne  serer.  Roger  Bacon ’a  göre,  insanın bilgisizliğinin  ve  onun  hakikate  erişememesinin  dört  temel  nedeni  vardır.  Bunlardan  ilk  üçü  yanlış otoriteye  teslim  olma,  geleneğin  etkisi,  yaygın  önyargılardır.  Dördüncü  neden  ise  bilgisizliği gizlemedir. Roger Bacon ’a  göre,  ilk  üç  hata  nedeni,  bilgisizliğin  dördüncü  nedeni  bir  kenara  bırakılacak olursa  bütün  nedenleri,  daha  önce Aristoteles,  Seneca  ve  İbn  Rüşd  tarafından  da  ele  alınıp,  onların zararlarına kendisinden önce de işaret edilmiştir. Bilgisizlik ve hatanın ondan önce hiç kimse tarafından ele alınmamış olan dördüncü nedeni, hepsinden daha tehlikeli olup, olumsuz bir etki yapmaya devam etmektedir.

Söz  konusu  dördüncü  neden  biraz  da  ilk  üç  nedenin  bir  birleşimi  yoluyla  etki  yaptığı,  yani  bir insanın kendi bilgisizliğini, güvenilmez otoriteye iman etmenin, alışkanlığın ve önyargıların eseri olan sözde bilgiyi hakiki bilgelik olarak görmesi suretiyle gizlemesini sağladığı için tehlikelidir. Buna göre, bir  şey geçmişte Aristoteles  tarafından  söylenmiş olduğu  için  doğru  kabul  edilmiştir. Oysa  İbn Sînâ pekâlâ  Aristoteles’in  yanlışını  tashih  edebilir,  İbn  Rüşd  de  onun  söylediklerini  biraz  daha geliştirebilirdi.  Yine,  Kilise  Babaları  bilimsel  araştırma  yapmadıkları,  hatta  bu  tür  araştırmaları küçümsedikleri  için  bilimsel  faaliyetin  hiçbir  değeri  olmadığına  inanılmıştır. Roger Bacon ’a  göre,  geçmiş zamanların koşulları hiç kuşku yok ki  farklıydı, dolayısıyla o dönemlerde yaşamış olan  insanlar  için geçerli  olan  mazeretin  onun  kendi  zamanındaki  insanlar  için  geçerli  olabilmesi  mümkün  değildir. Şimdi  artık  bu  engelleri  ortadan  kaldırıp,  yeni  bilimin  yardımıyla  Tanrı  yolunda  ilerlemenin  tam zamanı  olduğunu  öne  süren  Bacon,  filozof-teolog  kariyerinin  neredeyse  tamamı  boyunca  bir  eğitim reformunun savunuculuğunu yapmıştı. Aslında kendisi de çağdaşları gibi Tanrının insanın nihai ve en yüksek amacı olduğuna  inanıyordu fakat çağdaşlarından farklı olarak bilimin, bilimsel bilgi arayışının Tanrının, bilgisine, nihai hakikate ve  ahlaki yetkinliğe ulaşmada çok  temel,  araçsal bir önem  taşıdığı kanaatindeydi.  Ona  göre,  insan  ancak  şeylerin  doğasını  anlamak  suretiyle,  onları  yaratmış  olan Tanrının doğasını anlama noktasına gelebilirdi. Roger Bacon, eğitim reformu projesinde ve doğallıkla bilimler şemasında,  geometrinin  doğadaki  fail  nedenleri,  matematiğin  de  Kutsal  Kitap’ın  yaratılışla  ilgili iddialarını  doğrulamak  açısından  büyük  bir  önem  taşıdığına  inandığı  için  matematiksel  bilimlere imtiyazlı bir yer vermişti.

(c) Scientia Experimentalis

Bunu  sağlayacak,  yani  reformun  gerçekleşmesini  sağlayarak  bilgi  yolundaki  engelleri  ortadan kaldırıp,  deneysel  bilimin  yolunu  açacak  olan  da Roger Bacon ’a  göre,  felsefedir. Buradan  da  anlaşılacağı üzere, Bacon’da  felsefe  daha  ziyade  eleştirel  ve  pratik  bir  karakter  taşır.  Felsefe  bir  yandan  putları kırar, deneysel bilimin önündeki engelleri yıkar ve dolayısıyla insan zihnini aydınlatırken, diğer yandan kendisini ahlak felsefesi olarak gösterir, etik boyutuyla en yüksek noktaya çıkar.

Demek ki Roger Bacon ’ın,  felsefenin önce hazırlayıcı ve  sonra da olmazsa olmaz ürünleri  toplayıcı bir görev üstlendiği sisteminin özünde, deneysel bilim bulunmaktadır. Scientia experimentalis, Roger Bacon ’da bütün bilimlerin en kesini olan bilim olmak durumundadır. Bu kesin bilimin kimi  rolleri veya yerine getirmek durumunda olduğu  birtakım  işlevleri vardır. Deneysel  bilim,  bu bağlamda her şeyden  önce kanıtlanmış  sonuçları  deneyim  yoluyla  tasdik  ya  da  teyit  eder. Yani, Aristotelesçi  anlamda  bilimsel ispat  ya  da  kanıtlama  insanı  birtakım  doğruların  bilgisine  götürürken,  sadece  deneyimdir  ki akıl yürütmenin  ortadan  kaldıramadığı  kuşkuları  giderebilir.  Buna  göre,  insan  akıl yürütme  yoluyla ateşin yaktığı bilgisine ulaşabilir fakat sadece elini ateşe değdirme kişiye ateşten sakınmayı öğretebilir. Şu  halde,  bir  doğrulama  teorisi  geliştiren  Bacon,  doğa bilimlerinin  ilkelerini  deneyim  yoluyla  tesis edebileceklerini, ulaştıkları sonuçları bilimsel kanıtlamalar yoluyla ilk ilkelere geri götürebileceklerini kabul  etmenin  yanı  sıra,  zihni  birtakım  sonuçları  tasdik  etmeye  yalnızca deneyimin  götürebileceğini öne sürer. Deneysel  bilim,  ikinci  olarak,  diğer  bilimlerin  konularıyla  ilgili,  onların  doğruluklarını  asla kanıtlayamayacakları veya doğru olduklarını  iddia edemeyecekleri hakikatlere ulaşır. Deneysel bilim, örneğin  insan  yaşamını  uzatacak  ilâçların  nasıl  kullanılacağının  bilgisini  sağlar. O  nihayet,  bilimsel söylemin  diğer  alanlarında  hayal  bile  edilemeyecek  bilgilere ulaşır. Doğanın  gizlerine nüfuz  ederek, doğayla  ilgili  doğru  ve  sağlam  kestirimlerde  bulunur.  Sadece modern  deneysel  bilimin  değil  fakat Francis  Bacon’la  başlayıp  20.  yüzyıla  kadar  düz  bir  çizgi  boyunca  ilerleyecek  olan  İngiliz ampirisizminin  de  öncüsü  olan  Roger  Bacon ’a  göre,  deneyim  bütün  bilimlerin  temeli  olmak durumundadır.

Roger Bacon ’da deneyimin  iki  türü vardır. Bunlardan birincisi,  dış dünyaya  dayanan bedensel  duyuları kullanan ve insan yaşamını uzatmak, patlayıcı madde yapmak, niteliksiz madenleri altına dönüştürmek, doğanın  gizlerine  nüfuz  edebilmek,  insan  yaşamını  baştan  aşağı  yenilemek,  dünyayı  dönüşüme uğratmak  için kullanılır; onun öyleyse, öncelikle pratik bir değeri vardır. Oysa deneyimin,  teoloji ve etik  için  gerekli bilgisel malzemeyi  sağlayacak  olan diğer  türünün  sadece manevi  bir anlamı olup,  o insanı en yüce hakikate götürür.

Birinci  deneyim  türünün  bedensel  duyular  aracılığıyla  dış  dünyadaki  şeylere  yöneldiği  yerde,  iç deneyim manevi şeylerle ilgilidir ve Tanrının lütfuna bağlıdır. Yine o, diğer deneyim türünün insani ve felsefi  olduğu  yerde,  Tanrının  lütfuna  bağlı  bulunduğu  için  ilahi  ve  teolojiktir.  Ve  nihayet,  dışsal deneyim  veya  duyu  algısı  bilgi  için  ne  kadar  kaçınılmaz  olursa  olsun,  kesinliğe  esas  Tanrının aydınlatması yoluyla erişilir. Roger Bacon ’a göre, söz konusu içsel deneyim, matematik ve doğa bilimleri için gereken en temel kesinlikten başlayıp, doruk noktasına Kitab-ı Mukaddes’te belirtilen en yüksek tinsel birleşme halinde, mistik vecd türünde ulaşan yedi evre ya da dereceden geçer.

Roger  Bacon,  deneysel  bilime  ilişkin  tartışmasından  sonra,  en  fazla  değer  verdiği  disiplin  olan, kendisine  göre matematik  ve  doğa biliminin  dahi  üstünde  bir  düzeyde  bulunan  ahlak  felsefesi  ya  da etiğe  geçer.  Bu  bilimlerin  çeşitli  türden  eylemlerle  ilişkili  olup,  dünyayı  bilgi  yoluyla  dönüştürme amacı  güttüğü  yerde,  etik  yalnızca  insanı  daha  iyi  veya  kötü  kılan  eylemler  üzerinde  durur;  insanı Tanrıyla,  başka  insanlarla  ve  kendisiyle  olan  ilişkileri  bağlamında  eğitir. Bu  konuda  zaman  zaman Yunanlı ve Romalı filozoflarla İslam filozoflarının düşüncelerinden de yararlanan Roger Bacon ’a göre, ahlak teolojiyle çok yakından ilişkili olup, onun yüceliğinden pay alır.

Roger Bacon ’ın  etiği,  nispeten  bağımsız  bir  felsefi  etik  olarak  gelişen  ve  son  çözümlemede  filozofun kendine ait müstakil bir etik öğreti değildir. Roger Bacon, çok büyük ölçüde klasik Hıristiyan ahlakına dayanır.  Onun  etiği  bundan  dolayı,  deontolojik  bir  etiktir;  yani  insana  Tanrısal  vahiyle  belirtilen birtakım ödevleri olduğunu bildiren, bu ödevlere uygun eylemlerin “iyi” ve “erdemli eylemler iken, söz konusu ödevleri hayata geçiremeyenlerin “kötü”  eylemler olduklarını  savunan bir ahlaki yükümlülük ya da ödev etiğidir. Başka bir deyişle, ahlak olgusuna dini bir bakış açısından yaklaşan, örneğin ahlaki “iyi”yi Tanrının iradesine uygun yaşamak, Tanrıyı aramak olarak tanımlayan, “iyi”nin Tanrının kutsal iradesi  ile  uyum  içinde  olmak,  buna mukabil,  “kötü”nün  de  Tanrının  istemine  aykırı  düşmek,  onu unutup maddeye  tapmaktan başka bir şey olmadığını öne süren Roger Bacon ’a göre, Tanrının  istemi O’nun ilahi  emirlerinde  ifadesini bulur. Ona  göre,  ahlak  yasasının  ve  ahlaki  yükümlülüğün  kaynağı,  ahlaki düzenin yaratıcısı olan Tanrı, kendi iradesini ya birtakım emirlerde ya da kutsanmış bir yetkin kişilikte, Peygamberde açımlamıştır.  İnsanın Tanrıya ve komşularına karşı olan görevlerini bildiren bu emirler, Kitab-ı Mukaddes’te  ifade  edildiği kadarıyla on  tanedir. Bu emirlere  sadece  insanın kendi kendisiyle olan ilişkilerinde yerine getirmek durumunda olduğu şeyleri bildiren ödevleri ekleyen Roger Bacon için ahlaki hayat, şu halde Tanrının emirlerine göre düzenlenmiş olan bir hayat olmak durumundadır.

Nitekim Roger Bacon biri moral hakikatlerden, diğeri de ahlaki ikna sürecine ilişkin açıklamalardan, yani biri  içerik,  diğeri  form  olmak  üzere  iki  bölümden  oluşmak  durumunda  olduğunu  söylediği  etik öğretisinde,  önce  temel moral  doğruları  ortaya  koyar;  sonra Platon’a, Aristoteles’e  ve Augustinus’a dayanan  bir  felsefi  antropoloji  temelinde,  Kutsal  Kitap’ta  bildirilen  bu  doğruların  insanlara  nasıl aktarılabileceğini  tartışır. Bununla birlikte, pek  çok Roger Bacon yorumcusu, onun kâmil ve  ahlaken yetkin insan  modelinin,  Hıristiyan  azizinden  ziyade,  Stoacı  erdemli,  tevekkül  sahibi,  bilge  kişi  olduğunu bildirir.

Kaynak: Felsefe Tarihi, Ahmet Cevizci