Edebi ŞahsiyetlerFelsefe Yazıları

Rıza Nur Hayatı, Mücadelesi, Eserleri (Siyasi ve Edebi Şahsiyetler)

Hekimliği dışında çok renkli bir siyasî hayatı, tıbbî, tarihî ve edebî eserleri yanında birçok hatırat kitaplarıyla tarihe tanıklık etmiş bir şahıs olan Rıza Nur 30 Ağustos 1879 yılında Sinop’da doğdu. Asıl adı Rıza olup Nur adını Tıbbiye’de talebe iken almıştır.

İki yüz yılı aşan bir zamandan beri Sinop’da oturan bir aileden gelen Rıza Nur’un bilinen ilk atası Hacı İbrahim’dir. Bunun oğlu Mustafa Sinop’da Hisar Camiî imamı olduğundan aileye İmamoğlu denilmiştir. Babası ,ise Mahmud Zeki isimli bir kunduracıdır. Mahmud Zeki Efendi askerliğini çavuş olarak yaptığı için Mahmud Çavuş olarak bilinir. Annesi Sinop’un tanınmış ailelerinden Zarflıoğulları’nın kızı Hacele Hanım olup beş vakit namazında, zeki, kendi halinde bir hanımdır.

Rıza Nur ilk ve orta tahsilini Sinop’da yaptıktan sonra babası tarafından İstanbul’a götürülerek Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’ne kaydolunur. 16 yaşında buradan şahadetname aldıktan sonra Tıbbiye İdadisi’ne devam etti ve 1895’de mezun oldu. Daha sonra devam ettiği Askerî Tıbbiye’den 1901 yılında Tabib Yüzbaşı olarak çıktı.

Tıbbiye’de iken o zaman mevcut olan siyasî teşkilâta girmiş, edebiyatla, felsefeyle uğraşmaya başlamış, aruzla şiir yazarak ilk şiirini Malûmat Mecmuası’nda yayınlamıştı. Türk, Alman ve Fransız klasiklerini okudu. Çalışkanlığından sınıf çavuşu olmuş, çalışkanlığı ve dünyaya aldırış etmemesi yüzünden arkadaşları ona Diyojen adını vermişlerdi.

edebiyat/riza-nur

Gülhane Hastahanesi’nde staj yaparken Alman hocaları kendisinin çalışkanlığını görerek yanlarına asistan olarak aldılar. Önce dahiliyede Prof. Dicke (Dayka) Paşa’mn yanında çalıştı. Sonra Cerrahî kısma geçerek operatör oldu. Bu arada Fenn-i Hitan (Fennî sünnet) adlı bir eser hazırladı. bu kitap ve sünnet âletlerinden dolayı Sultan Abdülhamid’in takdirlerini kazanarak irade ile rütbesi Kolağalığma yükseltildi. Fenn-i Hitan, hocalarınca da çok beğenildiğinden Prof. Wieting tarafından Almancaya çevrildi.

1903 yılında Türk-Sırp sınırı üzerinde Zibefce Gümrüğü’ne Bakteriyolog tayin edildi. 1905 yılında Gülhane’ye muallim muavini (doçent) oldu. 1907’de Askerî Tıbbiye cerrahî hocalığına (prof.) tayin edildi ve Binbaşılığa terfi etti.

İkinci Meşrutiyet’in ilânından sonra -ki birkaç ay önce İttihad ve Terakki’ye girmişti- Sinop mebusu seçilerek Meclis’e katıldı. İttihad ve Terakki’nin yolsuzlukları, Yahudilerin etkinliği, vb. sebeplerden dolayı 1909 başlannda partisinden ilk istifa eden mebus oldu. Ahrar Fırkası’na girdi. 31 Mart olayından sonra hayatım tehlikede gördüğü için bir Fransız vapuruyla İskenderiye’ye gitti. Oradan Atina’ya geçti. Daha sonra Meclis’in olayda sorumsuz olduğuna karar vermesi üzerine İstanbul’a döndü. Bir müddet sonra askerlikten istifa etti. Cemiyet-i Hafiye meselesinden dolayı tutuklandı ve üçbuçuk ay sonra beraat ederek salındı. 1911 yılında Hürriyet ve İtilâf Fırkası kurucuları arasında bulundu. Halâskâr Zâbitan Grubu’nu destekledi. 1912 seçimlerinden sonra Hürriyet ve İtilâf Fırkası’ndan aynlarak ferdî muhalifete devam etti. 1913 yılında vukû bulan Bâbıâli Baskınından sonra Bekirağa Bölüğü’ne götürüldü. Ertesi gün İstanbul Muhafızı Cemal Paşa hapishaneye gelerek, “seni yurt dışına yollayacağız”, demesi üzerine bunu kabul etmezse de, sokakta öldürülme tehdidi karşısında kabul ederek Köstence’ye gitti. Orada bir müddet sonra sıkılınca Cenevre’ye geçti ve Hosbital Cantonal’ın cerrahî kısmına devam etti. Avrupa’da iken İttihadcılar kendisine talebe maaşı bağlayarak iyice mağdur olmasını önlediler.

I.Dünya savaşı sırasında Kahire’de doktorluk yaptı ve Mütarekeden sonra yurda döndü. Önce Meclis-i Mebusan’a, sonra Ankara’da açılan Meclis’e Sinop mebusu olarak katıldı. Maarif Vekili olarak Hükumet’e girdi. 1921 yılında murahhas olarak Rusya’ya gitti. Zaferden sonra Sıhhat ve Muavenet-i İctimaiyye Vekilliğine getirildi. Lozan Konferansına İkinci Murahhas olarak katıldı, kendisine yapılan birçok önemli görev tekliflerini kabul etmedi. Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir Suikastından sonra bütün muhaliflerini tasfiye etmesi üzerine sıranın kendisine geldiğini düşünerek, Avrupa’da hasta olarak yatmakta olan karısının yanına gitmek bahanesiyle Avrupa’ya gitti (1926). 1933 Paris’de, daha sonra da 1933-1938 yıllan arasında İskenderiye’de yaşadı. Bu süre içinde Türk Tarihi ve Türkoloji sahalarında araştırmalar yaptı. 1938 yılında Türkiye’ye döndükten sonra Tanrıdağ mecmuasını çıkardı, (18 sayı 1942). Eylül 1942’de vefat etti.

Doktor Rıza Nur 71 eser yazmış, bunların büyük bir kısmı basılmış, diğerleri ise yazma halindedir.

Basılı Önemli Eserlerinden Bazıları:

Türk Tarihi, İstanbul, 1342/1344. (14 ciltten oluşan bu tarihin 12 cildini Maarif Vekâleti yayınları arasında çıkmıştır. Son iki cilt yazma halinde olup, bu ciltlerde Türklerin Tarih huzurunda alması gereken dersleri, komşularıyla münasebetlerini ve bunlardan gelecek fenalıkların önlenmesi meselesi tartışılmış, çareler ve tedbirler gösterilmiştir. (Atsız’dan nakleden G. Dündar, Belgelerle Rıza Nur Gerçeği, s. 58).

Hayat ve Hatıratım 4 C. (Yayınlandığı zaman Türkiye’de büyük fırtınalar koparan bu eser, Rıza Nur tarafından British Museum’a bırakılmış, orada araştırma yapan Prof. Cavit Orhan Tütengil tarafından bulunarak Türk okuyucusuna tanıtılmıştı. Daha sonra Altındağ yayınevi 1967-1968 yıllarında Hatırat’ı basmış ve hemen toplatılmıştı. Hatırat’m son kısmında aynca Topal Osman; Türkiye’nin Yeni Baştan İhyası; Cehennemde Bir Celse ve Ziya Paşa’nın İkinci Zafernamesi isimli dört kitap da yayınlanmıştı. Anılan bu eserler 1993 yılında İşaret yayınlan arasında tekrar yayınlandı. Hatırat’ın yeni basımında Abdurrahman Dilipak kitabın başına geniş bir yorum eklemiştir.

Türk Atları Tamgaları (1928)

Servet-i Şahâne ve Hakk-ı Millet, İstanbul, 233

Hürriyet ve İtilâf Nasıl Doğdu ve Nasıl Öldü, İstanbul, 1335,68

Meclis-i Meb’usan’da Fırkalar Meselesi, İstanbul

Basılmamış Eserleri:

1-    Faust, 1942, Opera
2-    Fransız Şiirbiliği, J942
3-    Türkbilik Kitabı, 1942.
4-    Lakme, Opera-Komik    =
5-    Minyon, Opera-Komik
6-    Abdülhak Hamid Hayatı ve Eserleri
7-    Usta Eczacı, Opera-Komik
8-    Usta Eczacı piyesi için izah
9-    Türklük mü, Frenklik mi? Opera-Komik
10-    Türk Şiirinin Evolüsyonu Tarihi ve Analitik tetfe’
11-    Ermeni Tarihi, Resimli 2 Cilt
12-    Türk Şiirbiliği, 2 Cilt
13-    Türk Musikisine Dair
14-    Türk Tarihi, 13 ve 14. Ciltler
15-    Ebreje Türk Tarihi
16-    Ebreje Türk Şiirbiliği
17-    İkinci Murad Divanı
18-    Şiirlerimiz (Rıza Nur Divanı)
19-    Oğuz Kağan Destanı
20-    Sinob’da Rıza Nur Kütüphanesi

İşaret Yayınları, Cemiyet-i Hafiye, önsözünden

İlgili Makaleler