Reisülküttab Reisülküttap Nedir, Ne Demektir, Anlamı, Görevi
Reisü’l-küttâb
Arabça bir terim olarak “kâtiblerin reisi” manâsına gelir. Osmanlılarda II. Mahmud’un saltanatının sonlarına kadar, Divân-ı hümâyûn kâtiblerinin amiri olup. Hâriciye Nazırlığı yerinde kullanılan bir tabirdir. Reis Efendi de denilen ve menâsıb-ı sitteden sayılan reisü’l-küttâblık, eski bir maziye sâhibtir. Onun, Fâtih kanunnâmesinde de bulunuşu bunu göstermektedir.
Reisü’l-küttâbların ilk devirlerden 17. asrın sonlarına kadar tedricen ehemmiyetlerin artmasına rağmen, Nişancı’nın maiyyetinde bulunurlardı. Liyakatli olanları nişancılığa geçerdi. Reisu’l-küttâb 17. asrın sonlarına kadar bilfiil Divân-ı hümâyûn, ehemmiyetini kaybedip işler Paşakapısı’na intikal ettikçe Reisü’l-küttâbların mevkii de yükselmiş olurdu. Haricî işler, bunlar vâsıtasıyla tedvir edildiğinden Hariciye Nâzın veya Hariciye Vekili vazifesini görürdü.
Bunların vazifeleri ile ilgili kanunnâmelerde hükümler bulunmaktadır.
Reisu’l-küttâb, diğer divan hocaları (müdürleri) gibi softan üst elbisesi ve lokmalı pamuklu iç kaftanı ve başına da mücevveze denilen kavuk giyerdi. Eğer divanda Sadrıazam selimi veya kallavi giymiş ise Reisu’l-küttab’ın o zaman selimî kavuk giymesi lâzımdı. Reisü’l-küttâblar, Sürre ihracında da vazife sahibi idiler. Keza, Şeyhülislam tebdilerinin tebliği bazen bunlar vâsıtasıyle olurdu.