Türk Edebiyatı

Psikolojik Roman Nedir, İlk Psikolojik Roman ve Romanlar

Psikolojik Roman. Karakterlerinin iç dünyâsını, ruh çözümlemelerini ön plana çıkaran ve ruh hallerini okuyucuya aktaran roman türü.

Türk edebiyatında psikolojik romanın ilk başarılı örneği Mehmet Rauf’un evli bir çift ile aile dostları erkeğin ilişkisini, utanç ve vicdan acısını konu edinen Eylül romanı oldu. Cemil Süleyman’ın, dul bir kadının bunalımlarını, cinsel tutkularını, korkularını yer yer başarıyıle yansutan Siyah Gözler romanı, Halit Ziya Uşaklıgil’in yasak bir sevgiyi konu edinen Aşk-ı Memnu’su, Halide Edip Adıvar’ın kadın kahramanlarının iç dünyasında sadakat ile ihanet çatışması ve benzeri karmaşalara eğilen romanları (Handan v.d.) Cumhuriyet’ten önceki dönemin dikkate değer ürünleri arasındaydı.

Cumhuriyet’ten sonraki dönemin en ustalıklı psikolojik roman örneklerinden birini Peyami Safa verdi: Dokuzuncu Hâriciye Koğuşu. Sanatçı bu eserinde ameliyat olmayı bekleyen, sevdiği akraba kızını kıskanan 15 yaşında bir çocuğun heyecan, acı, bunalım içindeki günlerini ve bilinçaltı dünyasını anlatmıştı, inançla yadsıma, iyilikle kötülük, başkaldırmakla boyun eğmek v.b. karşıtlıklar arasında seçme zorluğunu işleyen Bir Tereddüdün Romanı da, sanatçının başarılı eserleri arasındaydı. Geçmiş zamana ait anılarıyle birlikte imparatorluğun son döneminin ilgi çekici insanlarına ait portreler canlandıran Abdülhak Şinasi Hisar bu insanların (Fahim Bey ve biz, Çamlıca’daki Eniştemiz, Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği) ruhsal durumlarını da veriyordu. Toplumsal gerçekçi roman ve köy romanı gelişimini sürdürürken, kimi sanatçılar (İnce Memed’ de izci Topal Ali, Ortadirek’te Meryemce tiplerini canlandıran, Ölmezotu romanında sosyal psikolojiyi dile getiren Yaşar Kemal v.d.) psikolojik verilerden de yararlanıyorlardı.

Bu romanlarda daha çok aydın çevre insanlarının iç yaşamlarını yabancılaşma, umutsuzluk, bunalım, sorumluluk, seçme gibi sorunlarla birlikte işlendi. Bu eserlerde günlük yaşayışa ait canlı gözlemler kullanılmış, hattâ toplum sorunlarına da uzanılmış, fakat asıl ağırlık psikanaliz ve varoluşçuluk açısından kişiliklerin açıklanmasına verilmiştir.

İlgili Makaleler