PLOTÎNCİLİK
PLOTÎNCİLİK
Eflatun (M.Ö. 427-347)
un idealar nazariyesinden hareketle mistik bir felsefe kuran Plotunus’un
(M.S. 203-270) felsefe sistemidir. Kendisi Ammonios Sakkas’ın İskenderiye
okulundan yetişmiştir. Ploti-nos’un Öğretisi her çeşit maddeciliği reddeden
ruhçuluğu savunan ve Eflatun’un idealist felsefesine tekrar dönerek bağlanan
bir sistem olarak değerlendirilir.
Platon hakkındaki
bilgisiyle etkilediği imparator Gallianus, ona tasarladığı ideal devleti
gerçekleştirmesi için yetki vermeye kalkışmışsa da bu mümkün olamamıştır. Bu
devletin adı “Platonopolis” olacak ve kentte Platon’un ideal
devletinin yasaları uygulanacaktı. Bir öğretmen olarak derslerini skolastik
yönteme uygun vermesine karşılık oldukça serbest bir yol izlemiş, Platon ve
Aristoteles’in yorumlarına dayalı açıklamalarını öğrencisi Porphyrios ders
notları olması amacıyla toplanmıştır. Bu toplanan notlar Ennead (Dokuzluk)
adını alacaktır. Dokuz bölüm, altı kitap ve aynca elli dört küçük bölümü içeren
Ennead’ın temeli Platon’un idea kavramına dayanır.
Platinos’a göre alemin
(evren) kaynağı “BtR”dir. Bu, çocuktan uzak başkalaşıp değişmemiş
saf birliktir. Aynı şekilde alemin tek kaynağı ve gayesi de bu
“BtR”dir. Buna göre alem ve insan BİR’den (Tanrı) gelmiş
ve ona dönmektedir.
(Sudur ve urve). Her Şey ondan fışkırır ve ruh tekrar O’na dönmeyi arzu eder.
Bütün nesnelerin kaynağı
olan Tan-n’dan, ışığın güneşten fışkırması gibi, yaratılışın ilk eylemi bir
dışa taşma veya fışkırma şeklinde gerçekleşir (perilampsis). Bu yukardan
aşağıya, en yüce varlıktan en altla bulunana doğru, üç safhalıdır. Bunlardan
birincisi düşünen yedi (nouy), ikincisi ruh (Psykh£), üçüncüsü de nesnel
varlıktır (physis). Böyle bir panteist anlayış tc istik (tanrıcı) yaratılış
(hilkat) anlayışının tamamen zıddıdır. Ama, Plotin’in bu düşüncesi ters
düşmekle birlikte hristiyanlığın ilk yüzyıllarında bu dinin esaslı bir
felsefesi olmuştur.
Plotinos’a göre
“Bir”den (Tann), zaman ve mekan üstü olan akıl; akıldan tek tek varlıkların
değil, alemin ruhu olan Ruh ve sırf yokluk ve belirsiz bir şey olan ancak ruhundan
sudur (emanation) eden madde olmak üzere üç şey sudur eder. Böyle bir varlıklar
pramidinin zirvesinde bulunan “Bir”e akıl ve tecrübe ile değil,
sadece mistik bir tarzda ve vecd (ekstaz) İle ulaşılabilir ve Onunla
birleşebilir. Plotin, böyle bir bilgiye hayatında birkaç defa bizzat nail
olduğunu söyler.
“Bir”
(Tanrı) insanların düşündüğü hiçbir şey değildir. Çünkü o herşeydir. Plotinos’a
göre insanlar Tann’ya Sanat, sevgi ve felsefe olmak üzere üç merhaleli bir
yoldan gidebilir.
Platinos’un estetikle
ilgili düşüncesi ruhsal varlığa dayanır. Buna göre bir nesnenin güzel veya
mükemmel olması, ruhsal varlık alanıyla olan yakınlığına bağlıdır. Yakınlık
ise, ruhsal evrenden gelen ışıkla gerçekleşir. Ahlâk sorunlarını da ruhsal
varlık açısından açıklayıp temellendirir. Ona göre ruh için geçerli olan özgür
iradedir. Buna bağlı olarak insan biri ruh, öteki beden olmak üzere iki
cevherden kurulu bir varlık olduğundan iyiyi kötüden ayırdedecek durumdadır.
Yani aklını veya iradesini kullanarak ilahi evrene yönelebilir sonlu nesnelerden
kurtularak kendi ruhunu anndırabilir ki, böylece yüce varlığa, sonsuz olana kavuşabilir.
Hayatın amacı da bu olmalıdır. Bunu gerçekleştirmede sevgi, felsefe ve müzik Uç
temel araçdır. Bu bakımdan ilahi cevheri sanatçı, seven ve bilge kişilikler
arayabilirler.
Plotinos’un öğretisi
sonradan yeni-pla-tonculuk adıyla doğu ve batı düşünce dünyasında değişik
etkilerde varlığını sürdürmüştür.
İsmail KUJJOĞLU-Necip
TAYLAN