Kimdir

Parmenides hakkında bilgi

Parmenides hakkında bilgi: Elea Okulu’nun kurucusu olan Parmenides, Yunan felsefesinin bundan sonraki seyrini baştan aşağı değiştirmiş  biridir. Kendisine  karşı  çıkan  filozofların  bile,  argümanlarını  veya  düşüncelerini  dikkate almak zorunda kaldığı Parmenides, öte yandan Presokratik  filozoflar arasında günümüze eserlerinden en fazla fragman ulaşan filozoftur.  

İşte  bu  şiirde Parmenides,  gerçekliğin  nihai doğasına  ilişkin  güçlü  felsefi  sezgilerle, Bir Olan’ın mutlak birliğini ve gerçekliğini öne sürer. Kalıcı gerçekliğin mutlak birliğine düşüncenin  ilk ve temel ilkesi  olan  özdeşlik  ilkesinden  hareketle,  “Varlık  vardır”  ya  da  daha  doğrusu  “Var  olan,  vardır;  var olmayan  var  değildir”  diyerek  ulaşan  filozof,  yokluğu  düşünmenin  imkânsız  olması  nedeniyle  “Var olan  var  değildir”  diyen  görüşün  ve  çelişik  olması  dolayısıyla  da  “Var  olan  hem  vardır  hem  var değildir” diyen görüşün kabul edilemeyeceğini söyler. Buna göre, düşünce varlık  ilişkisi bağlamında, temel olanın, önce gelenin varlık olduğunu, varlığın var olduğu için düşüncenin konusu olduğunu; oysa var olmayanın var olmadığı için düşünülemeyeceğini ve ifade edilemeyeceğini öne süren Parmenides, sıkı  bir  rasyonalist  olarak  tümdengelimsel metafiziğinde,  şöyle  akıl  yürütür:  Varlık  varlığa  nereden gelmiştir?  Burada  iki  alternatif  vardır.  Varlık  varlığa  ya  varlıktan  (yani,  varolan  bir  şeyden)  ya  da yokluktan (yani, var olmayan bir şeyden) gelmiş olabilir.

İkinci alternatif, tüm Yunanlı filozoflar gibi Parmenides için de kabul edilemez olan bir alternatiftir çünkü Yunanlılara göre, hiçten hiçbir şey çıkmaz. Dahası, varlık var olmayandan varlığa gelirse, onun var  olmayandan  neden  daha  önce  veya  daha  sonra  değil  de  varlığa  geldiği  anda  varlığa  gelmiş olduğunu  söylemek  çok  güçleşir.  Zira  zaman  varsa  ve  varlık  varlığa  zaman  içinde  gelmişse,  onun varlığa  geldiği  anda  varlığa  gelmesinin,  Parmenides ’in  kullandığı  yeter  neden  ilkesine  göre,  yeter sebebi olamaz. Buradan çıkan  sonuç, varlık var olmayandan varlığa gelmiş olamaz. Birinci alternatif söz konusu olduğu zaman da varlığın varlığa gelmemiş veya yaratılmamış olduğu sonucu çıkar çünkü o, bu durumda varlığa kendisinden gelmiştir. Yani, varlık kendi kendisiyle aynıdır.

Varlığın, Parmenides ’e göre, parçaları da yoktur. Bir an varlığın parçaları olduğunu düşünelim. Bu parçalar  ya  gerçek  parçalar  olacak  ve  dolayısıyla,  bir  varlığa  sahip  bulunacaklar  ya  da  gerçek olmayacaklardır.  İkinci  alternatif  söz  konusu  olduğunda,  parçalar  var  olmayacaklardır. Buna  karşın, birinci  alternatif  söz konusu  olduğunda,  parçalar  varlık  olmak  bakımından bütünle aynı olacaklardır.

Bu  ise varlığın bir olduğu ve parçalarının bulunmadığı  anlamına gelir. Parçaları olmayan varlık, ona göre, aynı zamanda bölünemez ve süreklidir. Var olanı dolu olanla, var olmayanı da boşluk veya boş uzayla  özdeşleştiren  filozof,  şu  halde,  yegâne  tercihin  bu  ikisi  arasında  olabileceğinden  hareketle, varlıkta bir derecelenme kabul etmez.

Parmenides, varlığı aynı zamanda cisimsel bir varlık olarak anlar. Bu açıdan yaklaşıldığında, varlık hep varlıkla temas halinde olup, boşluk hiçbir şekilde var değildir. Demek ki varlığın bölünememesinin nedeni, varlığın içinde var olmayanın, boşluğun bulunmamasıdır. Başka bir deyişle, var olmayan ya da boşluk var olmadığına göre, varlığı bölecek olan bir şey de yoktur. Yani, varlığı ancak var olmayan ya da  boşluk  bölebildiğine  göre,  boşluk  varolmadığı  için  doğallıkla  varlığın  bölünebilme  imkânı  da yoktur.  Varlık  bölünemez  olduğuna  göre,  o  aynı  zamanda  sürekli  olan,  benzer,  aynı  cinsten  bir bütündür. Buna göre, varlık kendisinde bölünme ve parçalar söz konusu olmadığı  için bütündür; onda bir  derecelenmeden,  yoğunluk  bakımından  bir  artma  ve  azalmadan  söz  edilemediği,  onda  bir  yerde başka yerde olduğundan daha az ya da daha fazla bulunmadığı için varlık sürekli ve homojen bir bütün meydana getirir.

Varlık alanında onu sınırlayan, ondan başka bir varlık olmadığı için o aynı zamanda birdir. Dahası, varlık  aynı  zamanda  hareketsiz  veya  değişmezdir.  Parmenides ’e  göre,  varlığın  hareket  ettiğini varsayalım.  O,  nereye  gidecektir? Varlık  ya  varlığa  ya  da  var  olmayana,  yokluğa  gidecek,  hareket edecektir. Yokluk,  tanım gereği var olmayandır; yokluk var olmadığı  için de onun bulunduğu bir yer olamaz.  Varlığın  varlığa  gitmesi  demek  ise  onun  kendisinde  kalması,  kendisiyle  aynı  kalması  ve hareket etmemesi demektir. Bu yüzden varlık hareket edemez, değişmez, çok olamaz zira hareket eder, değişir ve çok olursa, var olmayan bir şey, yokluk haline gelir.

Kaynak: Felsefe Tarihi, Ahmet Cevizci

İlgili Makaleler