Sosyoloji

Öykü Yazma Teknikleri

Salih
Bolat – Öykü Yazma Teknikleri

Niçin Yazıyorlar?

…yazmaya
çocukken başladım, çünkü klasik dansçı olmak istiyordum ve bazı koşullar dans
eğitimime kesin olarak son vermemi gerektirdi.

…yaşam
karşısında duyulan bir çeşit hayranlık,

Dış dünyaya bir
anlam bulma, hem kaos hem de zenginlik içinde kendi düzenini yaratma ihtiyacı…

Nadine Gordimer

…acil bir
soruna, bir iç gerekliliğe cevap vermek için yazarım.

Yalnızca gerekli
olduğunu hissettiğimde yazarım. Konu aramam, onun gelip beni bulmasını
beklerim…

İnsan bir şeyi
belli bir anda yazar, sonra insanlar alıp onu başka bir zaman okurlar ve
sonunda bu öykü yazardan daha çok okurlara ait olur.

Kipling diyordu
ki, bir yazar, çıkarılacak dersin ne olduğunu pek bilmeden, bir fabl yazabilir.
Yani o bir kurgunun sözcüsüdür, daha sonra bunun okunması farklı bir süreçtir.

Borges

İstesem bile
yazmamayı başaramazdım.

Jorge Amado

Zevk için…

…ağırlıktan
kurtulma arzusu…

…okunma arzusu.

Necip Mahfuz

(Yazının kendisi
bir çeşit sorgulamadır, bu nedenle “niçin yazı” sorusu saçmadır)

(Yazı /
yalnızlık / beğenilme arzusu)

…kimsenin
söylemediğini söylemek zorunda olduğumuz için yazdığımıza inanırız.

Demek ki yazmak,
tersini söyleme zevkidir, herkese karşı tek başına…

…ne yazık ki,
kitap bitince de, beğenilmek ister insan.

Milan Kundera

Kitap bir
yaratıdır.

…bir hikâye ve
kişiler yaratırım.

…okuyucu bunu
ele geçirir ve kendine mal etmek için bu yaratıyı sürdürür.

Michel Tournier

…yazdığım zaman
özellikle edebi sorunları çözmeye çalışırım, yani bütün sorunları, çünkü bence
edebiyat her şeydir.

Alberto Moravia

…içerik bir
armağan gibi veriliyor.

…okuyucu bu
armağanı fethetmelidir; okuyucu bunu kendi zorlayarak, yani kendini, biçimi
kabullenmeye ve onu bulup ortaya çıkarmaya zorlayarak yapar; biçim ve içeriğin
gerektirdiği şey budur. Ve yazmak, her şeyden önce bir şey yaratma arzusudur
yalnızca.

Heinrich Böll

Kendimi kollamak
için.

Lawrence Durrell

…sanatçılar
gerçeği söyleyerek topluma yardım ederler.

Iris Murdoch

Tarihöncesinde
ressamlar, korktukları hayvanın resmini duvara çizerek ondan kurtulmuşlar.

Bir şeyi temsil
etme, onu gerçekte yapmamanızı sağlar.

Max Frisch

Yazınsal
metinler

Kurmaca
metinlerdir; deneyimsel (ampirik) dünyadaki bir şeyin, bir durumun karşılığı
olmak zorunda değillerdir (s. 22)

Şiirsel imge yeni
bir gerçeklik kurduğu için mantıkla, bu gerçekliği duyular alanına soktuğu için
de duyguyla ilgilidir. (s. 24)

Şiir, boşluğu
doldurur.

…şiirle
gerçeklik arasındaki ilişki daha dolaysız bir ilişkidir. Şair; imge, benzetme,
eğretileme gibi araçların yardımıyla kurduğu şiirsel dille, nesnelerin tek tek
kendilerini ve nesneler arasındaki ilişkileri bozar, yeniden düzenler,
denetler. (s. 34)

Klasiklerin
parlak sözleri, parlaklığı sözcüklerden değil, bağıntılardan alır: bir yaratma
değil, bir anlatma sanatıdır bu.

Belirleyici
olan, sözcüklerin kendi güçleri, kendi güzellikleri değil, bir araya getiriliş
biçimidir. (s. 36)

Şiir dili ile
düzyazı dilini ayıran en önemli özellik, düzyazı dilinin iletişimsel, şiir
dilinin ise döngüsel olmasıdır, denebilir.

…düzyazı dilinin
işlevi, metnin okur tarafından alımlanmasıyla sona erer.

Şiirsel dil ile
gerçekleştirilmiş bir metin, okur tarafından alımlandıktan sonra yeniden
üretilir.

Verlaine;
“düzyazı yürüyüştür, şiir danstır.”

…hakikat
“öte”dedir. Şiir, “bura”nın sözcükleriyle “öte”yi anlatır. (s. 38)

Şair
anlatmıştır, anlatmak istememiştir.

Düzyazı anlatmak
ister.

…şiirin amacı
kendisidir. (s. 39)

Şiir, hakikatin
peşindedir. (s. 40)

…çocukluk,
şiirsel esini oluşturan en önemli öğelerden biridir. Joubert, şiir ile çocukluk
arasındaki ilişkiye değinirken, şair gibi çocuğun da sözcüklerden korkmadığını,
sözcüklerle oynadığını, sözcüklerin gücüne hayran kaldığını ve yeni sözcükler
denediğini vurgular. (s. 41/42)

…gönlünün
istediğince sev.

Öylesine kolay
ki her şey, buna değer biçmek olanaksız. (s. 43)

…romanda
anlatımın gerçekleşmesi, birtakım öğelerin birbiriyle tutarlı bir ilişkide
bulunmalarıyla olanaklıdır. Bu öğeler olay, zaman, uzam (mekân) ve kişi
(karakter) olarak sıralanabilir.

Olay, romanda
olan, gerçekleşen, meydana gelen, eylemlerin hem nedenini oluşturan, hem de
eylemlerin içinde gerçekleştiği şeydir. (s. 51)

(Zaman) romanda
(…) olayların içinde gerçekleştiği zaman ile olayların anlatıldığı zaman
birbirinden farklıdır.

Romanda,
anlatıcının olayları anlattığı zaman, öyküleme zamanıdır. Romanda asıl
kurmacanın gerçekleştiği, olaydan olaya, durumdan duruma geçişi bildiren zaman
ise öykü zamanıdır. (s. 54)

Yaşam hakkında
çeşitli düşüncelere sahip olmadan öykü yazmanın mümkün olmadığı açık… (s. 113)

…esinlenmeyi
beklerseniz iyi bir düşünceyi hatırlamaktan çok unutmaya hazırlanmış olursunuz.
(s. 114)

Öykünüzü
yazmadan önce onu sahnelere bölmelisiniz. Her sahne belli bir zaman, yer, ruh
durumu, çatışma, ilişki içermelidir. Ayrıca açılış sahnesi, okuru okumaya
bağlayacak güçlü bir merak duygusu içeren entrika özelliği taşımalı ve bir
soruyla başlamalıdır. (s. 124)

Bir öykü,
hareketi yönlendiren karaktere aittir. (s. 128)

Bir karakter
oluşturmak istediğinizde, ilk önce

Doğrudan anlatmayı
düşünebilirsiniz.

İkinci olarak,

Bireyselliği
yansıtan ayrıntıları kullanarak, karakterinizi betimleyebilirsiniz.

Üçüncü olarak,

…çevreye olan
tepkisini kullanabilirsiniz.

Dördüncü yol (…)
düşüncelerini kullanmaktır.

Beşinci yol,

Diğer insanlara
gösterdiği tepkilerin gösterilmesidir.

Altıncısı yol,
karakterinizi konuşturmaktır.

Yedincisi,

Karakterin
davranışlarını kullanmak,

Bir karakteri
nasıl tanırsınız?

Yüzü neye
benziyor?

Yüz ifadesi?

Saçının rengi,
yapısı, biçimi neye benziyor?

Jestleri ve
mimikleri nasıl? Nasıl yürüyor?

…nasıl konuşur?

(s. 155-159)

…çatışma
başarının ve ticari-kurgu yazılarının en önemli ve tek unsurudur. (s. 168)

Geçmiş zamanda
üçüncü kişi anlatım biçimi, öykü yazmanın en kolay yoludur.

Geçmişte yazan
birinci kişi anlatım yöntemi (burada, masamda oturuyorum)

“ben” anlatı
açısının, doğal olarak, “o” anlatı açısından daha fazla güvenilirliği vardır.
(s. 196)

Yöntemin başka
bir avantajı, olasılıklardan “uzaklaşma” olanağı tanımasıdır.

Anlatıcı (…)
şimdi’den geriye baktığı için, gerçeği örten toz bulutu kalkmış (…) olup biten
her şeyi açıkça görme fırsatı bulmuş olacaktır.

Yöntemin önemli
bir avantajı da, yazarın tanımlamak istediği eylem ya da eylem dizilerini
sahneye koymak için gerekli zamanı tanımasıdır. (s. 197)

(Hatalar)

Doğru bir
başlangıç (öyküyü anlatmak için doğru yeri seçmek)

Okurun ilk elli
sözcükte kaybedilme olasılığı (her zaman) yüksektir.

İlk sayfanın
sonuna gelindiğinde, belirgin bir atmosfer oluşturulmalıdır.

Bu atmosfer
mutluluk, korku, kuşku ya da umut gibi (bir) durum olabilir. (s. 227)

(çok gerekli
olmadıkça) geri dönüş kullanmaktan kaçının.

…ne yazdığınızı
bilin.

…karakterleriniz
öyküyle ilgisi olmayan şeyler söylüyor ya da yapıyorsa, en iyisi onları
çıkartın.

Aynı cümlede ya
da paragrafta gereğinden fazla sözcük kullanılmaz.

…öykünün amacına
uymayan ve gerekmeyen karakterleri (…) çıkarmaktan çekinmeyin. (s. 229)

Zihinde
tasarlanmış konuşmalar, gerçek konuşmalardan farklıdır. (diyaloglar için
yeniden çalışmak gerekli ve faydalı olur her zaman)

Konu dışı
sorunları öykünüze nasıl soktuğunuza dikkat edin. (konuyla ilgisi olmayan
detaylar atmosferi bozabilir, okurun öyküden almaya çalıştığı tadı kaçırabilir)

Öykü belli bir
çözüm ve sonuç gerektiren bir durum yaratan olaylar dizisidir.

Varlık Yayınları

2005