Felsefe Yazıları

Organizma Nedir? Tanımı (Sosyoloji)

astroloji-2/organizma” 201″ 201″ ORGANİZMA

Organizma, tek bir bütün oluşturacak şekilde çalışan ve birbirleriyle sürekli uyum içinde bulunan parçalardan müteşekkil bir canlı sistem olarak tanımlanabilir.

Organizma, biyolojiyi ilgilendiren bir terimdir. Son derece temel bir kavram olmasına rağmen onu açık seçik ve ayrıntılı bir şekilde açıklamak oldukça zordur. Genelde kabul gören tanıma göre biyoloji organizmayı, üreme, büyüme, metabolizma, uyarımlara tepki ve uyarlanma gibi hayati faaliyetleri sürdürebilme yeteneğine sahip en ufak protoplazma olarak görür. Organi­zasyon da canlı organizma için bir mihenk taşıdır, bir bütünü vücuda getirecek şekilde birbirlerine entegre edilmedikleri zaman, organizmanın değişik parçaları karmaşık, ama cansız maddeden başka bir şeyi ifade etmezler.

Sosyal Bilimlerde ise organizma iki ana anlamda kullanılagelmiştir. Bunlardan ilki biyolojik anlamının doğrudan tatbikidir: Birey olarak insanlar ve tür olarak insanlık.

Psikolojide, sosyal psikolojide ve antropolojide bu kavram, teorilerin kurulmasında ve araştırmalarda kullanılır. Örneğin K. Young kişiliğin gelişmesini açıklarken, “en başta, önceki nesilden dünyaya gelen biyolojik bir organizma vardır. Gelişme yeteneği, fiziksel büyüme yeteneği ve atasından devraldığı özelliklere sahip bir organizma. Hayvani özellikler üzerine oturmakla birlikte bu organizma, insan kişiliği denen şeyi meydana çıkaracak olan temel yapı ve fonksiyonları da içerir.” Sosyal bilimlerle uğraşan bilim adamları, sosyal gelişmeler karşısında bireylerin kendilerine yardımcı olarak kullandıkları organizmanın uyum yetenekleri, tepki becerisi ve bireysellik gibi özellikleri üzerinde çokça dururlar.

astroloji-2/sosyalorganizma” 259″ 183″ Organizma, tek bir bütünü oluşturacak şekilde parçaların biraraya gelmeleriyle ortaya çıkan şeydir. Bu bütün içinde hücreleri, organları ve organların oluşturduğu -dolaşım, sinir gibi- sistemlerin anlamlarını, sadece bir bütün olarak organizmanın hayatında taşıdıkları önem şeklinde değerlendiriyoruz. Politika teorisi üzerine yapılan daha çağdaş bir çalışmadaki şu cümle sosyal bilimlerle ilgilenenlerin biyolojik organizmalardaki tekil karakterlere ilişkin genel yaklaşımlarını yansıtın “Bir organizma ortak bir amacın tesisi için, birbirlerinin yardımlarına koşabilen parçaların birleşmesiyle oluşmuş canlı bir şeydir. Bu yardımlaşma toplu olarak oluşturdukları bütüne de faydalıdır. Organizma canlı yapıların bir bileşimidir ve onun içinde parçalar, bütünün yaşamını devam ettirmesi için birbirlerine sürekli dayanak teşkil eden organ veya aletleri oluştururlar.”

Bazıları için hayat içerikli açıklamalar fazla teleolojik kaçabilir, yalnız şu da hatırlanmalıdır ki, bu kavram önemli bir anlam daralmasına uğratılmıştır. Örneğin tüm canlı organizmalar aslında hassas oldukları çevre uyarımları karşısında tepki gösterebilirler, bu tepkiler de canlının, türün veya her ikisinin de canlılıklarını devam ettirecek bir etkiyi meydana getirebiliyorsa uyarlanma tepkisi (adaptif tepki) adını alırlar. Bu nedenle uyarlanma, yapısal değişikliklere yol açıcılığından dolayı organik evrimin temel bir kavramı olarak kabul edilir.

Sosyal bilimlerdeki organizma kavramının, zamanımızdaki ikinci kullanım şeklini sosyal sistemlere uygulanmasında buluyoruz. Aristo´ya kadar uzanan yazarlarda bile toplumun zaman zaman organizma olarak algılandığını gözlemleyebiliyoruz. Her ikisi de genel planda aynı organizasyona sahiptir, aynı kanunlara uyarlar, her ikisinin de kendilerine has zekâ ve bilinçleri vardır. Günümüzde en yaygın görüş ´sosyal organizma´nın bir benzetme, ama sadece bir benzetme olup ne bir tanım, ne de bir açıklama olduğu şeklindedir. Bu nedenle de önümüzdeki sorun “sosyal organizma” teriminin uygun bir tanım olup olmadığı tartışması değildir; sorun bu ifadenin iyi bir benzetme olup olmadığıdır. Bu durumda bir taraftan insanın kültürel ve sosyal hayatı, biyolojik düzeyini -sosyal bilimlerde süper organik gibi kelimelerin pek sık kullanılmasında görüldüğü gibi- fersah fersah aşarken, birçok yönlerden de problemin sosyal bilimlerde de, biyolojik bilimlerde de ortaya konuluş tarzları özdeştirler. Örneğin;

a) Sosyal sistemlerin ve organik sistemlerin yapı ve fonksiyonlarına yönelik sorunlar ile,

b) Bu sistemlerin köken ve gelişimlerine -yani biyolojik ve´kültürel gelişmeye-ilişkin sorunlar aynı temele oturmaktadır.

SBA

İlgili Makaleler