İslam Filozofları

Nizâmülmülk Kimdir Hayatı, Görüşleri, Siyaseti

Nizâmü’l-Mülk (devletin düzeni, düzenleyicisi), 1018 yılında Horasan’ın Tus şehrinin Nukan kasabasında dünyaya geldi. Tam adı Hâce Kıvâmüddîn Ebû Ali Hasan bin Ali’dir. Babasının ekonomik durumu iyi durumdaydı. Çocuklarının tahsiliyle bizzat ilgilendi ve özellikle dini ilimlerle yetişmesine itina gösterdi. Nizâmü’l-Mülk daha on bir yaşlarında iken Kur’ân’ı ezberledi. Daha sonraları fıkıh ve edebiyat alanında adını duyurarak ünlendi.

Nizâmü’l-Mülk, 24 Mayıs 1040 tarihine dek babası ile Gazneliler Devleti’nin hizmetinde bulundu. Bu tarihten bir süre sonra Selçukluların hizmetine girerek Sultan Alparslan’ın Belh şehrindeki veziri Ebu Ali Şâdan tarafından ona şehrin mülki işlerine bakılması görevi verildi. Ancak Nizâmü’l-Mülk, Ebu Ali ile çeşitli sebeblerden dolayı geçinemeyince Çağrı Bey’in yanına gitti ve Çağrı Bey’de onu büyük ilgi ve sevgi ile karşıladı.

Çağrı Bey, Nizâmü’l-Mülk’ü oğlu Alparslan’ın hizmetine verirken “Ey Muhammed (Alparslan) bu kişi Hasan-ı Tusî’dir. Onu bir baba kabul et ve re’yine (görüş) muhalefet etme” demişti. Tuğrul Bey’in vefatı üzerine, Alparslan’ın kardeşi Süleyman arasında gerçekleşen taht kavgasında Nizâmü’l-Mülk’ün ileri görüşlülüğüyle ve yerinde aldığı tedbirlerle öne çıkarak 1063 Aralık ayında Alparslan tarafından vezirlik görevine getirildi. Nizâmü’l-Mülk, üstün devlet adamlığı ile Sultan Alparslan ve Sultan Melikşah döneminde yaklaşık 30 yıl süren vezirliğinde Selçuklu Devleti’ni sağlam esaslar üzerine oturtmayı başarmıştır.

Büyük Selçuklu Devleti’ne özgü geliştirdiği ikta sistemiyle devlet hazinesini büyük maliyetten kurtarmıştır. Nizâmü’l-Mülk’ün gerçekleştirdiği bir ilkte kurdurduğu eğitim merkezi olan medreselerin tarihte ilk kez özel mahiyette olmaktan çıkıp devletin eğitim kurumu olarak yüksek öğretim statüsü kazanmısıdır. Nizâmü’l-Mülk, başta Bağdat, Belh, Nişabur, Herat, İsfahan, Basra ve Musul gibi merkezlerde kurduğu bu medreseler de dönemin güçlü akımlarından arkalarında Fatımi Devleti’nin olduğu Şii-Batinî propagandalarına  istikrarlı bir mücadele ile etkisiz halde tutmayı başarmıştır. Bu medreselere Nizâmü’l-Mülk’ün ünvanı olan Nizâmiye Medreseleri denilmiştir. Nizâmü’l-Mülk kendinden önceki vezir olan Kündüri’nin izlediği Eş’ari mezhebi bağlılarını eleştiri ve kınama siyasetini bitirerek o döneme dek gelen mezheb çatışmalarını önemli ölçüde durdurmayı başarmış, bu çatışmalardan kaynaklı kırgınlıkları ortadan kaldırmaya yönelik siyaset izlemişse de Sünni-Şafii öğretinin yayılmasını kollamıştır.

Namaz vakitlerine riayet eden, Pazartesi ve Perşembe günlerini oruçla geçiren ileri derecede dindar bir insan olan Nizâmü’l-Mülk, tarihte birçok başarılı vezir ve üst düzey idarecinin uğradığı entrika, jurnal ve kıskançlıklara uğrayarak Sultan Melikşah’ın gözünden düşürülmüş ve bir Ramazan günü (H.10 Ramazan 485-M.14 Ekim 1092) Nihavend yakınlarında bir köyde ömrünün uzun bir döneminde mücadele verdiği Batınîlik akımına mensup bir fedai tarafından öldürülmüştür. Cenazesi İsfahan’a götürülerek, buradaki medresesinin yanındaki Türbe-i Nizam’a gömülmüştür.

edebiyat-2/siyasetname” 165″ 181″ Siyâsetnâme

Siyâsetnâme adıyla bilinen bir eseri olan Nizâmülmülk, bu eserini Sultan Melikşah’ın tavsiyesi üzerine kaleme almıştır ve toplamda 51 bölümden oluşur. Hemen her bölümde kısa ve anlatılmak istenen olgunun genel çerçevesini belirleyen bir giriş paragrafı vardır. Bu paragrafın ardından düşünceleri destekleyen dini bir referans olarak adlandırabileceğimiz hadisler ve olayla bağlantılı başlangıç paragrafında belirtilen ana fikir üzerinde yoğunlaşan hikayeler verilir. Bundan dolayı kitabın yaklaşık 1/3’ü hikayeler üzerine kuruludur ve bu durum bir hayli hacimli olan kitabın kolayca okunmasını ve akılda kalmasını sağlar. 

Selçuklu Devletindeki bütün düzenleme ve değişiklikleri ciddî bir şekilde tetkik eden, devlet yönetiminde kendi görüşlerini, icrâatını ve bunların gerekçelerini gelecek nesillere intikal ettirmek gayesiyle Fârsça olarak yazdığı Siyâsetnâme isimli eseri, hâlâ siyâset ilmiyle uğraşanların el kitapları arasında sayılır. Siyâsetnâme’de öncelikle Selçuklu Devleti olmak üzere Türk-İslâm devletlerinin idârî, mâlî, siyâsî, askerî, sosyal ve kültürel yönlerini incelemektedir. Sözkonusu eser genel Türk ve Fars siyaset anlayışı ve dönemin yaygın siyasî görüşlerine ışık tutması açısından önemlidir.

11. yüzyılda, Farsça yazılmış kitabın bilinen en eski nüshası bugün İran’daki Tebriz Milli Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.

Tam doğru metin ve ilâvesiz nüshası, İstanbul’da Süleymâniye Kütüphânesi, Molla Çelebi kısmında 114 numarada mevcuttur. Siyâsetnâme, birçok dillere tercüme edilerek, yayınlanmıştır.