Kimdir

Nevzat Ayasbeyoğlu kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Nevzat Ayasbeyoğlu kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1885-?): Seydişehir’de doğdu. 1911 ’de Darülfünun Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Çeşitli okullarda öğretmenlik, Millî Eğitim Müdürlüğü, Ba­kanlık Müfettişliği, Tâlim – Terbiye Kurulu üyeliği yaptı. 1939’da Bursa Milletvekili oldu. 1943-1954 arasında Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji bö­lümünde Felsefe, Teftiş Tekniği, Maarif Tarihi ve Teşkilatı derslerini okuttu. Deneyimli bir eğitimcimizdi.

Nevzat Ayasbeyoğlu, kendi yetişme dönemini şöyle anlatır:

“Bizim neslimizin yetiştiği okullarda öğrenciye Osmanlı Devleti’nin “Yenileşme-Islahat-Tanzimat” dönemlerinde benimsenmiş olan, Batı ile Doğu uygarlıklarının uzlaştırılması fikrine dayanan bir islâmcı, akılcı doktrine göre kültür ve eğitim verilmekte idi. Ben, daha orta öğretim ço- ğında iken, izafi ve mutlak gerçeğe erişmek, bilimin, felsefenin çıkarsızlık (hasbilik) zevkini tatmak sevdasından doğan bir mânevi ateşle tutuşa tutuşa, feylezoflaşma ihtiyacını derinden duymaya başlamış, bu yüzden, bir fikrî bulanıma da tutulmuştum. O zaman, bu bunalımdan kurtulmak için, elime geçirebildiğim felsefî ve dinî eserleri derin bir şevk ve zevkle okuyordum. İbn Rüşt’le, Muhiddin-i Arabi ile, Descartes ile başka birtakım filozof ve düşünürlerle ilk fikri temasım oldu.”

Felsefe dersleri için teksir edilmiş notları vardı. Derslerinde anlatma yöntemi kullanırdı. Asıl alanı Felsefe idi. Felsefî konularda dergilerde çıkmış makaleleri vardır. İbn-i Rüşt üzerinde fazla dururdu. Kullandığı sözcükleri dikkatle seçerdi. Bu yıllarda, Eğitim Psikolojisi dersinin Pe­dagoji dersi yerine öğretmen okulları programına konması üzerine, Dr. Halil Fikret Kanad’ın yazılarında kullandığı “İlmen Mes’ul” sözüne tepki gösterdi. Dr. Halil Fikret Kanad, “İlmen Mes’ul” sözüyle, bu işten Talim ve Terbiye Kurulu’nu sorumlu tutuyordu. Nevzat Ayasbeyoğlu, fikir yönüyle değil-yazıda bu sözün kullanılışı dolayısıyla- “Yeni Okul” dergisinde “İlmen Mes’ul” başlıklı bir yazı yazdı.

Dr. Halil Fikret Kanad, aynı derginin 34. sayısında verdiği cevapta, Nevzat Ayasbeyoğlu’nun yazısının bir “tahlil şaheseri” olduğunu be­lirttikten sonra, “…. Hatamı anladım. Anladığım için de bundan sonra, yazılarımda kelimeleri daha dikkatli kullanacağım” demiştir.

“Maarif Teşkilâtı” dersinde, kendi yazdığı 745 sayfalık “Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitimi: Kuruluş ve Tarihçe” adlı kitabını okuturdu. 1953-54 ders yılı sonunda emekli oldu. Emekliye ayrılışı dolayısıyla okulun büyük salonunda yapılan törende “Ahlâk ve Felsefe” konusunda bir konuşma yapmıştır. Konuşmaya, “Mesleğe girerken sınavla girdim; emekliye ayrılırken de sınavla ayrılıyorum” diye başlamıştı. Bu tö­rende, okulumuz öğretmenlerinden A. Fuat Gündüzalp, Nevzat Ayasbeyoğlu’nun biyografisini, mesleğe hizmet ve katkılarını dile getirmiştir. Fuat Gündüzalp’in konuşması, o sırada çıkmakta olan İlk Öğretim der­gisinde yayımlanmıştır. Kendisinin pedagojiyle ilgili olarak 1925’te ba­sılan “Dört ile Yedi Yaş Arasındaki Çocukların Ruhiyatı” adlı bir çeviri eseri vardır.

Nevzat Ayasbeyoğlu, Gazi Eğitim Enstitüsünde “Maarif Teşkilâtı ve Tarihi” dersini okuturken, bir öğrenci, onun dersinden 10 üzerinden 3 not alınca, belgeli duruma düşüyor. Sınıf geçen arkadaşlarından bir grup öğrenci arkadaşlarından birinin bu duruma düşmesine üzülüyor ve Nevzat Ayasbeyoğlu’nun evine ricaya gidiyor. “Hocam, bu arkadaşımız, bu not üze­rinden müfettiş olamıyor; köyüne öğretmen olarak dönüyor. Bunu kur­tarmanın bir yolu yok mu?” diyorlar. Ayasbeyoğlu, çay ve kahve ikramı yaptıktan sonra; eşini çağırıyor; sandıkta sakladığı, babasından kalma altın saatini istiyor ve öğrencilere; “Çocuklar, arkadaşınız 3 aldı, onu ar­tırmam mümkün değil, elimde değerli eşya olarak, babamın altın saati var. Onu alın, satın, parasını arkadaşınıza verin. Yol harçlığı yapsın. Bundan başka türlü bir şey yapmam mümkün değil” demiş ve öğ­renciler, büyük bir mahcubiyet içerisinde, özür dileyerek evden ay­rılmışlar. (Bu olayın, Pedagoji bölümünün öğretmenlerinden rahmetli Şevket Türkyılmaz tarafından anlatıldığı, aynı bölümün 1957 mezunu sayın İsmet Akkaya tarafından bildirilmiştir.)

Kaynak: Öğretmen Yetiştirme Açısından Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi Üzerine Bir Araştırma, Cavit BİNBAŞIOĞLU, Milli Eğitim Basımevi, 1995