Necati Cumalı Kimdir, Hayatı, Edebi Kişiliği
Necati Cumalı. Şair ve yazar (D. Yunanistan, Florina 1921 – Ö. 10 Ocak 2001 İstanbul).
Milli Mücadele’den sonra Türkiye’ye göç ederek İzmir’in Urla kazasına yerleşen bir çiftçi ailesinin çocuğu olan Cumalı, Ortaöğretimini İzmir Atatürk Lisesi’nde (1938), yüksek öğrenimini ise Ankara Üniversitesi Huku Fakültesinde (1941) yapmıştır. Ankara’da Toprak Mahsülleri Ofisi’nde (1941 – 1942), Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nde (1945) çalışmış, askerliğini tamamladıktan sonra Urla ve İzmir’de avukatlık ve memurluk yapmıştır (1945 – 1957). Daha sonra Türkiye’nin Paris Basın Ataşeliği’nde (1957 – 1959) çalışmıştır. Daha sonra İstanbul Radyosu’nda redaktörlük (1959 – 1963) yapan Cumalı, sonraki yıllarda yaşamını roman ve oyun yazarlığı ile sürdürmüştür. 10 Ocak 2001 tarihinde yakalandığı karaciğer kanserinden kurtulamayarak İstanbul’da vefat etti. 12 Ocak Cuma günü Teşvikiye Camii’nden kaldırılan cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.
Edebi Kişiliği
İkinci Dünya Savaşı yıllarında şiirlerle edebiyat dünyasına giren Cumalı, ilk şiirini Urla Halkevi dergisinde yayımlamıştır (1939). Bunlar döneminin diğer şairlerinde olduğu gibi sokaktaki adama ait küçük duyarlıkları yansıtıyor, canlı bir konuşma diliyle serbest, rahat bir anlatımı birleştiriyordu. Daha sonra yeni edebiyat anlayışını savunan dönemin tüm ilerici / yenilikçi dergilerinde yazmayı sürdüren Cumalı, şiirlerini Varlık, Servet-i Fünun – Uyanış, Yeni İnsanlık gibi dergilerde yayımlamıştır. 1943’te ilk kitabını çıkarmıştır: Kızılçullu Yolu.
Ankara’ya dönen Cumalı, Ulus gazetesinin sanat sayfası ile Varlık, Ülkü ve Ankara dergilerinde sürekli olarak şiirlerini yayınlamış, bu arada daha lise sıralarındayken Sabahattin Ali’nin etkisiyle başladığı öykü yazarlığını da sürdürmüş ve Ulus’ta her hafta bir öykü yayımlamaya başlamıştır. 1945’ten itibaren edebiyatın şiir, öykü, roman ve tiyatro türlerinin hepsinde birden ürün veren Necati Cumalı, zaman zaman deneme alanını da el atmıştır.
Şiir
1943’te askere giden Cumalı, terhisine yakın geçirdiği “zehirli sıtma” yüzünden hava değişimine gönderilmiş (1944), hem askerliğin hem hastalığın etkisiyle, özgürlük için çarpışanları, cephelerde ve savaş şehirlerinde ölenleri, tutsakları, toplama kamplarını konu aldığı ve gelecek güzel günlere inancı dile getirdiği Harbe Gidenin Şarkıları adlı ikinci kitabını yazmıştır (1945).
Sonraki yıllarda toplumsal konuları ele alan şiirleri arasında Günlerin Kötüsü Pazar, İstanbul’un Serseri Çocukları. Anadolu’nun Devedihenleri, Akçaabatlı Kâzım, Çekirge Sürüleri. Gülen Nar, Miting yer alır. Bu tür şiirlerinin en çok dikkati çeken ve beğenileni, Urla’da toprak yüzünden işlenen bir cinayeti konu edinen Karakolda’dır (1955). Bu 6 bölümlük uzun şiirde halk şiirinin, ağıtların söyleyiş özellikleriyle toplumcu ve insancı bir öz yan yanadır.
Cumalı’nın şiir konuları arasında Ege kıyısının yumuşak havasına, doğa güzelliklerine (Güneş çizgisi, 1957), geçmiş yıllara uzanan anılara da (ilk kitabı, Kızılçullu Yolu, 1943) yer verilmiştir. İmbatla gelen (1955) kitabındaki Bekâr odasının romanı şiiri, Güneş çizgisi (1957) kitabındaki Seninle dizisi şiirleri sevgi konusunu işler. Bu tür şiirlerinde tensel sevgi ince bir duyarlıkla canlandırılmıştır.
Hikâye, Oyun ve Roman özellikleri, Eserleri, Ödülleri