Sosyoloji

Müzikologlar Güzüyle Orhan Gencebay

Ayşegül
Aral –
Müzikologlar Güzüyle Orhan Gencebay

4 Ağustos 1944 yılında Samsun’da doğan Orhan
Gencebay, eski hafızlardan çok güzel sesi olan, ilahiler ve kasidelerin yanı
sıra Türk sanat müziği de söyleyen bir babanın ve müziği çok seven bir annenin
dört çocuğundan biridir. Dört kardeşten en büyük erkek kardeş Samsun PTT’sinden
emekli şeftir, Orhan Gencebay’ın küçük kardeşi olan Burhan Gencebay İktisat
Fakültesi mezunudur ve 1973 yılından beri Kervan Plakçılığın müdürlüğünü
yapmaktadır, en küçük kız kardeş ise Samsun’da ilkokul öğretmenidir.

…büyük babası, zamanında Kırım’dan Edirne’ye
göç etmiş ve soyadı kanunu sırasında ailenin en küçüğü olduğu için “küçük bey
bay” anlamına gelen Kencebay soyadını almıştır. Daha sonra Orhan Gencebay bu
soyadını Gencebay olarak değiştirmiştir.

…babası 1936 yılında askerlik için Edirne’den
Samsun’a gelmiş ve orada 1935 yılında 15 yaşında iken Kırım’dan göç eden annesi
ile evlenmiş ve yerleşmiştir. Samsun da hem celeplik yapan hem de kasap dükkânı
olan babasının hali vakti yerinde bir yaşamı vardır (s. 757).

Altı yaşında iken klasik bati müziği
sanatçısı Emin Tarakçı hocadan keman ve mandolin dersleri alarak müzik hayatına
başlamıştır.

Yedi yaşında iken bağlama, 12 yaşına
geldiğinde babasının teşvikiyle tambur çalmaya başlamıştır. 13 yaşında Samsun
Halk Müziği cemiyetine devam etmiş…

…lise çağlarında iken Elvis Presley etkisinde
kalarak Rock müzikle ilgilenmiş ve gitar öğrenmiştir. Batı müziği ve Türk Sanat
müziği parçalarını bağlamayla icra etmeye çalışmıştır.

Heybelide askerlik yaparken Merasim bölüğünde
Saksafon çalmış, bir pasadoble bestelemiş ve Fidelya türküsünü armonize
etmiştir (s. 758).

Deryada Bir Salım Yok, Sevemedim Kara Gözlüm,
Sabır Taşı gibi eserlerle besteci kimliğini kabul ettirmiştir.

1934 yılında Atatürk’ün meclis açılışında
mevcut müziğimizin içler acısı durumda olduğunu ve bizi hiçbir noktaya
götüremeyeceğini, bu yüzden batının sistemine ayak uydurmamız gerektiğini
açıklaması sonucunda, dönemin devlet adamları tarafından Türk müziğinin
yasaklanmasına ve batı müziğinin hayata geçirilmesine karar verilmiştir.

Türk müziğini dinleme imkânı bulamayan halk
en sonunda batının ezgilerini dinlemektense kulağına daha yakın gelen Arap
müziklerini dinlemek için antenlerini Arap radyolarına çevirmiştir (760).

Halk müziğinin uzmanları bir araya
getirilerek, dallarında uzman batılıların yardımı da alınarak, saha araştırması
ile gizli kalmış halk müziği kültürümüzü açığa çıkartmak için çalışmalar
başlatılmıştır.

Ahmet Adnan Saygun ile Bartok beraber Halk
ezgilerinin toplanması ve biriktirilmesi üzerine konferanslar vermiştir.

Martin Stokes’a (1998: 143) göre çoğu
müzisyen için Arabesk, sadece, Osmanlı Türk sanat müziğinin bozulmuş bir hali
olan Arap popüler müziğinin Türk versiyonudur (s. 762).

Işık ve Erol, Irene Markoff’un arabesk müzik
hakkındaki görüşünü, “kente entegre olamamış, tutunamamış kesimlerin sahicilik
arayışı içinde kendisiyle bütünleştikleri bir yaşam biçiminin işareti” olarak
tarif etmektedir.

M. Stokes bir duygu söylemi olarak gördüğü
arabesk müziği, güçsüzlük ile gücün kötülüğü üstüne bir yorum olarak
görmektedir (s. 763).

Gencebay doğu müziğini batının
enstrümanlarıyla ve aranje tarzıyla seslendirmeyi denemiş, Türk sanat müziği ve
Türk halk müziği melodilerini karma bir yapıda kullanarak icra sergilemiş bir
müzisyendir.

…adını ilk kez askere gitmeden önce
çıkarttığı “Başa Gelen Çekilirmiş” adlı 45’lik plağı ile ve hemen ardından
“Derdim Dünyadan Büyük” adlı plağı ile duyurmuştur.

1000’e yakın bestesi bulunan ve 400’ünü kendi
sesi ile seslendiren sanatçı 35 tane Yeşilçam filminde rol almıştır. Orhan
Gencebay’ın ilk evliliğini yaptığı Azize Gencebay’dan Altan adında bir oğlu
dünyaya gelmiştir. 1974 yılından beri Sevim Emre’yle evlidir.

Ritm unsurunu ön plana çıkaran, keman sazının
ağırlıklı kullanımıyla orkestra zenginliği sağlayan kullanım tarzı, kendine has
yapısını ortaya koymaktadır.

Türk müziğinde zamanı bölen ritmi, irtifayı
gösteren makamları kesin kurallar olarak tanımlayan Gencebay, kendi müziğinde dikkat
çeken veya farklılık yaratan asıl unsurun bu kurallar üzerindeki değişkenlerden,
yorumlardan meydana geldiğini söylemektedir.

Gencebay Türk müziği içinde yaptığı önemli
bir farklılığında ritme verdiği önem olarak açıklamaktadır (s. 766).

Bir Teselli Ver, makamsal yapısı
kürdilihicazkar ve muhayyer kürdi karışımı olan, ritm itibariyle düyek ritminin
kullanılmış olduğu bir eserdir. Parçanın başında kullanılan elektronik bağlama,
halk müziği unsurlarını barındırmakta ancak müzikal duyumda farklılıklar yaratmaktadır.
Ritm sazların ziller, tef, darbuka ve davul olarak çeşitlilik gösterilmesi,
Orhan Gencebay tarzını vurgular niteliktedir.

Aral, Ayşegül. (2015), “Müzikologlar Güzüyle Orhan Gencebay,” Geçmişten Günümüze Samsun / Canik ve Değerleri, Ed. Osman Köse,
Canik Belediyesi Kültür Yayınları, Cilt: 2, (s. 757-772), Samsun